Gençliğin inanmadığı bir İmamoğlu yazısı

“Hiç kusura bakmayın, Gezi sonrası sokaktaki milyonlarca gence Ekmeleddin’i sunarak, sandık dışı tüm demokratik mücadele yollarını tek tek tıkayarak, atılması gereken her kritik adımda daha da sağcılaşarak ‘ancak sınırlarını bizim belirlediğimiz alanda siyaset yapabilirsiniz’ anlayışına destek verdiniz. Gençlik sizinle birlikte yürümeyecek.”

Gençliğin inanmadığı bir İmamoğlu yazısı

BURAK KILIÇARSLAN

Yerel seçimlere kısa bir süre kalmışken farklı şehirlerden adayların seçim kampanyalarının tanıtılmaya başlandığını görüyoruz. Her seçim döneminde bu kampanyaları hazırlaması için reklam ajanslarına yüz binlerce lira para akıtan partilerin bu dönemde farklı bir yol izleyeceğini düşünmedik elbette.

Ancak bu yazıda özel olarak muhalefet partilerinin ‘gençlere yönelik’ siyaset yapmaya çalışırken düştükleri gülünç durumdan, kampanya süreçlerindeki yapmacık hallerinin nasıl sırıttığından ve günün sonunda içi boş vaatlerin gençlik için bir anlam ifade etmediğinden bahsedeceğim.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi için aday gösterdiği Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyasının büyük bir bölümü, ‘Gençlik İnandı’ sloganı ile ve ‘gençlere yönelik’ bir dizi içerikle oluşturuldu.

Soruyoruz, gençlik neye inandı?

Okul harçlığını çıkarabilmek için inşaatlarda, şantiyelerde, kafelerde öğrenci işçi olarak sömürülürken, hayatın gerçeklerini tüm zorluklarıyla deneyimlerken, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybederken, sizin Superman’li afişinize mi inandı?

Kentlerin her yeri talan edilmişken, yurttaşların kendilerini yeniden üretebilecekleri sosyal alanlar, parklar, bahçeler, sinemalar rant savaşına kurban gitmişken; gençlik, sizin halk oyunları oynayan ‘sempatik’ başkan adayınıza mı inandı?

Müfredatlar her geçen gün bilimsellikten uzaklaşarak, iktidarın ideolojik saikleriyle donatılırken, öğrenciler tarikatlara ihale edilen yurtlarda kalmaya mecbur bırakılırken; sağ popülist siyasetin gerici ritüellerine ayak uyduran, Atatürk’e mevlit okutan, İHH tırlarını coşkuyla uğurlayan bir başkan adayına mı inandı?

Üniversiteden mezun olunca, kirli ve çarpık ilişkiler bütünü olan bu sisteme ucundan köşesinden bir şekilde eklemlenemezse diplomalı işsizler kervanına katılacağını bilen ve bu düzene itiraz eden gençlere elle tutulur ne sunabiliyorsunuz?

Sizin ‘gençlere yönelik’ kampanyalarınız ve seçim vaatleriniz ‘staj’ adı altında üç beş kuruşa sömürülen yüz binlerce meslek lisesi öğrencisi için ne anlama geliyor mesela?

Gençlerin hayatında hiçbir olumlu değişikliği içermeyen bu kampanyanın tanıtım toplantısında İmamoğlu şu sözleri söyledi: “Özellikle tüm İstanbullu gençleri yanımda istiyorum. Kol kola gezeceğiz. Kol kola İstanbul’u yürüyerek gezeceğiz.”

Hiç kusura bakmayın, Gezi sonrası sokaktaki milyonlarca gence Ekmeleddin’i sunarak, sandık dışı tüm demokratik mücadele yollarını tek tek tıkayarak, atılması gereken her kritik adımda daha da sağcılaşarak ‘ancak sınırlarını bizim belirlediğimiz alanda siyaset yapabilirsiniz’ anlayışına destek verdiniz. Gençlik sizinle birlikte yürümeyecek.

Evet, gençlik inandı; ancak sizin rant savaşının bir parçasını oluşturan sağ popülist siyasetiniz sömürü, iş cinayeti, gericilik ve gelecek kaygısından başka bir şey üretmiyor ve bu sistem daha yaşanılabilir bir hayat vaat etmiyor. Gençler, burjuva siyasetinin renkli, toz pembe kampanyalarının yaşamlarında bir karşılığa denk gelmediğinin farkında.

Burjuva siyasetinin çizdiği sınırların dışında ve ötesinde üretilecek siyaset ve bu siyasi ajandanın getireceği uyanış burjuvazinin ve burjuva siyasetinden nemalananların gerçek kâbusu olacaktır. Umudu ve geleceği inşa edecek gençlerin size ihtiyacı yoktur.