Özel okulda kölelik düzeni: 1 günlük rapor aldı, işten atıldı!

İstanbul'daki bir özel okulda, tedavisi için aldığı 1 günlük rapor sonrası işine son verilen öğretmen yaşadığı süreci Manifesto'ya anlattı...

Özel okulda kölelik düzeni: 1 günlük rapor aldı, işten atıldı!

AKP iktidarının piyasacı anlayışı gereği özel okulların eğitimdeki payı yüzde 10’ları aşarken, özel okul patronlarına sağlanan kıyaklar bu okullarda çalışan eğitim emekçilerine yönelik büyük hak gaspları ve mobbinge yol açıyor.

Emekçilere yönelik baskının ve hak gasplarının çok kolay hale gelmesinin ana nedeni ise kuşkusuz örgütsüzlük. Özel okul patronları çeşitli çatılar altında toplanırken eğitim emekçileri, örgütsüzlükleri ve yasaların işveren lehine kolayca aleyhlerine işletilebilmesi nedeniyle pes ediyor.

İşte çalıştığı İstanbul Küçükçekmece’de bulunan Fen Bilimleri Merkezi’nde, rapor izni almasına rağmen görevine son verilen N.O. da bu öğretmenlerden biri. Özel Fen Bilimleri okulunda İngilizce öğretmenliği yapan N.O, diş tedavisi nedeniyle bir günlük rapor alıp izin kullanmak istedi. Ancak rapor okul müdürü tarafından kabul görmediği gibi, genç öğretmenin işten de çıkarılmasının gerekçesi oldu. İşten çıkarıldığı haberi doğrudan kendisine de bildirilmeyen N.O, bundan verilen talimat gereği güvenlik görevlilerinin kendisinin içeri alınmamasıyla haberdar oldu. Öğretmenlere karşı adeta ücretli kölelik koşullarının uygulandığı okulda N.O’ya özel eşyalarını kendisinin almasına dahi izin verilmedi.

İş sözleşmesinin feshini “işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı”na dayandıran 29 kodu ile işten çıkarılması nedeniyle işsizlik maaşı alması da engellenen genç öğretmen, buna karşı hukuk mücadelesi başlatmaya karar verdi. Ancak bu kez de mafyavari bir muameleyle karşılaştı. Genç öğretmene “Avukatını da doktorunu da tanımıyorum, onları da dava ederim” diyen müdür, kendisinin iş mahkemesinde bilirkişilik yaptığını söyleyerek N.O.’yu tehdit etti. Elinin kolunun yargıda da bağlandığı duygusuna kapılan N.O, yaşadıklarında yalnız olmadığının bilinciyle kendisi gibi sorun yaşayan ücretli öğretmenlerin de sesini duyurmak üzere mücadelesini Sınıf Tavrı ile sürdürmek için iletişime geçti.

Öğretmen N.O, yaşadığı sürece ilişkin Manifesto‘nun sorularını yanıtladı.

Kendini tanıtır mısın?

İngilizce öğretmenliği mezunuyum. Değişim programıyla Litvanya’ya gittim. 1 yıllık bir süre sonra geri döndüm. KPSS’de yeterli puanı aldım ancak kontenjanların yetersiz olması nedeniyle kamuya giremedim. Özel sektörde çalıştım.

Çalıştığın okullarda genel olarak nasıl koşullarla karşılaştın?

Özel okullarda çok fazla mobbing uygulanıyor. Maaşlar zaten çok düşük. İlk girdiğim okul Bil Koleji idi. Sonrasında okulda problemler oluştu. Bil Koleji’yken Doğru Cevap Eğitim Kurumları oldu. Bil Koleji batınca aralarında bir sürtüşme yaşandı. Doğru Cevap burayı aldı. Ama Doğru Cevap sürecinde de ‘ben bu okulu almayacağım’ gibi birşeyler oldu. Orada mağdur olanlarsa öğretmenlerdi. Maaşlarımız hep geç yattı. Buna rağmen okulu bırakmadım. Ta ki Fen Bilimleri Koleji olana dek.

Bir kez daha mı el değiştirdi?

Evet. Fen Bilimleri olunca olaylar değişti. Gelen kurum kendi kadrosunu getirdi. Bizim çalıştığımız müdürleri kovdular. Onlar ayrıldıktan sonra uygulanan sistem de değişti. Ders saatleri arttırıldı, ‘Cumartesi gelmek zorundasınız’ dayatması başladı. Yeni gelen genel müdür,  tehditkar bir tavırla ‘ben bilirim’, ‘ben yaparım’ havasında biriydi. ‘İzinler benden alınacak’ diye diretmeler… 3-4 aşamalı izin alıyorsun.

HASTA OLMAK YASAK

Nasıl yani?

O gün hastasın, hastaneye gideceksin diyelim. 1 gün öncesinden izin alman gerekiyor. Devlet hastanelerinde mümkün değil 1 gün öncesinden randevu alabilmek. Acil hasta oluyorsun bunu kabul etmiyor. Yüz yüze izin alman gerekiyor.

Doktora gitmiştim. Müdür beyi doktora gideceğimi, tedavi görmem gerektiğini bildirmek için aradım. Müdürü aradığımda nişanlısı çıktı, ‘Ben nişanlısıyım bana söyleyebilirsiniz’ dedi. Durumu ona anlattım. Daha sonra okula geldiğimde müdür, kendisinden izin almam gerektiğini söyleyip bağırdı. ‘Raporunu da kabul etmiyorum’ dedi.

“O HOCA İÇERİ ALINMAYACAK!”

Hangi gerekçeyle kabul etmedi?

‘Benim sistemim bu, ben kabul etmiyorum’ dedi. ‘Tamam bir dahaki sefere yüz yüze alırız’ diyerek kapattık ve devam ettim. Cumartesi- Pazar bursluluk sınavı var. Özel okullarda Pazar günü çalışılmaz aslında ama bursluluk sınavı varsa herkes geliyor ve ekstra bir mesai alınmıyor. Ondan sonrasına herkese haftaiçi için bir izin koyuldu. Haftaiçi izni şöyle yaptılar: Biri gelmeyince diğer öğretmen onun dersini doldurmak zorunda. Aslında böylece hiç kimse izin kullanmamış oluyor. Bu Pazar günü benim iznimi , -benim haberim yok-  Çarşamba olarak yazmışlar. Sonra denilmiş ki ‘Şu hocaya izin yok’. Çünkü bunlar 2 hafta önce izin kullanmışlar. Benim raporlu olduğum gün. Bunu da Pazar gününe saymışlar. Ben Pazar günü gelip çalışıyorum, ama raporluyum.İzin kullandığım günü geçersiz yazmışlar. Buna da bir şey demedim aslında. Çarşamba günü izin kullanacağım diye bildiğim için bunu hocalara söylediğimde, bana iznimin olmadığı yönünde söylenti duyduklarını ve bir araştırmamı söylediler. Ben de bu düşünceyle sorup öğrendim. Müdür gerçekten de ‘izin yok’ demiş. ‘Hocam benim hastanede randevum var, tedavim daha bitmedi. Gidip yaptırmam gerekiyor.  Hazır Çarşamba da izin günüm.’ dedim. ‘Yok’ dedi, ‘vermeyeceğiz’.

O gün hastaneye gittim, tedavimi oldum.  Perşembe günü de şöyle bir olay oldu: Okulun güvenliğinin her gelen kadın öğretmene ‘N.O. siz misiniz?’ diye sorduğunu, içeri alınmamam talimatı verildiğini öğrendim. Yani işten atılmışım. Gerekçe ise Çarşamba günü iznimi kullanmak.

‘BİLİRKİŞİYİM’ TEHDİDİ

Hukuki süreçte nelerle karşılaştın?

Daha sonrasında bana ihtarname geldi. İhtarnamede de 3 gün izinsiz işe gitmediğim görünüyor. Bunun üzerine okula gittim, karşılıklı feshedelim dedim. Sözleşmemin ‘iş ahlakına uymamak’ nedeniyle feshedildiğini gösteren 29 kodu var. ‘Ben böyle bir şey yapmadım. Hiç hoş değil, bunun tamamen silinmesini istiyorum’ dedim. 29 kodu nedeniyle işsizlik maaşı da alamayacağımı söyledim. ‘Alamayacaksın zaten’ dedi.’ Raporum var’ dedim, ‘sana rapor veren doktoru da dava ederim’ dedi. ‘Avukatını da dava ederim’ gibi tehditkar bir dille konuştu. Zaten ‘iş mahkemesinde bilirkişiyim, bu işlerin ne olduğunu bilirim’ dedi. Okuldan eşyalarımı almak istedim. Buna bile izin vermedi. ‘İdareden biri gidip alsın’ dedi.

“TEK BAŞIMA BİRŞEY YAPAMAYACAĞIMI GÖRDÜM”

‘Hukuki olarak ne yaparsan yap ben senin karşına güç olarak çıkarım’ dedi yani patron. Sınıf Tavrı ile tanışmaya nasıl karar verdin?

Bana yaptıkları baskı nedeniyle hiçbir şey yapamayacağımı düşünüm. Çünkü onlarla ilgili çok şey duydum. Çok şeyler var yani. Kendimi yalnız hissettim. Hukuki süreçte de birşey yapamayacağımı düşündüm. Bunun üzerine mücadele etmeye karar verdim. Bunun diğer öğretmenler için de örnek olmasını, onlarda da etki yapmasını umuyorum.