KONDA Genel Müdürü: AKP için artık çöküşün ve kaybetmenin başlangıcı

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 23 Haziran'da yapılacak İBB seçimlerinde Ekrem İmamoğlu'nun rakibi Binali Yıldırım ile arasındaki farkı açacağını söyledi. Ağırdır, "Ciddi bir güç kaybı ve çözülme var. Bunun da seçmene ciddi bir yansıması var” dedi.

KONDA Genel Müdürü: AKP için artık çöküşün ve kaybetmenin başlangıcı

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım arasındaki oy farkının açılacağını söyledi. Ağırdır, AKP’nin yaptığı itiraz sonucu YSK’nin İstanbul seçimlerini iptal ettiği kararı da “AKP’nin kaybettiği an” olarak değerlendirdi.

Medyascope TV’de katıldığı Ruşen Çakır’ın programında konuşan Ağırdır, KONDA’nın Perşembe günü İstanbul anketini açıklayacağını duyurarak 23 Haziran’la ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

”31 Mart seçimlerinde her 100 kişiden 17’si sandığa gitmedi, 3’ünün oyları iptal oldu, 39’u Ekrem Bey’e, 39’u Binali Bey’e oyunu verdi. Bizim bütün araştırmalarımıza göre Ekrem Bey alt sınır olarak yine 39’dan başlıyor, Binali Bey’de 10’luk bir kayıp var. Binali Bey’e oy veren her 39 kişinin 10’unun adalet duygusu zedelenmiş durumda. Binali Bey 29’dan başlayacak ve muhakkak o 10 kişiden ikna edemeyecekleri olacak. Bunları yaptığımız ölçümlerle söylüyorum. Sandığa gitmeyen her 17 seçmenden 11’i siyasetle ilgisi olmayan, gazetelerin sadece spor sayfalarını okuyan ve siyasetteki hiçbir aktörü beğenmeyenler”.

“ÇÖKÜŞÜN VE KAYBETMENİN BAŞLANGICI”

Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne yönelik “Çoğunluk bizde” ifadelerini de “yenilginin kabulü” olarak değerlendiren Ağırdır, AKP mekanizmasının felç olduğunu öne sürüp şunları söyledi:

“İki somut örneği var. İki bacağı var onlar da felç oldu. İlki AKP örgütü. 12 Eylül’den sonra dayanışma temelli başlamış giderek siyasallaşan bir yapı olan örgüt, gündelik hayatın tüm sorunlarından haberdar oluyordu ve bu sorunlara cevap üretiyordu. Şimdi bu örgütün yerinde çıkar amaçlı olan ya da reise biat etmesi beklenen bir örgüt var. Gönülden kapı kapı dolaşan bir örgüt yok artık. İşin bir de devlet tarafı var. Başkanlık denilen sisteme geçtik ama şimdi anlaşılıyor ki bu sistemin mimari bir tasarımı daha yok. Her gün yapbozlara sistem kurulmaya çalışıyor ama dolayısıyla bürokrasi çalışmıyor. Saray’ın her türlü beslenme damarları tıkanmış durumda. Dolayısıyla artık bir çöküşün ve kaybetmenin başlangıcı bu.

İşin ideolojik boyutu da var.Çok ciddi bir şekilde muhafazakâr dünya gerçekten böyle bir fırsatın nasıl heba edildiğini, bir arada yaşamak olarak yola çıkıp da var olan bütün düzenleri ve kuralları bozarken tümüyle kaotik bir durumun ortaya çıktığını tartışıyor. Dolayısıyla ciddi bir güç kaybı ve çözülme var. Bunun da seçmene ciddi bir yansıması var”.