Tobruk merkezli hükümet: Osmanlıların Libya’yı yeniden işgal etmesine izin vermeyeceğiz

Libya’nın doğusundaki Bingazi şehrinde Tobruk Temsilciler Meclisi Hükümeti Başbakanı Abdullah es-Sini Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada,“Libya’nın Türkiye ile herhangi bir deniz sınırı yoktur. Erdoğan ve Serrac’ın amacı, bu darbeci hükümetin ömrünü uzatmak için milislere destek vermektir” ifadelerini kullandı.

Tobruk merkezli hükümet: Osmanlıların Libya’yı yeniden işgal etmesine izin vermeyeceğiz

Türkiye, 2011 yılından bu yana siyasi ve askeri gruplar arasında bölünmüş olan Libya’da, İhvancı Serrac hükümetine destek veriyor. Ankara, Serrac hükümetinin bunu talep etmesi halinde Libya’ya asker gönderebileceğine dikkati çekmişti. Öte yandan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ankara’nın, Suriye’de olduğu gibi, barış, huzur ve güvenlik sağlanana kadar Libya’daki kardeşlerinin yanında olmaya devam edeceğini belirtti.

YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI’NDAN LİBYA’YA ZİYARET

Öte yandan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, 22 Aralık’ta ülkesinin, Türkiye ve başkent Trablus’taki UMH Başkanı Fayiz es-Serrac arasında imzalanan anlaşmayı kabul etmediğini açıkladı. Dendias, Libya’nın doğusundaki Bingazi şehrinde Tobruk Temsilciler Meclisi Hükümeti Başbakanı Abdullah es-Sini ile görüştü.

Aynı şekilde söz konusu anlaşma belgesini “Libya’nın satışı” olarak nitelendiren Sini, Osmanlıların Libya’yı yeniden işgal etmesine izin vermeyeceğiz. Onlarla tam gücümüzle mücadele edeceğiz. Bunu başaracağız” ifadelerini kullandı. Abdullah es-Sini, Libya halkının da bu anlaşmayı reddettiğini söyleyerek, “Libya’nın Türkiye ile herhangi bir deniz sınırı yoktur. Erdoğan ve Serrac’ın amacı, bu darbeci hükümetin ömrünü uzatmak için milislere destek vermektir” dedi.

Uluslararası topluma UMH’yi tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan Sini, bu durumun, tüm bölge ülkeleri arasındaki fitne fitini alevlendirmeye çalışarak Libyalılar ve komşu ülkeler için bir tehdit haline dönüştüğünü ifade etti. Abdullah es-Sini ayrıca, Yunanistan’ı da Bingazi şehrinde bir konsolosluk açmaya ve hükümetine bağlı şehirlere hava ve deniz yolu sağlamaya çağırırken, “Yunanistan’ı, tüm ekonomik ve yeniden yapılanma alanlarında bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz” dedi.

‘LİBYA’YI FIRSAT OLARAK GÖRMÜYORUZ’

Yunanistan Dışişleri Bakanı ise ülkesinin, Libya’yı bir fırsat olarak görmediğini ve bunun yerine Libya halkının çıkarının yanında durduğunu belirtti. Nikos Dendias, “Türkiye’nin Trablus’taki milislere verdiği silah ve uçak desteğini çok iyi biliyoruz” dedi. Türkiye’yi, Serrac ve müttefik milislerini destekleyerek çatışmayı uzatmaya çalışmakla suçlayan Dendias, “Serrac’ın bu tür anlaşmaları imzalama hakkı olmadığını biliyoruz. Bu anlaşma hususunda Avrupa Birliği’ndeki (AB) ortaklarımızın yanında duruyoruz. Ayrıca anlaşmanın güvenlik ve askeri yönüyle de ilgileniyoruz. Çünkü tüm yönleriyle Libya, birliği ve tüm bölge açısından bir tehlike mevcut” ifadelerini kullandı.

‘LİBYA’DA YAŞANANLARDAN TEK FAYDALANAN SİLAH ÜRETİCİLERİ’

Öte yandan Serrac ise Türkiye ile yapılan anlaşmaları savunmaya devam ederken, 22 Aralık’ta yaptığı açıklamada, amacının, çıkarları güvence altına almak için iki meşru taraf arasında askeri ve güvenlik işbirliğini geliştirmek olduğunu vurguladı.

Fayiz es-Serrac, Libya’da yaşananlardan tek faydalananın silah üreticileri olduğunu belirtirken, hükümetinin ve Türkiye’nin, herhangi bir üçüncü tarafa karşı saldırganlık niyeti bulunmadığını ve iki tarafın da çıkarlarını güvence altına alacak şekilde bir anlaşma imzalama hakkına sahip olduklarını iddia etti.

ALIKONULAN GEMİ BIRAKILACAK

Şarku’l Avsat’ta yer alan habere göre Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) bağlı Deniz Kuvvetleri Komutanı Farac el-Mehdevi, geçen cumartesi günü alıkoyulan geminin, mürettebatıyla yapılan soruşturmaların sonlanması sonrasında ilerleyen saatlerde salıverileceğini açıkladı.

Mehdevi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu saate kadar yapılan soruşturmalar, Grenada bandralı geminin, masum ve temiz olduğunu, ancak kaptanının, izinsiz şekilde Libya karasularına girerek bir ihlal gerçekleştirdiğini gösteriyor. Keşif devriyelerimiz, ona durma çağrısı yaptığında durmadı ve buna binaen gemiyi kuşattık, durdurduk. Ardından da Ra’s Hilal limanına çektik” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Soruşturmalar sırasında, kalkış ve varış limanlarından tanımlanan resmi belgelere göre, Malta’dan yola çıkan ve Mısır’ın İskenderiye şehrine giden bir kargo gemisi olduğu ortaya çıktı. Yaptığımız dikkatli denetimden görüldüğü üzere, yükü sadece bir tahıl ve un fabrikası için makinelerden oluşuyor. 8 kişilik mürettebata gelince, geminin güzergahından sorumlu kaptan da dahil olmak üzere Gürcistan’dan 3, Ukrayna’dan 2 ve Türkiye’den 3 kişi mevcut. Büyük olasılıkla ilerleyen saatlerde tahliye edilecekler” denildi.

Geminin, Libya donanması ve Ulusal Ordu’yu ölçmek üzere bir Türk gemisi olabileceği iddialarını yalanlayan Farac el-Mehdevi, “Gemi, bir Türk gemisi değil ve kaptan da Türk vatandaşı değil. Serrac ve Türkiye’nin mutabakatına bağlı olarak Libya karasularına izinsiz girdiğini söylemedi” dedi.

Askeri yetkili, “Soruşturmaları ayrıntılı olarak incelemedim. Ancak kötü hava koşullarının, gemiyi karasularımıza girmeye zorladığını ve belki de devriyelerimizin yaptığı çağrıyı duymadığını düşünüyorum. Durum ne olursa olsun, herkes hazır olduğumuzun farkına vardı. Tüm gemilerin hareketlerini takip ediyoruz” şeklinde konuştu.