Dünyadaki cihatçı örgütlerin en kanlı olanı: Eş – Şebab

Dünyadaki cihatçı örgütlerin en kanlı olanı: Eş – Şebab

28-07-2019 07:06

Eş – Şebab örgütlenme anlamında sıradan bir gerilla örgütü gibi hareket ediyor ve hakimiyet kurduğu bölgelerde ailelerin erkek evlatlarını ve hatta evlenmemiş kadınları gerilla olarak yetiştirmek üzere kaçırıyor. Örgütün tahmini gerilla sayısı 5000 – 9000 arası değişiyor.

Ömer Egeli

Tarihçe

1991 yılında dönemin diktatör devlet lideri olan geçen Siad Barre’ye muhalefet olarak Somali’nin güneyinde yer alan Mogadişu şehrinde ortaya çıkan Birleşik İslam Mahkemeleri 2006 yılında, Amerikan destekli Etiyopya Ordusu ve dönemin Somali Geçiş Hükümeti tarafından adeta bertaraf edilir. Bu belki de Amerikan emperyalizminin bölgede cihatçı hareketleri bitirmek adına yaptığı ilk hamlelerden biridir ama bu saldırı ve yok oluş Somali topraklarında daha da kanlı, daha da vahşi ve radikal bir cihatçı örgütün, Birleşik İslam Mahkemeleri’nin küllerinden doğmasına sebep verecektir: Eş – Şebab.

Eş – Şebab kelime anlamı olarak Arapçada ‘Gençlik’ anlamına gelmektedir. Nitekim pratiksel anlamda ve söylem anlamında diğer çihatçı örgütlerden çok farklı bir yere oturması ve daha da yeni bir örgüt olması ismini de böylelikle yansıtmıştır.

Ayrıca diğer cihatçı örgütlerin aksine Eş – Şebab merkezi bir yönetim şeklinden ziyade, daha çok gruplar halinde, bulunduğu bölgelere göre yönetilmektedir ve her bölge kendi konjonktürüne göre eylem ve yönetimsel kararlar almaktadır. Temel olarak üç temel gurubu ve lideri görünen Eş – Şebab’ın en önemli gurubu, doğal olarak Birleşik İslam Mahkemeleri’nin de var olduğu dönem merkezi olan Mogadişu şehridir ve bu gurubun lideri ‘Abu Zubeyr’ ya da ‘Amir’ lakaplı Şeyh Muhtar Abdirahman’dır. Ama pratikte daha vahşi olan bir liderleri daha var: Muhtar Afgadud. Eş Şebab’ın ulusarası düzeyde lideri görünümünde olan başka bir figürden de bahsetmemiz gerekir: Adan Hashi Ayrow. Ayrow Mogadişu ve merkez Somali’de aktif görünen bir başka örgüt lideridir. Ayrıca örgütün dini ve konuşmacı olarak görünen başka bir lideri daha da vardır: Şeyh Muhtar Robow Ali ya da diğer adıyla ‘Abu – Mansur’. Bu isim ise Somali’de Körfez ve  Bakol bölgelerindeki lideridir.

İdeolojik yapısı ve eylemleri

Örgüt sufilikten gelen radikalizm ve caniliği yüzünden her ne kadar zaman zaman Afrika’da yer alan Boko Haram gibi diğer cihatçı örgütlerle yakınlık ve eylem birliği kurmuş olsa da, El Kaide dışında bir örgütle herhangi bir bağı bulunmamaktadır. El Kaide’ye ise 2012 yılında katılmış, El Kaide ile birlikte olduğunu söyleyen ama özerk yapısını her daim koruduğunu iddia eden cihatçı bir örgüttür.

Amerika dahil bölgede herhangi bir yabancı örgütün varlığını istemeyen Eş – Şebab, ideolojik olarak kendisini anti – emparyalist olarak tanımlasa da, yaptığı cani eylemler yüzünden tipik bir cihatçı örgütten farkı kalmıyor. Kıtlık dönemi ve sonrasında bölgeye yardıma gelen ‘Sınır Tanımayan Doktorlar’ isimli yardım kuruluşlarının üyelerini kaçırıp ardından infaz etmesiyle çok dikkat çekmişti 2012 yılından sonra. Örgüt hatta bu yapısından kaynaklı IŞİD ile müttefik olmayı reddetmiş ve bu sebepten örgüt içinde ciddi ayrılıklar yaşanmıştır.

Örgüt son zamanlarda Mogadişu’da 500’den fazla insanın ölümüne yol açan ‘ikiz bomba patlaması’ ve Kenya’da bir otele düzenlenen bombalı saldırıları ile biliniyor. 2006’da kurulduğundan beri örgüte bağlı farklı grupların bombalı ve farklı cani yöntemlerinde binlerce insanın öldüğü tahmin ediliyor. Hatta 2013 yılında Türk Büyük Elçiliğine yapılan saldırı da Eş – Şebab tarafından yapılmıştı ve 1 özel harekat polisi hayatını kaybetmişti.

Örgütlenme yapısı ve örgütün finansal yapısı

Eş – Şebab örgütlenme anlamında sıradan bir gerilla örgütü gibi hareket ediyor ve hakimiyet kurduğu bölgelerde ailelerin erkek evlatlarını ve hatta evlenmemiş kadınları gerilla olarak yetiştirmek üzere kaçırıyor. Örgütün tahmini gerilla sayısı 5000 – 9000 arası değişiyor. Daha önce de bahsettiğim üzere birden fazla gruba sahip bir örgüt olduğu için her kaynakta farklı sayılar veriliyordu.

Örgütün gerilla örgütlenmesi dışında bir de Somali’deki Geçici Hükümet ve Somali Emniyeti içinde 500 ile 1000 arası değişen sayıda casus ile sızma yaptığı iddia ediliyor. Bu sızma o kadar ileri düzeyde, devlet içinde ya da dışında Somali’de kendilerine düşman olarak gördükleri herkesin takibini yapabilen, istediklerin bu insanları kaçırabilen ve hatta infaz edebilen bir duruma gelmiş durumda. Hatta kaynak araştırması yaparken, bu insanları en güvenli bölgelerde bile bulup, tehdit ettiklerine dair hikayeler internette dolaşıyor.

Örgütün finans kaynağı ilk kurulduğu 2006 yılından beri hakimiyet kurduğu bölgelerdeki halktan vergi adında toplanan haraçlardır. Ama 2012 yılında yaşanan ‘Kıtlık Dönemi’nde uluslararası yardım kuruluşlarına yaptığı cani saldırılar ve baskılar yüzünden bölgelerde yaşayan insanlar tarafından popülerliğini yitirmeye başlamıştır ve istenilen haraçları toplayamamaya başlamıştır. Bunun yerini ise Somali’li korsanlar ile ilişki geliştirerek bulmuştur Eş – Şebab. Somalili korsanların yaptıkları baskınlarda ele geçirdiği kaynaklar ile de finanse edilmeye başlanmıştır.

Sonuç

Örgüt her ne kadar kendinin Somali ve Güney Afrika halklarının bağımsızlığı için mücadele ettiğini söylese de, özünde cihatçı, şeriat sistemini isteyen cani ve vahşi bir örgüt olmanın ilerisine geçememiştir. Benim  ve benim gibi sosyalistlerin insanlığın her daim baş düşman olarak gördüğü örgütlerden biridir ve insanlığın kurtuluşu emperyalizme karşı verilen mücadele ile mümkün olacağı kadar, bu tarz gerici ve şeriatçı unsurlara karşı da verilen mücadele ile de mümkün olacaktır.

Kaynakça

https://web.stanford.edu/group/mappingmilitants/cgi-bin/groups/view/107

https://www.afam.org.tr/es-sebab-orgutunun-anatomisi/

http://www.aljazeera.com.tr/dosya/gecmisten-gunumuze-es-sebab

https://www.files.ethz.ch/isn/55851/AlShabaab.pdf

https://www.independent.co.uk/news/world/africa/al-shabaab-who-africa-terror-group-jihadi-group-somalia-islamist-a8728921.html