AKP’liler Goebbels’e rahmet okuturken…

Özel hastaneler ücretsiz olmadığına, piyasanın kurallarından bağımsız olmadığına, kar etmemek için kurulmadıklarına göre, nedir Erdoğan sayesinde olan? Sağlığın piyasalaşması, özelleşmesi, kar amacıyla yapılan bir ticari faaliyete dönüşmesi mi?

Kapitalist ülkelerin koronavirüs salgını karşısında sağlık sistemlerinin çöküşü, bizim AKP’lileri çok sevindirmişe benziyor. Şimdi yeni moda “Gördünüz mü batıyı, ülkemizle övünün, Erdoğan’a şükredin, her şey Erdoğan sayesinde” propagandası başladı!

En başta Erdoğan yapıyor: “Sağlık alanında yaptığımız reformların sayesinde…” diye cümleye başlıyor, kendini öve öve bitiremiyor. Hatta “iktidara geldiğimizde ambulans bile yoktu” diyecek kadar ipin ucunu kaçırıyor!

Türkiye’de en azından İtalya, İspanya, Fransa ve ABD’ye nazaran vaka ve ölüm sayısı henüz düşük gözüküyor. Türkiye’de yoğun bakımlar dolup taşmadı, belki… Vaka ve ölüm sayılarının ne kadar sağlıklı açıklandığı başka bir tartışma konusu. Ama vaka sayısı salgınının ilk görüldüğü Çin’i geçmiş durumda.

ABD’de ya da İngiltere’de paranız yoksa eğer, hastalanırsanız, hastanenin kapısından bile almazlar. Çünkü kapitalizm bu! Oralar da kapitalizmin beşiği!

İtalya’ya, Fransa’ya, İspanya’ya, İngiltere’ye ve ABD’ye bakarak, Türkiye ile övünen yandaşlar türedi şimdi. Türkiye’de sağlık sisteminin başarısından bahsediyorlar ve bugünkü tabloyu da Erdoğan iktidarına bağlıyorlar!

Yani kapitalizmi eleştireceklerine, Erdoğan’ı övüyorlar… Tuhaf değil mi? Sanki Erdoğan kapitalizm karşıtı, serbest piyasa karşıtı, özelleştirme karşıtı!

Örneğin Çin ya da Küba ile karşılaştırmıyorlar.

Daha hastalığın ve virüsün bile ne olduğu anlaşılmadan yaşanan salgını önleyebilen Çin’in ve doktorlarını seferber edebilen Küba’nın salgın karşısındaki gücünün, “ileri” kapitalist ülkelere beş bastığını görmezden geliyorlar. Erdoğancılık ya da kraldan çok kralcılık gözleri ve beyinleri kör ettiği için daha düne kadar örnek aldıkları kapitalist ülkelerin başarısızlığını, düşman oldukları sosyalist ülkelerin başarısıyla karşılaştırmaya kalkamıyorlar da ondan!

Altında kalırlar çünkü!

Ayrıca….

Bugün “gördünüz mü batıyı, ülkemizle övünün, Erdoğan’a şükredin, her şey Erdoğan sayesinde” diyenler Goebbels’i bile mezarında ters döndürürler!

Nasıl mı? Tek tek anlatalım… Herkes meydanı boş bulmuş konuşuyor; yandaşlar gerçekler yerine ya yalana ya da cehalete başvuruyorlar!

Bazı gerçekleri unutuyorlar!

Önce bugün ülkemizin sağlık sistemi, yandaşın/liberalin devletçi, vesayetçi, kamucu, hantal, arpalık diye tarif ettiği devletçi ekonomik modelin bir sonucu olarak bugünlere geldi. Basamaklı sağlık sistemi ya da koruyucu sağlık sistemini ancak bu kadar bozabildiler!

Yaklaşık 20 yıldır, kamucu sağlık sistemini özelleştirmeye ve özerkleştirmeye çalışan ve doğrudan özel sektöre açmaya çalışan, sağlığı birer ticarethaneye dönüştüren bizzat AKP’nin ta kendisiydi. İngiltere’yi, ABD’yi, Fransa’yı, İtalya’yı örnek gösterip sağlıkta özelleştirmeyi, özerkleşmeyi ve birinci basamak sağlık sisteminin tasfiyesi anlamına gelen aile hekimliğini gündeme AKP getirmedi mi? AKP döneminde pıtrak gibi özel hastaneler ve sağlık tekelleri ortaya çıkmadı mı?

Örneğin AKP döneminde özel hastane sayısı yüzde 100 artarken Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastane sayısı yüzde 10 artmış. Özel hastaneler ücretsiz olmadığına, piyasanın kurallarından bağımsız olmadığına, kar etmemek için kurulmadıklarına göre, nedir Erdoğan sayesinde olan? Sağlığın piyasalaşması, özelleşmesi, kar amacıyla yapılan bir ticari faaliyete dönüşmesi mi?

Örneğin diyorlar ki “bizde sağlık hizmeti parasız!”. O eskidendi. Genel bütçe içinde sağlık harcamaları devletin yükümlülüğünde idi. Şimdi çalışanlardan doğrudan sigorta pirimi olarak kesiliyor. İlaç alırken muayene katkı payı ve ilaç fark ücreti vatandaşın cebinden çıkıyor! Şimdi tablo böyle iken, nedir Erdoğan sayesinde olan? Sağlık hizmetlerinin vatandaşın cebinden çıkması mı? Hem vergi verip hem de sigorta primi ödemek mi?

Örneğin diyorlar ki, “şehir hastaneleri büyük dönüşüm!”. Ama şehir hastaneleri adıyla büyük soygunu ve yağmayı görmemizi istemiyorlar. Şehir hastaneleri, 25 yıllığına, inşaatı yapan şirketlerden kiralanıyor. Yani devlet kira ödüyor! Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 60’ı kira ve hizmet bedeli olarak bloke ediliyor! Şirketler ile yapılan anlaşmalar ticari sır kapsamında, kimse bilmiyor. Şehir hastanelerinin maliyetinin 10,6 milyar dolar olduğu, sadece ödenecek kira bedelinin ise 30,3 milyar dolar olacağı niye yazılmıyor? Önümüzdeki 25 yıl boyunca şehir hastanelerine ödenecek paranın yaklaşık 140 milyar dolar olacağı hesap edilirse… Şehir hastaneleri, halkın parasıyla patronların zengin edilmesinden başka bir şey değilken, neyle övünülüyor?

Bakın; şehir hastanesi yapan bir patron 2018 Temmuz’da ne demiş:

Biz inşaatı yapıyoruz ve 5 yıl boyunca işletmesini üstleniyoruz. Sağlık sektörünün altyapısını ve yan sektörlerini oluşturduğumuz bir noktadayız. Biz devletin adına bir bina yapıyoruz, yatırımı biz gerçekleştiriyoruz. Sadece binayı da yapmıyoruz, piyasadaki en iyi en yeni cihazlarla donatıyoruz. Devlet bize 25 yıl boyunca kira veriyor. Hastane boş da olsa, dolu da olsa… Hasta sayısı kriteri yok. 25 yıl boyunca sabit bir kira veriyor bize. İkincisi 19 tane hizmeti bizim sorumluluğumuza veriyor. Zaten devlet hastanelerinde de bu hizmetler taşere ediliyor. Temizlik, güvenlik, bahçe, atık toplama, yemekhane gibi… Bu 19 hizmet 5 yıl boyunca belirli bir rakam üzerinden bize veriliyor. Yatırımını da bizim yaptığımız hizmetler bunlar. Örneğin Urfa’daki bir devlet hastanesinde çamaşır hizmetleri özel sektöre verilirken şirket hazır bir altyapıya geliyor. Şehir hastanesinde ise biz çamaşırhaneyi kendimiz yapıyoruz. Makineleri de biz koyuyoruz. O nedenle bir tık daha yüksek bizim aldığımız bedel.” [i]

Başka söze gerek var mı? Şehir hastaneleri patronlara kamu kaynaklarını peşkeş çekmenin başka bir yolu değil de nedir? Kimin sayesinde?

Salgın, sağlığı bir ticari meta haline getiren kapitalizmin yanlışlığını ortaya koydu! Hem de kapitalizmin en gelişkin olduğu ülkelerde!

Peki bizim yandaşların kapitalist batıyı işaret edip kendilerine pay çıkarmalarına ne demeli?

Bugün AKP’nin sağlık politikası, büyük bir çöküş yaşayan kapitalist ülkelerin sağlık politikasıyla bir ve aynıdır! Özünde özelleştirme, piyasacılık, sermayenin çıkarları ve sağlığın ticari bir metaya dönüştürülmesi bulunmaktadır!

Başa dönelim! Kapitalist ülkelere bakıp Erdoğan’ı övmek: Tam bir akıl tutulması olsa gerek!

Bugün kapitalizm özel sektörse, serbest piyasaysa, özelleştirmeyse, her şeyin ticarileştirilmesiyse, her şeyin metaya dönüştürülmesiyse, peki AKP ve Erdoğan nedir?

Sanki Erdoğan ve AKP, kapitalizm karşıtı, serbest piyasa karşıtı, özelleştirme karşıtı, özel sektör karşıtı!

Siz herkesi aptal mı sandınız?

Öykündüğünüz kapitalizm yani serbest piyasa, girişimcilik, özel sektör çöküştedir. Sizin de ülkemizi götürdüğünüz yol işte böylesi bir uçurumdur!

Bir de kendilerini övmezler mi?

Siz yatıp kalkın plancılara, devletçi ekonomiyi savunanlara, kamuculara, cumhuriyetçilere, solculara, sosyalistlere dua ediniz!

Yoksa Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan çizgisi serbest piyasacı, girişimci, özelleştirmeci vs. değil miydi?

[i] https://www.dunya.com/sirketler/sehir-hastanelerine-5-yilda-3-milyar-euro-daha-yatiracak-haberi-423281