'İslamcı ve Amerikancı kanlı darbe girişimini unutma! 15 Temmuz’un failleri kadar ortakları da suçludur!'

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde Türkiye Komünist Hareketi (TKH), "İslamcı ve Amerikancı kanlı darbe girişimini unutma! 15 Temmuz’un failleri kadar ortakları da suçludur!" başlıklı bir açıklama yayımladı.

'İslamcı ve Amerikancı kanlı darbe girişimini unutma! 15 Temmuz’un failleri kadar ortakları da suçludur!'

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde bir açıklama yayımladı.

FETÖ’nün en yakın ortağı AKP’dir. Emperyalizm destekli ve liberal yetmez ama evetçi hormonlu AKP-FETÖ ortaklığı “Büyük Ortadoğu Projesi” ve emperyalizm için ılımlı-uyumlu İslam söylemi doğrultusunda iktidara “taşınmıştır.” Bugün 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin nedenleri bu ortaklık düşünülmeden anlaşılamaz. Tam da bu nedenle 15 Temmuz darbe girişimi arkasında geçmişte ortaklık kuranların döktüğü gözyaşı timsah gözyaşından başka bir şey değildir. ifadeleri kullanılan açıklamada “Ülkemizin yaşadığı bu musibetten ders çıkarılmalıdır. Ülkemizin darbelerden kurtulmasının yolu Amerikan emperyalizminden, sermaye düzeninden ve gericilikten kurtulmakla mümkündür.” denildi.

Türkiye Komünist Hareketi’nden yapılan açıklama şu şekilde:

İslamcı ve Amerikancı kanlı darbe girişimini unutma! 15 Temmuz’un failleri kadar ortakları da suçludur!

15 Temmuz 2016 yılında kamuoyunda Gülen Hareketi olarak bilinen İslamcı Cemaat’in kalkıştığı darbe girişimi üzerinden 3 yıl geçti. 250’nin üzerinde yurttaşın öldürüldüğü ve binlerce yurttaşın yaralandığı darbe girişiminin anlamı, AKP’nin bütün karartma ve manipülasyon girişimlerine karşın halkımız tarafından net olarak görülmelidir.

Bu darbenin faili, yıllardır sivil toplum kuruluşu olarak pazarlanan İslamcı bir cemaat-tarikattır. Bir kez daha cemaat ve tarikatların tek başına “masum bir dini örgütlenme” olmadıkları, bu tür örgütlenmelerin köküne kadar siyasi ve ticari birer örgütlenme oldukları 15 Temmuz darbe girişimiyle tescil edilmiştir.

Bu darbe girişiminin arkasında ABD emperyalizmi bulunmaktadır. Emperyalizm tarafından planlanan, yönlendirilen, desteklenen bu darbe girişimi yeni değildir. 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen faşist darbenin arkasında nasıl ABD vardıysa 15 Temmuz’da da aynı durum geçerlidir. 

15 Temmuz darbe girişimi siyasal İslamcılık ile emperyalizm arasındaki ilişkiyi de bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yıllardır sola, sosyalistlere ve komünistlere karşı bizzat ABD emperyalizmi ve onun askeri gücü olan NATO tarafından planlanan ve uygulanan stratejinin neredeyse bütün ülkelerde aparatı hep siyasal İslamcılar olmuştur. 2. Dünya Savaşı öncesinde Nazi faşizminin işbirlikçileri olan İslamcı siyaset, daha sonra ABD emperyalizminin işbirlikçisi haline gelerek sola ve sosyalistlere yönelik huruç hareketinin hep vurucu gücü olmuştur. FETÖ’nün arkasındaki tarihsel gerçekler budur ve 15 Temmuz darbe girişimi siyasal İslamcılığın işbirlikçiliğini göstermesi açısından önemli sayılmalıdır. Ortada istisnai bir durum yoktur, tersine siyasal İslamcılığın tarihsel gerçekliğini ifade etmektedir.

FETÖ’nün emperyalizmin bir aparatı olması, emperyalizmin diğer işbirlikçileri tarafından kollanmasının ve önünün açılmasının nedenidir. FETÖ, bizzat 12 Eylül faşist cuntası sayesinde gelişmiş, Özal döneminde büyümüş ve devlet, AKP iktidarı tarafından FETÖ’ye teslim edilmiştir.

FETÖ’nün ideolojisi, programı ve siyaseti bugün ne yazık ki tartışma konusu bile edilmemektedir. Ancak üzerinde asıl durulması gereken nokta burasıdır. FETÖ dinci, işbirlikçi ve sermaye sınıfının çıkarlarını savunan bir örgütlenmedir. Bugün FETÖ’nün programatik, ideolojik ve politik niteliği ile AKP arasında Çin Seddi yoktur; tersine bugün FETÖ’nün dünya görüşüne en yakın siyasal oluşum AKP’den başkası değildir.

FETÖ’nün en yakın ortağı AKP’dir. Emperyalizm destekli ve liberal yetmez ama evetçi hormonlu AKP-FETÖ ortaklığı “Büyük Ortadoğu Projesi” ve emperyalizm için ılımlı-uyumlu İslam söylemi doğrultusunda iktidara “taşınmıştır.” Bugün 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin nedenleri bu ortaklık düşünülmeden anlaşılamaz. Tam da bu nedenle 15 Temmuz darbe girişimi arkasında geçmişte ortaklık kuranların döktüğü gözyaşı timsah gözyaşından başka bir şey değildir.

FETÖ, kapitalist sistemin, burjuva siyasetin ve sermaye düzeninin çocuğudur. Kimse FETÖ’yü tarih ve siyaset dışı bir ucube haline getirmemelidir. TÜSİAD, MÜSİAD ve TUSKON, sermaye sınıfının burjuva örgütleri olarak bu hareketin arkasında duran, göz yuman, iş yapan, ortaklık kuran sermaye örgütleridir.

Dün FETÖ’ye devleti teslim edenler bugün FETÖ’ye karşı etkin mücadele yürütemezler. FETÖ’nün siyasi ayağı yargılanmadan FETÖ ile hesaplaşma mümkün değildir. 3 yıldır AKP tarafından FETÖ’ye karşı yürütülen siyasi ve hukuki önlemlerin yetersiz olduğu, kurulan “FETÖ borsalarıyla” gün gibi ortadadır.

15 Temmuz darbe girişimi ülkemize karşı yapılmış bir darbe kalkışmasıdır. Bu darbe girişiminden önce de başta Ergenekon, Balyoz ve Odatv davaları diye kamuoyunda bilinen başka darbe girişimlerinin de yaşandığı unutulmamalıdır. 15 Temmuz darbe girişimine karşı yürütülen hukuki mücadele aynı zamanda bu kumpas davaları için de yürütülmeli, FETÖ çatı davası genişletilmelidir.

Ülkemizin yaşadığı bu musibetten ders çıkarılmalıdır. Ülkemizin darbelerden kurtulmasının yolu Amerikan emperyalizminden, sermaye düzeninden ve gericilikten kurtulmakla mümkündür.

Halka kurşun sıkanları ve bunlara yol verenleri unutma!

TÜRKİYE KOMÜNİST HAREKETİ