Kılıçdaroğlu'ndan DSP açıklaması: İttifak teklif ettik, kabul etmediler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinden aday gösterilmedikleri için istifa edip Demokratik Sol Parti'ye (DSP) geçenler hakkında açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu'ndan DSP açıklaması: İttifak teklif ettik, kabul etmediler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinden aday gösterilmedikleri için istifa edip Demokratik Sol Parti’ye (DSP) geçenler hakkında açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, geçmişte de CHP ve DSP’nin aynı yerlerde aday çıkardığını hatırlatarak “İkisinin de hiç arzu etmeyeceği biri kazandı. Ama seçimi kaybettikten sonra o kişiler de dönüp CHP’ye geldi, üye olmak istedi” sözlerine yer verdi. Kılıçdaroğlu ayrıca DSP’ye ittifak teklifinde bulunduklarını ancak kabul etmediklerini ifade etti.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya bugünkü yazısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeyi paylaştı.

Sarıkaya’nın, ‘CHP liderinden üç önemli açıklama’ başlıklı yazısının ilgili kısımları şöyle:

“CHP’de sandık sürecinden çok daha fazla konuşulan aday belirleme sürecine dönük parti içi eleştiriler ve aday gösterilmeyenlerin DSP’den aday olmaları. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile telefon görüşmemizde ağırlıklı olarak bu konuları konuşmaya çalışırken, baktım oralı değil… Daha önemlisi bunları normal karşılıyor ve demokratik sürecin doğal yansımaları olarak değerlendiriyor…

Çok da önemser havada olmadığını hissedince biraz üsteledim. CHP lideri ise aldırış etmeyen, önemsemez tutumunu değiştirmedi, DSP ile de ittifak yapmak için uğraş verdiğini, ancak sonuç alamadıklarını bildirdi.

‘Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun DSP’ye gitti ve teklifimizi iletti ama olmadı, kabul etmediler’ dedi. Ardından da gayet rahat bir ses tonuyla ekledi:

‘DSP siyasi bir parti kendi tercihidir. Ben özel eleştiriyi getirecek durumda değilim’

‘DSP’den aday olmaları, CHP’li adayın oylarından eksiltip, kazanmanızın önünü keser mi’ diye sordum yanıtı şöyle oldu:

‘Onu vatandaş takdir edecek. Geçmişte de benzer olaylara tanıklık ettik. Bazı belediyeleri ne CHP ne de DSP aldı; ikisinin de hiç arzu etmeyeceği biri kazandı. Ama seçimi kaybettikten sonra o kişiler de dönüp CHP’ye geldi, üye olmak istedi. Ben bunu halka bırakıyorum. Halkın takdirine sunuyorum. Halk düşünecek, kendi kararını verecek, ben inanıyorum en doğruyu da yapacak…’

Sorunun burada kalmayıp, parti içinde de farklı bir örneğinin yaşandığını anımsattım.

CHP lideri Kılıçdaroğlu ile aramızdaki soru yanıt şöyle devam etti:

-Aday belirleme sürecinizde Genel Sekreteriniz istifa etti, arkadaşlarınız CHP yönetimine ağır eleştiriler yöneltti. Son olarak da Gürsel Tekin’in eleştirisi geldi. Bu eleştiriler sizde nasıl bir duygu yaratıyor?

Ben bunların hepsine, demokratik bir ortamdaki düşünce açıklamaları olarak bakıyorum. Kimse yadırgamamalı; insanlar düşüncelerini özgürce açıklayabilmeli. Asıl yadırganması gereken husus tek adamın konuşup, herkesin kendisini susmak zorunda hissettiği, tek adamın her konuda karar alıp, herkesin konuşmaktan, eleştirmekten korktuğu, sesini çıkarmayıp suskunluk içine gömüldüğü durumdur.

– Bu durum seçim sürecinde sizin oylarınızı olumsuz etkiler mi?

Düşüncelerimizi paylaştık zaten… Neden etkilesin. Adaylar belli oldu…”