'Kazıklanan Arap turistler bir daha bu topraklara adımını atmamaya yemin ederek gidiyor'

AKP'li yazar Ömer Ekinci, Karadeniz illerine ve İstanbul'a gelen Arap turistlere fahiş ücretlerle satış yapıldığına dikkat çekti ve "Attığınız kazıkların turistin kendisi de farkında. Ve bir daha da bu topraklara adımını atmamaya yemin ederek gidiyor." dedi.

'Kazıklanan Arap turistler bir daha bu topraklara adımını atmamaya yemin ederek gidiyor'

AKP’nin yayın Star gazetesinin yazarlarından Ömer Ekinci, son yıllarda turizmde Arap ülkelerinden Doğu Karadeniz illerine yönelik artışın kalıcı olamayacağına dikkat çektiği yazısında çarpıcı ifadeler kullandı.

Kendisi de MÜSİAD üyesi bir patron olan Ekinci, bölgeye gelen turistlere yapılan satışlarda kesilen fahiş faturalı hesaplara dikkat çekti ve “Attığınız kazıkların turistin kendisi de farkında. Ve bir daha da bu topraklara adımını atmamaya yemin ederek gidiyor. Siz de “Nasıl da aldım parasını, farkına bile varmadı” diyerek seviniyorsunuz belki de. Oysa korkudan ses çıkarmıyor çoğunlukla.” dedi.

İstanbul’da da aynı manzaralarla karşılaştığını belirten Ekinci “Arap turiste ürün ya da hizmet satarken aynı anda Türkçe konuşarak / bilmediğini düşünerek alay eden, hakaret eden, küçümseyen esnaflar… Şunu iyi bilelim, hiçbir turist aptal değil. Ülkesinden çıkıp binlerce kilometre yol yapıp sizin işyerinizi bulacak kadar yolu gelebildiyse emin olun aptal olamazlar.” diye yazdı.

Ekinci’nin “Karadeniz’in turizmini kim bitirdi” ara başlıklı yazısı şöyle:

“Trabzonlu bir turizmci bir yerel gazeteye şöyle bir açıklama yapıyor. “Trabzon’a bu yıl eskisi kadar çok Arap turistin geleceğini düşünmüyorum. Belki eski gelenlerin %10’u gelir. Ama önümüzdeki sene kimse gelmeyecektir.

Ben de bu röportajı paylaşırken şu cümleleri ekledim:

“Dedelerinizin yaylada ahır olarak kullandığı tahta barakaları geceliği 400-500 dolara kiraladınız, bir semaver çaya 200 lira yazdınız. Başta Ayder ve Uzungöl olmak üzere bölgenin yerel esnafı olarak altın yumurtlayan tavuğunuzu kestiniz. Hiç şikayet etmeyin, sizin eseriniz.”

Elbette sapla samanı karıştırmamak, herkesi bir kefeye koymamak gerekir. İşini düzgün yapan tüm karadenizli turizmcilere teşekkür ediyorum.

Ama röportajı veren turizmcinin “Belki eski gelenlerin %10’u gelir, seneye onlar da gelmez” demesi ne kadar acı bir itiraf… %90’ını küstürdük demek. Bir daha buraya gelmeyecek hale getirdik demek.

Sadece Karadenizde mi böyle? Hayır. İlgi gören, turist akınına uğrayan birçok yer hızlıca havalara girmeye başlıyor.

Sadece Arap turiste değil, yerli turiste de kötü davranmaya başlıyor.

İstanbul’da karşılaştığım bazı manzaralar var, Arap turiste ürün ya da hizmet satarken aynı anda Türkçe konuşarak / bilmediğini düşünerek alay eden, hakaret eden, küçümseyen esnaflar…

Şunu iyi bilelim, hiçbir turist aptal değil. Ülkesinden çıkıp binlerce kilometre yol yapıp sizin işyerinizi bulacak kadar yolu gelebildiyse emin olun aptal olamazlar.

Attığınız kazıkların turistin kendisi de farkında. Ve bir daha da bu topraklara adımını atmamaya yemin ederek gidiyor. Siz de “Nasıl da aldım parasını, farkına bile varmadı” diyerek seviniyorsunuz belki de. Oysa korkudan ses çıkarmıyor çoğunlukla.

Aynısını Laleli’de Rus müşterilere yaptık 90’larda, 2000’lerde. Şimdi Laleli’nin bu durgun hale gelmesinin kabahati kimde? Bavullarla doların geldiği Laleli şimdi neden sinek avlıyor? Hiç ders almayacak mıyız?”