Altaylı'ya göre salgında tek suçlu: Tedbir almayan 'güruh'

"Hastalar tedavi masraflarını kendileri ödeyecek. Parası olmayana tedavi uygulanmayacak' desin bakın bu güruhun bir teki sokakta kalıyor mu! Bunların anlayacağı tek dil bu. Bana sorarsanız iyi de olur. Çünkü ben vergilerimle sağlanan sağlık hizmetinden bu saygısız, sorumsuz, izansız güruhun ahmakça yaşam tarzını finanse etmek istemiyorum"

Altaylı'ya göre salgında tek suçlu: Tedbir almayan 'güruh'

Koronavirüs salgını Türkiye’yi kasıp kavururken, ekonomik sebeplerle ansızın ‘normalleşme’ kararını eleştiremeyenler, ‘normalleşme’ kararına uyan yurttaşları salgının tek suçlusu olarak göstermeye başladı.

“Gönlüm el vermedi” diyerek İçişleri Bakanlığı’nın sokağa çıkma yasağını bir tivitle iptal eden Erdoğan’ı ve salgına iktidarın tedbirsiz yaklaşımını eleştiremeyenler sokaktaki yurttaşlara hakaretler yağdırıyor.

Bütün tedbirsizliğe rağmen, lise öğrencilerinin LGS’ye girmesini ısrarla isteyen Milli Eğitim Bakanı, okul önlerinde velilerin oluşturduğu kalabalık fotoğrafları görmezden gelerek ‘güven ve huzur’ içinde sınavın tamamlandığını ilan etmişti.

Fatih Altaylı da koronavirüs ‘tedbir’lerine ilginç bir refleksle dahil oldu. Altaylı, “Hastalar tedavi masraflarını kendileri ödeyecek’ densin bakın bu güruhun bir teki sokakta kalıyor mu!” diye bir çözüm buldu.

HaberTürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Liseye Geçiş Sınavı’nda (LGS) uyarılarına rağmen yeni tip Koronavirüs  tedbirlerine uyulmamasına tepki göstermek isterken tek suçlu olarak halkı ilan etti ve hakaret etmekten de çekinmedi.

Altaylı, “‘Hastalar tedavi masraflarını kendileri ödeyecek. Parası olmayana tedavi uygulanmayacak’ desin bakın bu güruhun bir teki sokakta kalıyor mu! Bunların anlayacağı tek dil bu. Bana sorarsanız iyi de olur. Çünkü ben vergilerimle sağlanan sağlık hizmetinden bu saygısız, sorumsuz, izansız güruhun ahmakça yaşam tarzını finanse etmek istemiyorum” diye yazdı.

Altaylı, köşesinden şu ifadeleri yazdı:

“Dün LGS vardı.Yapılmasın denilen ne varsa yapıldı. Olmasın denilen ne varsa oldu. Siz istediğiniz kadar televizyonlarda anlatın, gazetelerde yazın “Maske takın, sosyal mesafeyi koruyun, g.t g.te gelmeyin. Dikkatli olun” diye.

Siz istediğiniz kadar sınava katılacakları korumak için sokağa çıkma yasağı ilan edin.

Hiçbir şey değişmez. Çünkü bu ülkede öyle bir kitle var ki, okuduğu tek şey kendi bildiği, dinlediği tek şey kendi iç sesidir. Ona bir halt anlatamazsınız.

Ona bir halt öğretemezsiniz. Diziyi tarih zanneder. Survivor’ı olimpiyat oyunları.

Siz haber kanallarına ordinaryüs profesör çıkarsanız, üç Nobelli doktor getirip anlatsanız dinlemez. Bu sınava katılan öğrenci sayısının 2 mislinden fazlası haftaya üniversite sınavına girecek.”

“BUNLARA ANLATAMAZSINIZ”

Altaylı, “Siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü. Şurası net ki, bunlara istediğiniz kadar anlatın, değil Sağlık Bakanı, Cumhurbaşkanı her gün ekrana çıksa, tüm televizyonlar ortak yayınlasa bir şey anlatamayacak, bir şey öğretemeyeceksiniz.” ifadelerini kullandığı yazısını şöyle sürdürdü

“Bunların anlayacağı tek şey kaldı. Sağlık Bakanı çıkıp ekrana ‘Bundan böyle Covid-19 hastalarına bedava tedavi yapılmayacak. Hastalar tedavi masraflarını kendileri ödeyecek. Parası olmayana tedavi uygulanmayacak’ desin bakın bu güruhun bir teki sokakta kalıyor mu! Bunların anlayacağı tek dil bu. Bana sorarsanız iyi de olur.
Çünkü ben vergilerimle sağlanan sağlık hizmetinden bu saygısız, sorumsuz, izansız güruhun ahmakça yaşam tarzını finanse etmek istemiyorum. Bunlara para harcayacağınıza parayı Tarım Bakanlığı’na verin. Bari hayvancılık kurtulur.”

Bir başka yayın organı Demirören grubunun Hürriyet’inde de durum farksız. Ahmet Hakan’ın yönetim koltuğunu doldurduğu gazete baş sayfasından velileri suçladı.

“Veliler ilk sınavda çaktı” manşetiyle yayımlanan gazetede, velileri ve lise öğrencilerini okul önlerine yığan karara ilişkin tek kelime edilmedi. Öğrencilerin sınava girdikleri okul içinde hijyenin hakim olduğu savunulurken; koronavirüs tespit edilen öğrencilerin ambulanslarla sınavlara taşındığından bahsedilmedi.