Akar, Macron'a karşı NATO'yu savundu

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Türkiye, halkını ve toprak bütünlüğünü koruyan Azerbaycan ile dayanışma içinde ve onu desteklemeye devam edecek." ifadelerini kullandı.

Akar, Macron'a karşı NATO'yu savundu

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Macron’un NATO hakkındaki “beyin ölümü gerçekleşti” ifadesine atıfta bulunarak, “Beyin ölümü iddialarının aksine, NATO çeşitli ve yeni ortaya çıkan tehditlere başarılı bir şekilde uyum sağlamaya ve büyümeye devam etti. Türkiye geçmişte olduğu gibi bu uyumu güçlü bir şekilde desteklemeye devam edecektir.” diye konuştu.

Akar, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sorunların uluslararası hukuk yoluyla çözülmesinden yana olduğunu da belirterek, “Dostlarımızdan ve müttefiklerimizden tek isteğimiz, Yunanistan’ın iddialarına ve uygulamalarına mantık, bilim ve nesnel kriterler çerçevesinde bakmaları ve bunları Türkiye’nin meşru, makul ve sağduyulu yaklaşımı ile karşılaştırmaları.” ifadelerini kullandı.

Akar, İngiltere merkezli “The Centre for British-Turkish Understanding (CBTU)” tarafından internet üzerinden düzenlenen “Değişen Küresel ve Bölgesel Güvenlik Ortamında Türkiye” başlıklı programda konuştu.

“İNGİLTERE İLE BENZER POZİSYONLARA SAHİBİZ”

Türkiye ile İngiltere arasındaki bağların çok köklü olduğunu kaydeden Akar, “Pek çok küresel konuda aynı veya benzer pozisyonlara sahibiz. Ekonomik ilişkilerimiz de kapsamlı. Savunma sanayi alanındaki işbirliğimiz umut verici.” diye konuştu.

Akar, “Brexit’ten sonra İngiltere-Türkiye ilişkilerinin ve stratejik ortaklığının ortak riskler ve yeni işbirliği fırsatları konusunda eskisinden daha uyumlu olacağına inandığını” da vurguladı.

MACRON’A KARŞI NATO SAVUNMASI

‘NATO’nun rolünün her zamankinden daha hayati olduğuna inandıklarını’ belirten Akar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ittifak hakkındaki “beyin ölümü gerçekleşti” ifadesine atıfta bulunarak, “Beyin ölümü iddialarının aksine, NATO çeşitli ve yeni ortaya çıkan tehditlere başarılı bir şekilde uyum sağlamaya ve büyümeye devam etti. Türkiye geçmişte olduğu gibi bu uyumu güçlü bir şekilde desteklemeye devam edecektir.” diye konuştu.”

Bazı anlaşmazlıklara rağmen, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin (AB), güvenlik, savunma, terörle mücadele ve yasadışı göçün önlenmesi gibi çok çeşitli konularda uzun vadeli çıkarları paylaştığını vurgulayan Akar, sözlerine şöyle devam etti:

“Avrupa güvenliği konusundaki kapsamlı bir yaklaşım, Türkiye veya İngiltere’siz mümkün değil. Ancak AB tarafında stratejik vizyon eksikliği var. İlişkilerimizin her yönünü, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz ile ilişkilendirmek, ortak gündemimizin belirli üyeler tarafından ele geçirilmesine olanak sağlıyor. Bunlar arasında AB’ye girmesine asla izin verilmemesi gerekenler de var. Bu ifademde Kıbrıs Rum Yönetimi’ni kastediyorum. AB’deki bu vizyon eksikliğine İngiltere yabancı değil. Brexit sürecinde gördüğümüze inanıyorum.”

“Türkiye NATO üyeleri arasında en çok terör saldırısına maruz kalan ülkedir.”

“YPG DESTEK ALMAYA DEVAM EDİYOR”

Akar, “PKK artık bir terör örgütü olarak tanınıyor. Ancak bu gerçeğin dostlarımız ve müttefiklerimiz arasında anlaşılması çok uzun sürdü. Şimdi aynı ikilem, YPG’nin terör örgütü olarak tanınmasında görülüyor. Maalesef YPG, bazı müttefiklerimizden önemli derecede destek almaya devam ediyor.” dedi ve şöyle konuştu:

“Ne Kürt halkıyla ne de başka bir etnik kökenle sorunumuz olduğunun altını çizmeliyim. Tek düşmanımız terörizm.”

“Terörü herhangi bir din veya etnik grupla ilişkilendirmeye çalışmanın yanlış olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Bu, aslında teröristlerin işine yarıyor. PKK/YPG Kürtleri temsil etmediği gibi DEAŞ da İslam’ı temsil etmiyor.”

SURİYE GÜNDEMİ

Bakan Akar, Suriye konusunda ise Türkiye’nin başından itibaren Suriye halkının yanında yer aldığını belirterek, “Etnik kimlikleri veya inançlarına bakılmaksızın Ezidi, Arap, Hristiyan, Süryani ve diğer pek çok azınlığın aralarında olduğu milyonlarca Suriyeliyi kucakladık.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin yaptığı yardımları anlatan Akar, “Şimdiye kadar 300 binden fazla Suriyeli, Türkiye’nin terörle mücadele operasyonlarında teröristlerden arındırdığı bölgelere geri döndü. Mart ayında İdlib’de vardığımız ateşkes, zaman zaman yaşanan ihlallere rağmen sürüyor. Bu ateşkes, sahadaki insani durumu iyileştirmek, Türkiye ve Avrupa’ya yönelik başka bir mülteci akışını önlemek ve siyasi süreci yeniden canlandırmak için hayati öneme sahip.” dedi.

LİBYA KONUSU

Milli Savunma Bakanı, Libya’da ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in BM tarafından tanınan meşru hükümete yönelik saldırı başlatmasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiğini hatırlattı.

“Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilen ve Mısır ve Rusya tarafından desteklenen Hafter’in barış ve istikrar olasılığını baltalamak için ara vermeksizin çalıştığını” söyleyen Akar, “Paralı askerler tarafından desteklenen Hafter güçleri, hastaneler, limanlar, havaalanları, okullar, büyükelçilikler, yerleşim alanları ve tıbbi malzeme depolarını ayrım gözetmeksizin bombaladı. Hafter güçlerinden temizlenen alanlarda çok sayıda toplu mezar ve yüzlerce insan kalıntısı ortaya çıkarıldı.” diye konuştu.

İNGİLTERE AKTİF ROL ALMALI

Akar, şöyle devam etti:

“Libya hükümetinin yardım çağrısı karşısında somut destek sağlayan tek ülke bizdik. Desteğimizin sahadaki dengeyi değiştirdiği ve Berlin Konferansı gibi diplomatik çabaların önünü açtığı kabul ediliyor. Yardımımız olmasaydı Trablus, Hafter güçlerinin eline geçebilir, bu da büyük bir insani felakete yol açabilirdi. Bu sorunun askeri bir çözümü yok. BM’nin Libya’daki çabalarının ve son ateşkes ilanlarının kalıcı bir siyasi çözüme yol açmasını umuyoruz.”

“Dostlarımızdan ve müttefiklerimizden tek isteğimiz, Yunanistan’ın iddialarına ve uygulamalarına mantık, bilim ve nesnel kriterler çerçevesinde bakmaları ve bunları Türkiye’nin meşru, makul ve sağduyulu yaklaşımı ile karşılaştırmaları.” dedi.

“Kıbrıs sorununun çözümü, ancak Kıbrıslı Türkler’in adanın ortak sahipleri olduğu gerçeğini kabul etmekle mümkündür.”

“Başka bir garantör olan İngiltere de çözüm arayışında tarafsız, dengeli ve aktif bir rol oynayabilir ve oynamalıdır.”