Şehir hastaneleri sağlığın 'kara deliği' oldu

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "İnşaallah müşterisi çok olacak" diye övündüğü şehir hastaneleri alarm veriyor.

Şehir hastaneleri sağlığın 'kara deliği' oldu

CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, AKP’nin kentlerdeki hastaneleri bir bir kapatıp yerine faaliyete geçirdiği “şehir hastaneleri” projesi ile ilgili açıklamada bulundu.

Şehir hastanelerinin Hazine bütçesinde kara bir delik oluşturduğuna dikkat çeken Yeşil, “Maliyet bedeli çok yüksek olan bu şehir hastanelerinden hizmet alırken henüz fark ücreti ödenmiyor, ancak zamanla fark ücreti gündeme gelecek. Şu anda şehir hastanelerinde yurttaşın hizmet alması devlet hastaneleri ile nasılsa aynı. Henüz özel hastaneler ve kamu üniversite hastanelerinde olduğu gibi hastaneye fark ücreti ödenmiyor. Ancak bu finansman yapısı ile bunun yakın zamanda gerçekleşeceğini söylemek kehanet değil. Hem kira bedelleri hem de hizmet bedellerini hastanelerin döner sermaye gelirleri ile karşılaması mümkün görünmüyor. Bu hastaneler sağlıkta kara bir delik. Sürdürülebilir değil.” dedi.

HASTANELER KAPATILIYOR

İlk şehir hastanesinin Mersin’de açıldığını, ardından Adana, Manisa, Isparta, Yozgat, Eskişehir, Kayseri, Bursa, Elazığ, Ankara, Gaziantep’te faaliyete girdiğini anımsatan CHP‘li Yeşil, 18 şehir hastanesinin ise ihalesinin devam ettiğini ancak akıbetlerinin bilinmediğini aktardı.

Şehir hastanesi yapılırken yeni hastanenin açılmadığını, Yüksek Planlama Kurulu’nun planladığı yatak kapasitesinin üzerine çıkılamadığı için bu hastaneleri açarken o bölgedeki eski hastanelerin kapatıldığını ileri süren Yeşil, “Ankara’daki Bilkent şehir Hastanesi ile tarihi olan 4 köklü hastane kapatıldı. Ardından Etlik Şehir Hastanesi de kapatılacak.” diye vurguladı.

SAĞLIĞIN KİMYASI BOZULDU

Sağlık Bakanlığının; şehir hastanelerinde, inşaatı yapan firmanın, 25 yıllığına kiracısı olduğuna dikkat çeken CHP Ankara Milletvekili Yeşil, açıklamasına şöyle devam etti:

“Devlet, 21 yıl fazla kira bedeli ödüyor. Bir başka ayrıcalık ise bu hastanelerin etrafındaki AVM, otel, otopark vb. alanların işletme imtiyaz hakkı inşaat şirketine veriliyor. Ayrıca hastanenin ileri teknoloji ve maliyet gerektiren görüntüleme, nükleer tıp, laboratuvar gibi hizmetlerin hizmet bedelleri de inşaatı yapan şirkette ait oluyor. Şirket, bunları ihalesiz olarak alt taşeron firmalara devredebiliyor. Aslında hastanelerde çift başlı yönetim oluşturuluyor. Sağlık hizmetinin kimyası bozulmuş durumda.”