Temelli: Suriye’deki başarısızlık Türkiye’ye açılım getirebilir

"Türkiye siyasetini HDP belirler. Türkiye siyasetinde aritmetik değil, başkan, milletvekili sayısı değil, Türkiye siyasetinin yörüngesinin belirlenmesi önemlidir. Bunu belirleyen güç HDP’dir."

Temelli: Suriye’deki başarısızlık Türkiye’ye açılım getirebilir

HDP eş Genel Başkanı Sezai Temelli, VOA Türkçe’ye konuştu. Temelli, Suriye’deki başarısızlığını Türkiye’ye ‘açılım’ getirebileceğini ifade etti.

Meclis’ten çekilme kararlarının olmadığını dile getiren Temelli, “HDP’nin meclisi boykotu, meclisten tamamen çekilmenin başlangıcı mı?” sorusuna HDP’nin gündeminde tamamen çekilme olmadığını belirterek, “Sine-i millet tartışmaları bizim için söz konusu değil, Bu tartışmalar zaman zaman, özellikle sosyal medya üzerinden yapılan tartışmalar. HDP’nin sine-i millet diye bir gündemi hiçbir zaman olmadı. Bu 3 günlük boykot bir sine-i millet değil. Zaten biz sokaklardayız, halkımızla beraber siyaset yapıyoruz. Tam tersine biz halkımızın sesini, özellikle toplumun geniş bir kesiminin sesini meclise taşıyoruz. Kürt halkının en temel meselelerini meclise taşıyoruz. Sine-i millet meselesi aslında bir çekilme meselesi, siyasetten çekilme anlamına gelir, aslında bu HDP’nin kendi varoluş nedeniyle çakışır. Bu Meclis senin meclisin. Senin sorunlarınla ilgilenmeli, sarayın sorunlarıyla değil. Bir iktidarın beka meselesiyle değil ya da herhangi bir kesimin iktisadi sorunlarını çözmekle ilgili değil, bizzat toplumun, halkın sorunlarıyla ilgilenmelidir. Bugün Kürt meselesi küresel bir meseledir. Bu meselenin çözümünde, çözümsüzlükte ısrar eden, direnen kim? Bu iktidar. O zaman bu iktidara karşı bu meclis var olan gücünü kullanarak harekete geçmelidir. Boykotumuz, bu yöndeki bir çağrıdır. İktidara karşı Meclisi göreve davet etmektir” yanıtını verdi.

Temelli’nin röportajının bir bölümü şöyle:

(Diyarbakır il binası önünde süren eylemler hakkında)

“HDP bir bina değildir, HDP’yi kapatamazsınız. HDP bir ruhtur, bir sevdadır, bir aşktır, bir mücadeledir, bir gelenektir. HDP 7 yaşındadır ama geriye doğru baktığınızda 100 yıllık bir mirasa sahip çıkan bir mücadeledir ve önümüzde de bu mücadeleyi sürdürme azmimizi her seferinde ortaya koyuyoruz. Binalarımızı kapatmak, parti kapatma meselesiyle bu iş sonuçlanmaz. Biz yolumuza devam ederiz. Geçmişte bunları denemediler mi? Geçmişte parti kapatmadılar mı? Ne oldu mücadele söndü mü? Hayır, aksine onlar her parti kapattığında daha da güçlendik, daha da büyüdük. Yoksa bizim böyle bir kaygımız, korkumuz yok. Onlar tartışa dursunlar, korkusu kaygısı olan, çaresiz olan acze düşmüş siyaset bunları konuşur”

ÇÖZÜM İÇİN MASA LAZIM

Suriye’de artık Kürtlerin olmadığı bir çözümün mümkün olmadığını dile getiren Temelli, “İktidarın stratejisi çökmüştür. Bu iktidarın çok uzun yıllardır dile getirdiği Suriye tezleri çökmüştür ve teşhir olmuşlardır. Kürt düşmanlığı teşhir olmuştur. Dış politikası iflas etmiştir. Bu başarısızlık beraberinde Türkiye’de özellikle demokratik çözüm ve demokratik anayasa konusunda önemli açılımlar getirebilir. Bu yüzden tüm Türkiye toplumuna, Türkiye’deki tüm yapılara, toplumsal muhalefete çağrı yapıyoruz. Bu böyle gitmez. Bu teşhir oldu. Şimdi inisiyatif alma zamanı, bütün dünya kamuoyu bunu teyit ediyor. Türkiye’deki iktidar bu eleştirilere kulaklarını kapatıyor, ısrarla kendi politikalarını dayatmaya çalışıyor ama bunun böyle gitmeyeceği çok çıplak bir şekilde ortadadır. Bütün bu olumsuz fotoğrafa rağmen, 120 kilometrelik alanda cep yaratılması. Diğer taraftan yapılan anlaşmalar sonucu bölgede birçok uluslararası gücün daha fazla inisiyatif alması, kısa vadede olumsuz bir hava yaratsa da, uzun vadede artık şunu söyleyebiliriz; Suriye’de çözümün gerçekleşebilmesi için bir masaya ihtiyaç vardır. Demokratik bir Suriye için siyasi çözüme ihtiyaç var, o siyasi çözümün en önemli parçası da artık Kürtlerdir. Bu daha da netleşmiştir. Bütün dünyanın kafasında net bir şekilde oturmuştur. Artık Suriye’de çok farklı bir gelişme yaşanacaktır. Bunu iktidar kendi başarı hanesine yazsa da orta ve uzun vadede iktidarın bu girişimi nedeniyle Suriye’deki siyaset başka bir yere kaymıştır. Bu meseleyi, artık buradan okuyup önümüzdeki dönem Suriye’de siyasi çözüm, Kürtlerin bu siyasi çözümde bileşen olması, hukukun içinde kendini en geniş anlamda temsiliyetini sağlayabilmesi için çaba gösterilmelidir.”

“Siyasi açıdan baktığımızda artık Suriye de geçmişte olduğu gibi, eski rejimle yoluna devam edemeyecektir. Bunu sadece Kuzeydoğu Suriye kesimi için söylemiyorum, bütün Suriye için geçerlidir. Suriye’deki Sünni Araplar, Alevi Araplar diğer halklar Ermenisi, Süryanisi, Türkmeni özellikle Rojava deneyiminden sonra Suriye’nin demokratikleşmesi konusunda daha fazla inisiyatif alacaklardır. Suriye’deki gelişmeleri esas belirleyen Suriye’nin iç dinamikleri olacak. Bu türden bir gelişme doğal olarak Türkiye’nin iç politikasına da sirayet edecektir. İktidarın tükenmişliği dediğimiz mesele budur. Türkiye yeni bir siyasete ihtiyaç duyacaktır”

‘TÜRKİYE SİYASETİNİ HDP BELİRLER’

“Biz CHP’yle bir ittifak yapıp, CHP adayı kazansın diye bir pozisyon almadık. Millet İttifakı içinde yer almış bir parti değiliz. Biz AKP-MHP faşizmine karşı bunun stratejik taktiği neyi gerektiriyorsa, onu uygulayıp mücadele ettik. CHP, bundan kendine düşen hesabı, dersi yeterince çıkarmamış olabilir. Umarım gelecekte çıkarır. Ama şunu çok net söylüyorum; herkes bu konuda çok rahat olsun. Türkiye siyasetini HDP belirler. Türkiye siyasetinde aritmetik değil, başkan, milletvekili sayısı değil, Türkiye siyasetinin yörüngesinin belirlenmesi önemlidir. Bunu belirleyen güç HDP’dir. Kürt halkının mücadelesidir. Önümüzdeki döneme dair konuşabilmemiz için diğer bütün yapıların nasıl pozisyon alacağını görmemiz lazım. Bu strateji başarılı olmuştur. Bu strateji sayesinde belediye başkanlıklarının el değiştirmesi olarak meseleyi değerlendirerek bir alana sıkıştırmak hatalı olur. Bugün iktidarın beka sorunu bütün çıplaklığıyla ortadadır, iktidar tutunamamaktadır. Şiddetin ve baskının nedeni budur. Bu artık iktidar için son perdedir, bu iktidardan bu ülke kurtulmalıdır. ‘Faşizmi yıkacağız, Türkiye’yi demokratikleştireceğiz’ dedik. Şimdi düne göre Türkiye’de demokratikleşme umudu daha da yükselmiştir”