Kuantum fiziği ve diyalektik materyalizm

Bu yazımız da bilim dünyasının henüz keşfetmeye çalıştığı ve keşfederken de liberaller için oldukça güzel malzemeler çıkardığı kuantum fiziği ve diyalektik materyalizm arasında ki ilişkiyi incelemeye daha doğrusu buraya dikkat çekmeye çalışacağız.

Kuantum fiziği ve diyalektik materyalizm
Ozan Başuçar

En temelden alacak olursak materyalizm Türkçe meal açısından maddecilik olarak tercüme edilebilir. Peki diyalektik ne demek?

Diyalektik en temelinde bir düşünme biçimidir. Felsefecilerin İsa’nın doğumundan çok daha önce üzerine düşündüğü ve ürettiği bir felsefi yaklaşımdır. Diyalektik teriminin felsefe terminolojisine girişinin tarihine baktığımızda M.Ö 500 yıllarında Anadolu topraklarında Herakleitos’un doğaya baktığında “sürekli bir dönüşüm” ve “zıtların bir arada oluşunu” gözlemlemesi üzerine felsefi doğuşunu gerçekleştirmiştir. Herakleitos döneminde diyalektik; kavramsal açıdan “tartışma” anlamında kullanılmış ve felsefeciler arasında ki mantıksal tartışma ortamına yeni bir zeminin kapılarını aralamıştır.

Herakleitos’un ardından birçok felsefecinin mantığında etkileri olan diyalektiğin ise biz Marksistler açısından esas anlamlandığı ve vücut bulduğu kalem ise Hegel’in ellerinde sallanmıştır.

Hegel her ne kadar diyalektik bir mantığa sahip olsa da idealistti. İnsanlık tarihinin ve güncel koşullarının okumasını her ne kadar iyi (kendi düşünme biçiminde) yapmış olsa da var olan koşulları okumanın ve idealist bir zeminde yorumlamanın ötesine geçememiştir.  Ancak bu yazımızda diyalektik denince adını geçirmeyi kendimize borç bilmemizin ana sebebi ise Marks’ın genç yaşlarında tutkulu bir “sol Hegelci” olmasıdır.

Diyalektik düşüncenin ulaşabileceği ve ulaşmak zorunda olduğu son süreci ise Karl Marks’ın kalemi sayesinde gerçekleşmiştir.

Marks’ın diyalektik düşünme biçimine en önemli katkıları; Hegel’in diyalektiği idealizme perçinlediği zincirleri kırması ve diyalektik düşünceyi dünyanın yeni sürecini anlarken aynı zamanda değiştirmek için siyasal bir yaklaşım olarak kullanması olmuştur.

Buraya kadar diyalektik düşüncenin kısa özgeçmişine ve gelinen son noktasına ışık tutmuş olduk. Yazımızın esas amacı ise şimdi başlamakta.

Kuantum Fiziği

Evrenin tamamında farklı ölçeklerde de olsa geçerli sayabileceğimiz bir dizi kurallar vardır. Bu kurallara Newton Mekaniği (klasik mekanik) denir. Bu kurallar hepimizin aslında kendi yaşamında deneyimlediği, gözlemleyebildiği, ve ölçebildiği kurallardır. Newton mekaniğinin anlaşması için fizik kitaplarında verilen en basit örneği biz de vermiş olalım. Bir elmanın kütlesini, yer çekim kuvvetini ve yüksekliği bilirseniz o elmanın ne kadar süre de yere düşeceğini ölçebilirsiniz.

Kuantum fiziği ise çevremizde ki bütün maddeleri oluşturmakta olan atomların, atom altı dünyasında gerçekleşmekte olan fiziksel olayların incelendiği bilim dalıdır. Kuantum fiziği genelde gündemimize bilimkurgu hikayelerinde, gizemli videoların içeriklelerinde, veya uçuk hayalperestlerin hikayeleri arasında çıkmakta. Bütün senaryolarda ise kuantum fiziği mucizevi ve tanrının gücünü gösteren bir konuma yerleştirilmekte.

Meseleye birde Herakleitos, Hegel ve Marks gibi diyalektik bakalım..

Kuantum Fiziğinde kafa karıştıran en önemli sorulardan birisinin kaynağı “Çift Yarık Deneyi.” Newton Mekaniği ile yorumladığımız dünyada enerji iki şekilde hareket eder. Birinci şekil dalgasal ikinci şekil ise doğrusaldır.

Yapılan deneyde bir elektron atmak üzere hazırlanmış olan cihazın ile bir yarık bulunan bir levhaya ve iki yarık bulunan bir levhaya elektron atması sağlanır ve levhaların arkasında bulunan elektron yakalayıcı bir zemin üzerinde oluşan şekiller incelenir. Newton mekaniğine göre 2 ihtimal vardır. Elektronların ya doğrusal hareket etmesi beklenir ya da dalgasal. Ancak deneylerin sonucunda elektronların hem dalgasal hem de doğrusal hareket ettiği gözlemlenir. Bununla birlikte elektronların gözlemlendiğinde bir bilye gibi gözlemlenmediğinde ise dağınık bir enerji formunda bulundukları tespit edilir(tahmin edilir).

Bütün buraya kadar kafa karıştırıcı olabilir. Ancak esasen burada irdeleyeceğimiz şey kuantum fiziğinin kuralları değil. Kuantum fiziğinin topluma anlatılış şekli.

Kuantum fiziğini topluma anlatan veya bizim gibi anlatmaya çalışan birçok liberal kuantum fiziğine uçuk fikirlerini giydirmiştir.

Bu uçuk fikirlere örnek vermek gerekirse “bir similasyon/oyun da yaşıyoruz” diyenlerin ve kuantum fiziğinin kurallarının bu düşünceleri güçlendirmek için kullandıklarını söylememizde bir arızi durum gözükmüyor.

Peki diyalektik düşünme biçimi ile bakarsak kuantum fiziği bize ne söylüyor?

Diyalektiktiğin önemli alt başlıklarından birisi olarak ele alabileceğimiz ve toplum bilimlerinde kabul görmüş olan “zıtların birliği yasası” bu noktada kuantum fiziğini anlamak açısından işleri oldukça kolaylaştırmakta. En azından insanları “oyun dünyasından” çıkartmakta.

Zıtların birliği yasası, doğa da ve siyasette ve hatta düşünce de her şeyin zıttının olduğu yasasıdır.  Örneğin patronların karışışında işçilerin olması ve birbirleri var oldukça bu ilişkinin bozulmayacağı gibi, örneğin karanlık var oldukça aydınlığın var olma zorunluluğu gibi.

Fizikte terminolojik olarak dalgasal ve doğrusal hareketler birbirlerinin zıttı(farklısı) olarak konumlandırılmış durumda. Bu zeminden yaklaştığımız da atom altı parçacıkların birbirleri ile kurmuş olduğu ilişki zeminin diyalektik olduğunu söylemekte bir sakınca bulunmamakta.

Peki, liberallerin üretmiş olduğu uçuk fikirler nereye oturtulmalı?

Liberallerin bilim dalları üzerinden Marksizme dair küçük sataşmaları veyahut karartmaları Marksistlerin alışık olduğu bir eylem. Ancak bugün kuantum fiziği üzerinden diyalektik materyalizme saldırmak, veyahut idealist düşünceyi güçlendirme arzusunun bu denli kaşınması liberallerin marksizmden korkusundan dolayı mıdır dersiniz? Bunun cevabını Kuantum Fiziği üzerine araştırmalar geliştikçe ve billurlaştıkça liberallerden dinleyeceğiz.

Yazımızı ise ufak bir öneri ile kapatmak gerekir. Dünyayı anlayamayanların ve değiştirmekten korkanların her gelişmeye ve yeniliğe giydirdikleri idealist deli gömleğinin Galileo döneminde dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğine giydirildiğini unutmadan, ancak Kuantum Fiziği ile ilgili her şeyi henüz bilmediğimizi bilerek sabırla beklemek gerek. Anlamak için önce değiştirmeye çalışmak gerek.