Ekim Devrimi’nin kazanımları

Ekim Devrimi’nin kazanımları

02-11-2019 08:59

“İnsanın özgürleşmesi, yalnızca niteliksel olarak yeni bir toplumsal düzeni müjdelemek amaçlı burjuva toplumunun aşılması durumu ile gerçekleştirilebilir.”  

Umut Kuruç

1917 Büyük Ekim Devrimi’nin kazanımlarını tek tek ve kapsamlı bir biçimde yazmak bu sayfalara sığacak cinsten değil… Burada yazacaklarımız ancak değini olacaktır. Bugün neden Ekim Devrimi’nin insanlığın en büyük birikimi olduğuna dair de ipuçları vermeye çalışacağız. Belki bu satırlar, sosyalizmin insanlık için neden hala en gerçek ve gerekli düzen olduğuna dair de bir fikir verir okurlara…

1917 Büyük Ekim Devrimi insanlığın kurtuluşunun mümkün olduğunu kanıtlamıştır. Halklar hapishanesi tarih öncesinden çıkarken, beraberinde bütün dünya halklarını da ileri sıçratmıştır.

1789 ile aralanan aydınlığın kapısını, 1917 sonuna kadar açmıştır.

Sömürü mekanizmaları ile birlikte üretim araçlarında özel mülkiyet sonlandırılmıştır. Yani toprağın, tarımın, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin, bankaların, ormanların, suların, denizlerin, sahillerin üzerindeki özel mülkiyet toplumun, yani kamunun mülkiyetine geçmiş, insanın insanı sömürmesinin koşulları ortadan kaldırılmıştır. Ekonomik ve toplumsal olarak egemen sınıfın korunmasının güvencesi olan hukuk sistemi de sömürü düzeninin ortadan kalkması ile birlikte baştan aşağı değişmiş, eşitsizlikler ve adaletsizlik ortadan kalkmıştır.

Ekim Devrimi’yle birlikte kurulan Sovyetler Birliği’nde işsizlik, açlık, yoksulluk ve adaletsizlik yok edilirken insan aklının ve benliğinin özgürleşmesi en önemli kazanımlardan biri haline gelmiştir.

Merkezi planlamayla üretim ve sanayileşmede büyük hamleler gerçekleştirilmiştir. Planlama sadece sanayileşme ve üretimle sınırlı değildir. Eşit parasız bilimsel eğitim, toplumun entelektüel gelişimi, kültür ve sanatın bir ayrıcalık olmaktan çıkması, bilimin insanlık için en önemli başlık haline gelmesi, bilimsel ilerlemeler, eşit parasız sağlık hizmeti, kadınların toplumun eşit bileşenleri olarak özgürleşmesi, çalışma saatlerinin kısaltılması, insanın insan gibi yaşamasının koşullarının sağlanması…

Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Halklar hapishanesi sömürücülerin başına yıkılırken Sovyet halklarıyla beraber dünya emekçileri için de karanlıktan çıkışın kapısı açılmıştır.

Sömürüye, eşitsizliğe ve adaletsizliğe karşı kurtuluşun emekçi sınıfların hakkı olduğu bunun için mücadelenin ve yeni bir düzenin kuruluşunun hem mümkün hem de bir hak olduğu bütün dünya halklarına Büyük Ekim Devrimi ile birlikte gösterilmiştir.

Bugün emperyalizmin bütün göz ardı etme çabalarına ve karalamalarına rağmen tarihsel gerçek açıktır: Sovyetler Birliği İkinci Dünya Savaşı’nda yirmi milyondan fazla insanını kaybederek faşizmi yenmiş ve bu zaferi de insanlığa armağan etmiştir.

Bütün dünyada, özellikle emperyalizmin işgal ve tahakkümündeki ülkelerde kurtuluş mücadelelerinin ateşi yanmaya, anti emperyalizm başat bir mücadele başlığı haline gelirken Sovyetler Birliği’nin siyasi ve toplumsal pratikleri dünya emekçilerine ilham olmuştur. Kapitalizm tavizler verirken, emekçi sınıflar önemli kazanımlar elde etmişlerdir.

Bu büyük devrimin en önemli kazanımlarından biri de örgütlü gücün karanlığı ve sömürü düzenini alaşağı ederek aydınlık ve eşit bir toplumu kurabileceğini göstermiş olmasıdır. Bu kuruluşun temelinde de örgütlü bir toplumun inşası vardır. Emekçiler iktidardadır ve siyaset bir avuç zorbanın ve patronun elinden alınarak bütün topluma aittir artık.

Bu yeni düzen, karanlığın ve sömürünün tahakkümünde dayatılan cehaletin, bencilliğin ve bugün pek moda oda olan bireysel kurtuluş hülyalarının, çürümüşlüğün, biat etmenin yerine, insanın insan olmasını sağlayan aydınlıkla birlikte aklı özgürleşen, gelişkin, örgütlü yepyeni bir insanın varlığını hedefler. Toplum, ilişkiler buna göre kurulur. Aydınlığın insanı eğitimle, bilimle, kültür ve sanatla yepyeni referanslarla karanlığın insanına karşı mücadele edecektir.

Aydınlığın karanlıkla mücadelesinin bir aşaması kapanmıştır belki ancak emperyalizmin saldırganlığıyla savaşlar, işgaller ve katliamlar milyonlarca insanın yaşamına mal olmaktadır. Buradan çıkışın yolu insanlığın en ileri birikimi olan 1917 Büyük Ekim Devrimi’nde yatmaktadır: Emperyalizme karşı mücadele olmaksızın kurutuluş yoktur!

Kapitalizm gerçek kimliğiyle sömürüyü arttırırken emekçi sınıflar örgütsüzlüğün en yakıcı boyutuyla karşı karşıyadır. Kapitalizmin iyi huylusu yoktur. Tarihsel birikimimiz ve içerisinde yaşadığımız barbarlık bunu açıkça göstermektedir. Kurtuluş emekçiler için haktır, yolu örgütlü mücadeledir. Ekim Devrimi bu gerçekliği bize göstermektedir.

Karanlıkla mücadele olmaksızın kadınların kurtuluşu söz konusu değildir. Kadınların özgürlüğünün zemini ise 1917’yle birlikte nasıl sadece Sovyetler Birliği’nde değil, sosyalizmin varlığıyla bütün dünyada kurulmuşsa yine bu tarihsel birikime dayanarak kurulacaktır!

İnsanın özü safsataları ve bireysel kurtuluş reçeteleri emperyalizmin ve sermaye düzeninin işleyişini sürdürmenin en önemli ideolojik araçlarındandır. Karanlığın insanına karşı aydınlığın insanının mücadelesi tarihseldir, Ekim Devrimi’yle birlikte kurulan toplumsal zemin bize hem bunu hem de insanın özü safsatalarının gerçek dışı olduğunu göstermiştir. Bugün ortaçağ karanlığından kurtuluşun tek tek değil, bir bütün olarak yeni bir toplumsal yaşamda ancak mümkün olduğu tarihsel bir gerçektir.

Sovyetler Birliği ve sosyalizmin çözülüşü için büyük çaba sarf eden kapitalizmin insanlığa vadettiği şey savaş, ölüm, işgal, sömürü ve gericiliktir, karanlıktır. Başkaca da vadedeceği hiçbir şey yoktur. Bugün kapitalizmin-emperyalizmin barbarlığını iliklerine kadar yaşayan insanlığın kurtuluşu sadece ve sadece yeni Ekimlerle olacaktır.

Aksi takdirde bir avuç azınlık bütün kaynaklara, varlıklara ve emekçilerin ürettiği zenginliğe el koyarken, geri kalanımıza gericiliğin ve sömürünün kıskacında karanlık, yoksulluk, işsizlik ve savaş düşmeye devam edecektir.

“Ya sosyalizm, ya barbarlık” sloganı belki de hiç olmadığı kadar güncel ve gerçektir. Tarihsel birikimimiz de bu doğruyu teyit ediyor.

İnsanlığın en büyük kazanımını yeniden ayağa kaldırmak ve bizden çaldıkları aydınlığı, eşitliği, adaleti ve özgürlüğü geri alabilmenin biricik yolu yeni Ekimlerdir.