Türkiye demiryolu hattı için AB'den 275 milyon euro hibe alacak

AB yarın imzalanacak finansman anlaşması ile Halkalı-Kapıkule demiryolu hattı projesine 275 milyon hibe verilecek.

Türkiye demiryolu hattı için AB'den 275 milyon euro hibe alacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada Halkalı-Kapıkule arasında yeni bir demiryolu hattı inşa edeceklerini belirtmiş, inşaat çalışmalarında AB fonlarının kullanılacağını kaydetmişti.

Bakan Turhan, konuyla ilgili olarak, “Bu demiryolu hattının 200 kilometre hızlı bir demiryolu olarak yeniden inşası teklif edildi. Avrupa Birliği, bunun iki etapta yapılmasını Halkalı- Çerkezköy kesiminin TCDD tarafından, Çerkezköy-Kapıkule kesiminin ise AB fonlarıyla yapılmasını uygun buldu” diye konuşmuştu.

Bugün Reuters kaynaklı yayınlanan habere göre, bu projeyle ilgili proje finansman anlaşması yarın İstanbul’da imzalanacak ve anlaşma kapsamında AB Halkalı-Kapıkule demiryolu hattı için 275 milyon euro tutarında bir hibe desteği verecek.

AB Türkiye Delegasyonu’nun açıklamasına göre proje için yapılacak toplam yatırım maliyetinin 1 milyar euro civarında olmasının beklendiği ve AB tarafından sağlanacak 275 milyon euroluk hibeyle birlikte bu projenin, Türkiye’de yürütülen en büyük AB yatırım projesi olacağı belirtildi.

İstanbul büyükşehir bölgesini, Türkiye-Bulgaristan sınırına bağlayacak olan demiryolu hattına ilişkin finansman anlaşmasını AB Komisyonunun Hareketlilik ve Ulaştırmadan sorumlu Üyesi Violeta Bulc ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın imzalayacağı belirtildi.

Bültende “Tahminlere göre demiryolu hattının inşası tamamlandığında, bu hat hem tüketici hem de üreticiler açısından değeri 1.6 milyar euroyu bulan çok önemli faydaları da beraberinde getirecektir” denildi ve şu ifadelere yer verildi:
“Bu bağlamda Türkiye, stratejik açıdan önemli diğer proje Yavuz Sultan Selim köprüsü demiryolu bağlantılarının inşaatını da en geç 2029’a kadar bitirme taahhüdünü vermiştir. Bu demiryolu bağlantıları, eksik bağlantıların tamamlanması anlamına gelmektedir ve AB ile Türkiye arasında ve Türkiye’den Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya’ya uzanan daha büyük bir ticaret koridorunun gelişmesini de kolaylaştıracaktır.”