Şimdi tam zamanı: Bir adım ileri

Şimdi ise liseli gençliğin önünde çok daha büyük "ödevler" bulunmaktadır.

Şimdi tam zamanı: Bir adım ileri
Yiğit Aydınoğlu
Son 17-18 yılda sürekli olarak gericiliğin ülkemizde bazı değerlere saldırılarda bulunduğundan bahsediyoruz. Bu hâl artık alışılagelmiş bir durum olmaya başladı. Sürekli bahsettiğimiz gibi laikliğe saldırılar, gençliğe saldırılar, eğitime saldırılar, cumhuriyete saldırılar…
Sürekli her yerde yazılıyor, çiziliyor; AKP iktidarından cumhuriyete saldırı daha, AKP iktidarından gericilerle beraber bir saldırı daha, AKP iktidarından eğitime yönelik patronlarla işbirliği… vb.
Bu saldırılardan en büyük paylardan birini AKP hiç şüphesiz, eğitime ayırmaktadır. İlk geldikleri günlerden beri papağan gibi tekrarladıkları bir cümle var: “Bize dindar nesil gerekiyor.”
Ne AKP iktidarı papağan, ne de dindar nesil istekleri havada kalan bir söylem.
Açıktır, her iktidar toplumda daha fazla tutunabilmek veya topluma kendi görüşünün mayasını çalabilmek için var olan nesilden öte yeni yetişen nesli kazanmak ister. İktidarlar bunu kimi zaman gençlikle “kanka” olarak yapar, kimi zaman bir teknoloji “meraklısı”, yeni dönemin müziğinin – kültürünün “meraklısı” olarak, görünüşte… Aslen iktidarlar yeni nesillere maya çalabilmek, toplumun köküne kazıklarını çakabilmek için eğitimi kendi ellerinde şekillendirir. Bunun gerçekçi, tek çözüm yolu budur. AKP iktidarı da bu “kurala” sadık kalmış ve iktidarı boyunca eğitimi kendi istek, ideoloji ve misyonlarına göre şekillendirmiştir.
Her zaman, her yerde yazılıp çizildiği gibi; imam hatipler çoğaltılmış, idarecilerde bir anda “badem bıyık” moda olmuş (!), okullar niteliksiz hâle getirilmiş, kendi emelleri için yaptıkları bu dönüşümlerle beraber patronların da ihtiyaçlarının karşılanmasını unutmamışlar, okulların kapılarını patronlara ardına kadar açmışlardır.
AKP iktidarının saldırıları üniversiteyi, liseyi aşmış, ilkokul hatta anaokullarına kadar inmiştir. Anaokullarında namaz dersleri verilmeye başlanmış, ilkokullu, ortaokullu çocuklar cemaatlerin yurtlarına doldurulmuştur. Tüm bunlar yaşanırken, AKP; cemaatler, tarikatlar, patronlarla kol kola bir şekilde eğitimin içini oyup boşaltıp, eğitimi bir sektör hâline getirirken bu olaylara gelen tepkinin ilk halkası ise liseler olmuştur.
Liseli gençlik bu duruma karşı kimi zaman yan yana gelerek, okullarda birleşerek, dergi çıkartarak, gericiliğe karşı ilericiliğin siyasetini yaparak gerici saldırılara karşı koymaya çalışmıştır.
Şimdi ise liseli gençliğin önünde çok daha büyük “ödevler” bulunmaktadır.
Öncelikle, liseliler her lisede karanlığa karşı bir aydınlık meşalesi yakmalıdır, nasıl onlar TÜGVA – TÜRGEV ile, Ensar Vakfı ile, vb. daha birçok gerici örgütle liselerin üstüne karanlık düşürmek istiyorsa, liseliler de bu karanlığı yırtıp atmalıdır.
Gericilikle, staj sömürüsüyle, sürekli değişen eğitim sistemiyle, yarış atı gibi görüldüğümüz sınav sistemiyle açık, “göğüs göğüse” bir mücadeleye girilmelidir.
Tüm liselerde, kendine ilerici, sosyalist diyen bütün liseliler mücadeleyi yükseltmelidir. Bu mücadele karanlığa karşı aydınlığın, niteliksiz eğitime karşı bilimsel eğitimin mücadelesi olmalıdır. Liseliler karma eğitim hakkına, bilimsel, laik eğitim “kazanımlarına” sahip çıkmalıdır. O hâlde, ne yarın, ne başka bir zaman. Şimdi tam zamanı!
Laik, bilimsel, eşit eğitim için BİR ADIM İLERİ!