Aysel Tekerek: Parti'nin bu topraklara salmış olduğu tohum mutlaka yeşerecek!

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, 100. Yıl Komiteleri'nin Maltepe'de düzenlediği ilk toplantıda emektar komünistlerle buluştu.

Aysel Tekerek: Parti'nin bu topraklara salmış olduğu tohum mutlaka yeşerecek!

Ülkenin en köklü partisi Türkiye Komünist Partisi 100. yaşına yaklaşırken, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) bu anlamlı yıl dönümü için 10 Eylül’e kadar 100. Yıl Komiteleri’nde buluşma çağrısı yapmıştı.

100. Yıl Komitelerinin ilk toplantısı 5 Temmuz günü (dün) Maltepe Nazım Kültürevi’nde yapıldı.

Toplantıya TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, TKH MK Üyesi Kemal Parlak ve tarihsel TKP üyesi Mustafa Sarıbaş da katıldı.

Toplantı Kemal Parlak’ın 100. Yıl üzerine genel bir çağrısı ile başlarken; ardından Aysel Tekerek TKH’nin tarihsel TKP’den gelen misyonu, 100. Yıl Komiteleri ve hedefleri, çalışmaları üzerine konuştu. Mustafa Sarıbaş’ın sözlerinin ardından söz emektar komünistlere verildi.

Toplantıya 70’lerden günümüze tarihsel TKP üyesi emektar partililer katılırken, Parti’nin 100 yılında dair görüşlerini ve 100. Yıl Komiteleri’nin yol harita hakkında görüşlerini aktardılar.

100. Yıl Komiteleri’nin ikinci toplantısı 12 Temmuz Pazar günü Sişli’de yapılacak.

Toplantıda konuşan TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek emektar komünistlere şöyle seslendi:

“TKP’nin kurucu kadrolarının Parti’lerinin 100. yaşını nasıl hayal etmiş olabileceklerini düşündüm, kendi kendime verdiğim cevap “elbette yüzyıl sonrasını düşünemeyecek kadar önlerindeki 15 ya da 20 yıla dair çok büyük bir heyecan taşıyorlardı” şeklindeydi. O heyecan o kararlılığın ana felsefesi ülkeye sosyalizmi; olması gereken şekliyle, partiyle, örgütlü mücadeleyle, sosyalizmi sosyalist mücadeleyi taşımak. Şimdi aradan 100 yıl geçti.

Bu yüzyılda ülkemizde bir devrim, sosyalist anlamda bir devrim olmayışının, Türkiye Komünist Partisi’nin iktidarı almayışının, alamayışının acısını hep beraber yaşıyoruz. Bütün ülke olarak yaşıyoruz, işçi sınıfı olarak yaşıyoruz. Örneğin her gün yeni bir şey oluyor; yani bir fabrikadaki patlamadan dolayı kaybettiğimiz işçi sayısının bile belli olmadığı bir günde, patronların birbirlerine moral yemekleri düzenledikleri bir gün yaşadık. Hani her zaman söylüyoruz “daha ötesi var mı?” diye; her zaman daha ötesi oluyor.

Buradan tekrar yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki aslında 100. Yılımız; kapitalizmin, Türkiye’de ve dünyada kapitalizmin iflasına, çürümüşlüğüne, kokuşmuşluğuna denk gelen bir 100 yıl, 100.yaş. Buradan, tam da buradan tekrar doğrulmak ve devam etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Yine buraya gelirken uzun zamandır da düşünüyorum, bu 100 yılımızı 100. yaşımızı iki cümleyle özetlesek ne derdik diye.

Şimdi yoldaşım da bahsetti, siz değerli emektarlardan partinin mücadelesini buraya kadar getiren emektarlardan çok şey dinleyeceğiz. Yazılarınızı okuyacağız, deneyimlerinizi duyacağız 100. yıl vesilesiyle. Ama herhalde söyleyeceğimiz şey şu olurdu: Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşu asla kurumayan, asla bitmeyen, yok olmayan bir tohumun yeşermesi çalışmasıdır. Yani bu 100 yıl boyunca o tohum yeşerdi de, büyüdü de; o ağaç belki iktidara gelemeyerek meyvesini veremedi. Ama o ağacın büyümüş olmasından, onun gölgesinden işçi sınıfı yararlandı. Hakları itibariyle yararlandı. Örgütlülük kültürüyle yararlandı. Sermaye sınıfını sıkıştıran bir sınıf mücadelesinin mimarı oldu Parti’miz. Yani toprağa atılan tohumun çok ama çok nitelikli, asla kurumayacak, kendi kendini asla yok etmeyecek bir tohum olduğunu düşünüyorum. 100 yıldır da meyve vermeyi bekleyen bir tohumdur bu. 1920’lerde görevlerini yapan yoldaşlarımızdan sonra 100 yıl sonra artık bu görev bize düşmüştür.

Aslında bizim 100. Yıl ile kastettiğimiz şey de bunları dönüp dolaşıp birbirimize anlatmak değil, Partimizin, Türkiye Komünist Partisi’nin 100 yılını doldurmuşken; mümkün olduğu kadar yakın zamanda iktidarı almasıdır, işçi sınıfının iktidara geçmesidir. Bu duygularla 100. yılımızı karşılıyoruz. Ve şunu düşünüyoruz. Biz Parti olarak, Türkiye Komünist Hareketi olarak 100. yılımıza yakışır bir çok şey yapabilirdik. Kendi kendimize yapabilirdik. Ama doğru olan bu olmazdı. Biz sonuçta bir mücadelenin devamcısıyız ve bizden önce başlayan bir mücadele var. Bu mücadele, tam da bu toplantıda yer alan sizlerin tırnaklarıyla kazıdığı, alın teri döktüğü, bedel ödediği ya da bunun aynı zamanda gururunu da taşıdığı bir dönemden geçiyoruz. Belkide en fazla sizin katkılarınızla 100. yaşımızı karşılamalıyız diye düşündük.

Bu çerçevede biz tarihsel TKP’lilere, emektarlara “100. yılımızı beraber kutlayalım” çağrısında bulunmuş olduk. Bugün bu ilk toplantı, bu toplantı başka illerde de olacak, İstanbul’un değişik bölgelerinde de olacak. İlki Maltepe’de olmuş oldu. Ben burada sözümü bitireyim; bizim bu toplantıda söylediğimiz gibi araçlarımız var; o araçların sosyalist mücadelenin onurunu bizlerle paylaşan her emektara gitmesi için sizin yardımınıza ihtiyacımız var. Hem size ihtiyacımız var hem de bu araçların çeşitlenmesi için görüşlerinize ihtiyacımız var. Bunu da yapalım değil, hep beraber yapacağımız enerjiyi, hep beraber yaşayacağımız heyecanı, bir kararlığı biz kendimizde görüyoruz değerli yoldaşlar.

Görmesek zaten karşınıza çıkmazdık. Sembolik şeyler yapar, 100.yılımızı böyle karşılar ve geride bırakırdık. Ama kesinlikle böyle geçiştirmeyeceğiz. Bizim daha çok fazla yapacağımız şey var. 100. yıla sıkıştırmak zorunda değiliz ama 10 Eylül’e kadar 100. yılımızı çok değerli araçlarla, “ne güzel yapmışlar, bunu da düşünmüşler” diyeceğiniz araçlarla, Hakkari’de ya da Diyarbakır’da en az bizim kadar Parti’sine değer veren, emek veren bir komüniste bile araçlarımızın ulaşması demek, ‘ne iyi yapmışlar’ diye söyletiyorsa “ne mutlu bize” olur. Yani bu hoşuna gitmeli onların, “çok güzel oldu, devamı da gelecek. Türkiye Komünist Partisi’nin bu ülke topraklarına salmış olduğu tohum mutlaka yeşerecek” dedirtebiliyorsak ne mutlu bize.

Zaten söylemeye bile gerek yok. Bizim onu iktidara taşıyacağımıza dair bir irademiz, kararlılığımız ve örgütlü mücadelemiz zaten var. Ben tekrar teşekkür ediyorum sizlere geldiğiniz için. Bundan sonra siz yoldaşlara söz vereceğiz, sizleri dinleyeceğiz.

Kemal abinin de söylediği gibi 13 Eylül tarihine, tam da buraya yakın bir bölgede Kartal’da bir miting başvurusu yapmış olduk. Bu mitingi 100. Yıl komiteleri ile yapacağız aynı zamanda. Bir de böyle bir işimiz var 2-3 ay sonrası için. Ben tekrar teşekkür ediyorum yoldaşlar.”