Nagehan Alçı: Erdoğan'ın Fazıl Say'ı Külliye'ye daveti, Emine Hanım'ın gülen gözleri kutuplaşmaya öyle güçlü panzehir ki...

AKP'li yazar Nagehan Alçı, Erdoğan'n Fazıl Say'ın konserine gitmesiyle birlikte "kamplaşma ve kutuplaşmaya karşı güçlü bir panzehirin oluştuğunu" öne sürdü.

Nagehan Alçı: Erdoğan'ın Fazıl Say'ı Külliye'ye daveti, Emine Hanım'ın gülen gözleri kutuplaşmaya öyle güçlü panzehir ki...

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’la birlikte Fazıl Say’ın “Truva Sonatı” konserine katılmasının ardından yandaşlar “uzlaşma”, “normalleşme” gibi kavramları devreye sokmaya başladı.

Bu isimler arasında önde gelenlerden biri de Kabataş Yalanı’nın ortaklarından, AKP-Cemaat ortaklığıyla yapılan Balyoz, Ergenekon, Odatv gibi operasyonların ateşli savunucusu, yaşadıkları evi eşi Rasim Ozan Kütahyalı ile birlikte Bank Asya’dan çektikleri krediyle alan Nagehan Alçı oldu.

Habertürk yazarı Alçı, Erdoğan-Say buluşmasını ve ortaya çıkan görüntüleri yorumlarken “Siyasi olarak iktidara son derece muhalif bir çizgide duran Fazıl Say’ın Erdoğan’a yönelik yapıcı sözleri, Erdoğan’ın sahnedeki mesajları, Say’ı hem Külliye’ye hem de İstanbul’da konsere davet etmesi, Emine Hanım’ın gülen gözleri… Tüm bunlar bu ülkeyi koyu bir sis gibi kaplayan kamplaşma, kutuplaşmaya öyle güçlü bir panzehir ki…” dedi.

Alçı’nın yazısı şöyle:

“Başkan Erdoğan’ın Fazıl Say’ın konserine gideceği belli olduğundan beri büyük bir heyecanla bekliyordum. Konser başladığında ben de Habertürk’te yayına girdim. Ama aklım oradan gelecek haberlerdeydi.

Ve beklediğime değdi. Siyasi olarak iktidara son derece muhalif bir çizgide duran Fazıl Say’ın Erdoğan’a yönelik yapıcı sözleri, Erdoğan’ın sahnedeki mesajları, Say’ı hem Külliye’ye hem de İstanbul’da konsere davet etmesi, Emine Hanım’ın gülen gözleri… Tüm bunlar bu ülkeyi koyu bir sis gibi kaplayan kamplaşma, kutuplaşmaya öyle güçlü bir panzehir ki…

Tayyip Erdoğan oraya giderek çok önemli bir adım attı, vizyoner bir siyasetçi, büyük bir lider olduğunu bir kez daha gösterdi. Fazıl Say da yalnızca uluslararası çapta başarılı bir sanatçı değil aynı zamanda sorumlu ve ikonoklast bir isim olduğunu ortaya koydu.

Dün akşam o konserde ortaya çıkan tablo Gezi’den beri Türkiye’nin içine girdiği “siyah-beyazlaşma”yı yeniden dağıtabilir, aramızdaki mesafeleri kısaltıp bizi toplum olarak yeniden barıştırabilir…”