Şule Yüksel Şenler öldü: 'Sıkmabaş'ın mucidi, Erdoğanları tanıştıran isim...

Siyasal islamcılığın yazın dünyasındaki kıdemli isimli isimlerinden Şule Yüksel Şenler hayatını kaybetti.

Şule Yüksel Şenler öldü: 'Sıkmabaş'ın mucidi, Erdoğanları tanıştıran isim...

Şule Yüksek Şenler, yaklaşık 8 aydır tedavi gördüğü Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesinde bugün hayatını kaybetti.

Şenler’in ölümü sonrası AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan taziye mesajı yayınladı.

Erdoğan, ”Başörtüsü mücadelesinin öncü isimlerinden, ömrünü gençliğin şuurlandırılmasına adayan değerli yazar Şule Yüksel Şenler Hanımefendi’nin vefatını üzüntüyle öğrendim. Kendilerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun.” dedi.

Şule Yüksel Şenler, bugün “türban” ya da “sıkmabaş” diye bilinen baş örtme biçiminin tasarımcısı olarak biliniyordu.

1980’den sonra Zaman ve Milli Gazete gibi gazetelerde yazan Şenler, Huzur Sokağı adlı romanı da kaleme almıştı.

ERDOĞANLARI EVLENDİRDİ

Şenler’in 1970’lerde kurduğu “İdealist Hanımlar Derneği”nin ziyaret eden genç kızlar arasında, Emine Gülbaran (Erdoğan) da vardı. Recep Tayyip Erdoğan ile Emine Hanım’ın evliliklerinde arabulucu olan isim de Şule Yüksel Şenler’di. Şenler, Erdoğan çiftinin tanışmasına aracı olduğu süreci Tercüman gazetesinde anlatmıştı. O yazıdan bir bölüm şöyle:

“Üsküdar tarafında bir dernek kurdum: İdealist Hanımlar Derneği.. Bu arada Emine Hanım ile komşu olduk. Sonra samimiyetimiz ilerledi. Bana yatıya gelirdi. Çok kalmıştır bizde. Sırlarımızı paylaştık. Onu evlendirmeye kalktım defalarca. Doğulu bir doktor vardı. Emine’yi onunla görüşmeye razı etmek çok zor oldu. Gördükten sonra, “içim ısınmadı” dedi. Ayrı bir yeri vardı bende. Çünkü özel hayatıyla da, düzgün bir çizgideydi. Kimseyi beğenmedi; evlenme işi hep sürüncemede kaldı.Tayyip Bey’i gördüğü güne kadar…

Tayyip Bey o zamanlar Akıncılar Derneği’nde başkandı. Başını kaldırıp hiçbir kadına bakmazdı. 25 yaşlarındaydı. Çok ciddi, bununla beraber sempatik bir insandı. Bir gün geldi, “Taksim tarafında bir toplantımız var. Sayın Erbakan da katılacak, sizi de bekliyoruz” dedi. Tek başına gitmek istemedim, Emine’ye söyledim. Annesinden izin aldık. Kalktık gittik… Program başladı. Tayyip Bey sahneye çıktı. Üzerinde krem rengi bir takım elbise, gayet bakımlı, hem arada şiirler okuyor, hem de çok güzel hitap ediyordu. Emine’ye döndüm, “Ne güzel konuşuyor değil mi” dedim. Bir baktım, başı önüne eğik ve yüzü kıpkırmızı. “Evet, güzel” filân dedi. Sesi titriyordu. Anladım bir şeyler var. Sonra, bir ara gözüm ilişti, o zamana kadar hiçbir hanıma bakmayan Tayyip Bey’in de gözü Emine’ye ara ara takılıyor. “Allah Allah” dedim, “bir elektrik var ama dur bakalım..”