Lisedeki taciz davasında ikinci duruşma: Tacizci öğretmen yandaş sendikaya sığındı

İstanbul Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’nde öğretmenin öğrenciyi taciz ve tehdit etmesine ilişkin dava ikinci duruşmayla devam etti. Tacizci öğretmen, tanıkların beyanları karşısında Eğitim Bir-Sen üyesi olmasını öne sürüp konunun siyasi çatışma için kullanılmak istendiğini öne sürdü.

HABER MERKEZİ

İstanbul Küçükçekmece’deki Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’nde coğrafya öğretmeni S.D’nin, öğrencisi Eylül K.’ye tacizde bulunmasına ilişkin davanın ikinci celsesi görüldü.

Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Eylül K.’ye destek için İBB Bağımsız Komünist Belediye Başkanı Aysel Tekerek, İKD üyeleri, Eylül K’nin arkadaşları ve Sosyalist Liseliler de adliye önüne geldi.

“KIZ ÖĞRENCİLERİ ‘ÇALIŞMA YAPACAĞIM’ DİYE DERSTEN ÇIKARIYORDU”

Davada kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından tanıkların beyanları dinlendi. İki öğrenci ve bir de öğretmenin dinlendiği davada Öğretmen Ü.I. “Lisede görev yaptığım süre içinde Eylül’le S.D öğretmeni bir kez konuşurken gördüğünü ve Eylül’ün moralinin bozuk olduğunu, sonrasında da sık konuşurlarken gördüğünü belirtirken, “Eylül’ü yakından tanıyordum. Mutlu ve başarılı bir öğrenciydi. Kendisini mutsuz gördüğüm için bu durum dikkatimi çekti. Ayrıca sanık katılanı sık sık dersten çıkararak öğrenciyle çalışma yapacağını görevli olduğunu söylüyordu. Hatta ben bu durumu okul müdürüyle görüştüğümde müdür bana bununla ilgili şikayet var. Öğrenci dersten çıkarılmasın’ dedi. Ayrıca Eylül’den başka her derste iki üç kız öğrenciyi çıkarttığını biliyorum” diye konuştu.

Tanık kız öğrenci B.A. da Eylül’ü S.D öğretmenle konuşurlarken gördüğünü ve yanlarına gittiğini anlatırken “Süleyman hoca bana dönerek ‘Neden böyle oldu?’ dedi, ben de hocaya münakaşaya girmek istemediğim için ‘bilemem’ dedim. Sonra Eylül’e dönerek ‘Bunun sonunda sen de üzülürsün ben de üzülürüm’ dedi. Bunun sonunda derken Eylül’ün şikayeti sebebiyle üzüleceğini kastetti.” ifadelerini kullandı.

Tanık erkek öğrenci M.İ.E ise “Okulda baskı altındayım” dedi ve S.D öğretmenin isteği üzerine yazdığı ve şu an dava dilekçesinde beyan ettiklerinin doğru olmadığını dile getirerek sözlerine başladı. Eylül’ün S.D öğretmenin telefonlarına cevap vermemesi nedeniyle kendisine Eylül’ü arattığını söyleyen M.İ.E, “Zannediyorum davadan geri çekilmesini sağlamak amacıyla Eylül’le telefonda konuşmak istiyordu. Eylül telefonu açmadığı için bana arattırdı. Ben durumu Eylül’e mesajla haber verdim. Eylül telefonu açmadı.” dedi.

Sanık öğretmen S.D ise tanık olarak dinlenen öğretmenin beyanlarını kabul etmediğini belirtirken, kendisinin sıklıkla Eğitim-Bir-Sen sendikasının mensubu olduğuna vurgu yaparak, bu davayı “fikir ayrılığından kaynaklı sendikal çatışma” için desteklediğini öne sürdü.

Taciz sanığı öğretmen, Eylül’ü tehdit ettiğini ve tanık öğrenci M.İ.E’ye baskıyla dilekçe yazdırdığını da kabul etmedi.

Mahkeme davayı 27 Haziran 2019 tarihine ertelendi.

“EĞİTİM BİR-SEN’LE YARGIYI ETKİLEMEYE ÇALIŞIYOR”

Dava sonrası konuşan Eylül’ün avukatı Neziha Eken, “Sanık yine çok saldırgandı. Tanıkların özel hayatına kadar ne ilgilendiriyorsa- beyanda bulundu. Aynı şekilde olay sanki sendikalar arası bir durummuş gibi açıklamalar yaparak siyasi bir merciye çekmeye çalıştı. Ama bunların hepsi kendisinin suçlu olduğunu bildiğini gösteriyor. Bunun farkındalığıyla baskınlık kurmaya, Eğitim Bir-Sen’li olduğunu vurgulayarak yargılamayı etkilemeye çalışıyor. Başka sığınabilecek yeri yok çünkü. Biz haklı davamızı sürdüreceğiz. 27 Haziran’da kararın çıkacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.

SANIK AKP’YE ‘BENİ YALNIZ BIRAKMAYIN’ DEDİ

İBB Bağımsız Komünist Belediye Başkanı Aysel Tekerek de duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’ndeki taciz ve tehdit vakasının ilk ve son olmadığını biliyoruz. Ancak şunu da biliyoruz: Çocuklarımızı taciz eden, tehdit eden sözde öğretmenler belli arkalarına bir güç almış durumdalar. Bu güç AKP ve gerici politikalarıdır. “derken “Bugün sanığın duruşmadaki tavrı da bunun ispatıdır. Sürekli Eğitim Bir-Sen’li olduğunu söylemesi ve konunun siyasi bir konu olduğunu söylemesi hem bir çaresizlik hem de bir çağrıdır. AKP’ye ‘Beni yalnız bırakmayın’ çağrısıdır. Ama biz de çocuklarımızı, kadınlarımızı yalnız bırakmayacağız. Bu kavgayı biz kazanacağız” sözlerine yer verdi.