Vertov’un kayıp filmi bulundu: Dünyanın ilk belgeseli

Moskova’daki ilk gösterimde politik bölünme olduğu haberleri de dış basında yer buldu. Bazı seyirciler Lenin ve diğer Sovyet figürlerini gördüğünde “elleri patlarcasına” alkışlarken, bir kısımsa “Komünistlere ölüm” diye bağırmış deniyor. Ancak bağıranlara en iyi cevap filmin kendisi zaten. Yaşıyor ve nefes alıyor.

Vertov’un kayıp filmi bulundu: Dünyanın ilk belgeseli
Kaan Kavuşan

 

100 yıl önce çekilip büyük kısmının kaybolmasının ardından, Vertov’un “Devrimin Yıl Dönümü” adlı belgeselinin restore edilmiş versiyonu geçtiğimiz günlerde Rusya’da gösterildi. Bizim sinemalarımıza uğraması pek olası görünmese de “bir şekilde” izlemenin yolunu bulacağımız kesin…

Sadece Sovyet sinemasının değil, dünya sinema tarihinin de en önemli insanlarından biri olan Dziga Vertov’un kayıp filmi “Devrimin Yıl Dönümü”nün kayıp makaralarının bulunması şüphesiz önemli bir sinema olayı. Bunun en büyük sebebi, ilk kez 1918’in Ekim ayında gösterilen belgeselin, dünyanın ilk uzun metraj belgeseli olduğunun varsayılması. Daha önce sadece 12 dakikasına ulaşılan bu belgeseli, o zamanlar pek çok yeni tekniğin ilk defa kullandığı “Film Kameralı Adam”ı henüz çekmemiş olan Vertov’a güvenen Eğitim Komiserliği Sinematografi Dairesi sipariş etmiş, ancak sonra filmin çeşitli makaraları sağa sola dağılarak kaybolmuştu.

Geçtiğimiz yıllarda tüm sahnelerin kronolojik listesini tarihçi Svetlana İşevskaya bulmuş. Tarihçi arkadaşı Nikolay Irvolov’un çabalarıylaysa devlet arşivinde dağınık bir şekilde bulunan filmin bütününün materyallerine ulaşılmış. Irvolov’un anlattığına göre, belgesel Şubat Devrimi’nden başlayarak, aradaki dönem, Ekim Devrimi ve İç Savaş’ın başlangıcı da dahil olmak üzere geniş bir zaman dilimini ele alıyormuş. Hatta ilk kolektif çiftliklerdeki hayatın görüntülerini de sunuyormuş.

Filmin aslında başka bir önemi de var; o da sanatsal aşamalarının tamamen bir kolektif bir emeğin ürünü olması. Vertov’un filmi diyoruz, demesine ama o zamanlar 22 yaşındaki genç ustanın, ülkenin pek çok yerinde çekim yapan kameramanlardan makaraları topladığı ve iki saatlik bir film ortaya çıkardığı biliniyor. Yani Vertov bir bakıma yönetmenlikten ziyade, “yürütücü editör” görevi üstleniyor bu filmde.

İlk gösterime girdiği tarihte, filmden 30 kopya çıkarılmış ve yurdun dört bir yanına dağıtılmış. Çünkü iç savaşın başladığı yıllarda, gazete ve dergilerin de düzenli basılmamasından sebep, nüfusun büyük kısmı kendi köyünde kasabasında olandan gayrı ne oluyor pek haberdar değildi. Film bu açıdan devrim mücadelesini kitlelere anlatmak için bir araç haline geldi.

Irvolov’un açıklamalarına göre, film büyük ihtimalle kamunun rahatlıkça toplanabilecekleri meydanlarda müzik olmadan gösterildi ve büyük ilgi topladı. Daha da önemlisi, Sovyet hükümetinin belgesel ve propaganda filmlerine ilgi duymasına sebep oldu. Vertov’un anılarında anlattığına göreyse, filmin makaraları trenle beraber yol aldığı Kalinin’in gittiği yerlere göre, sürekli yer değiştiriyor ve istasyonlarda da oynatıyordu.

Filmin bunca senedir neden bulunamadığıyla ilgiliyse bir-iki spekülasyon var. İlki daha çok uluslararası basının speküle ettiği bir konu: filmde Troçki’nin de yer alması. Elbette ki haklılık payı olabilir. Troçki’nin karşı-devrim saflarına katıldığı bir tarihte, bu figürün daha çok büyütülmemesi için yapılan sansür devrimin gidişatından daha önemsiz bir sorun sayılmış olabilir. Aksini düşünmek tarihsellikten kopmak olacaktır. Gerçi buna dair bir kanıt yok ama olabileceğini göz önüne almak zorundayız. Ancak o zaman da neden makaslanmadığı hakkına kafa yormamız gerekir. Öte yandan Troçki, ancak 1929 yılında Sovyet topraklarından çıkarılmıştı. Yani, film de ilk dönemki popülaritesinden uzaktı ve gösterimleri zaten 20’lerin ilk yarısında durdurulmuştu. Bu da aslında daha çok ikinci ihtimali ön plana çıkarıyor. Zaten toplama arşiv görüntülerinden oluşan montajlı halin başka filmlerde ve haber kayıtlarında kullanılmak üzere parçalandığı ihtimali.

Bugün filmin tüm parçalarını bir araya getiren Izvolov, filmin yaklaşık yüzde 2’sinin kayıp olduğunu söylüyor. Filmde de, Vertov’un daha sonra geliştirdiği yaratıcı tekniklere pek rastlanmıyormuş. Çekimleri kendi yapmadığı ve filmin belgeselleştirme amacı güttüğü için normal tabii ki.

Moskova’daki ilk gösterimde politik bölünme olduğu haberleri de dış basında yer buldu. Bazı seyirciler Lenin ve diğer Sovyet figürlerini gördüğünde “elleri patlarcasına” alkışlarken, bir kısımsa “Komünistlere ölüm” diye bağırmış deniyor. Ancak bağıranlara en iyi cevap filmin kendisi zaten. Yaşıyor ve nefes alıyor.