İslamcı ahlakı: Bu dini yaşamaya büzüğü yemeyenler büzük dini kursun

Yeni Şafak'ın Menzilci yazarı ve sunucu Serdar Tuncer, "Kurun kendinize bir büzük dini, yazın bir kitap, belirleyin ibadeti yasağı kafanıza göre, oh mis, karışan mı var!" dedi.

İslamcı ahlakı: Bu dini yaşamaya büzüğü yemeyenler büzük dini kursun

AKP’nin yayın organlarından Yeni Şafak’ın Menzil cemaatine yakınlığıyla bilinen yazarı Serdar Tuncer, İslam dininde ‘kurban’la ilgili tartışmaları ele aldığı yazısında “görüş”ünü ortaya koyarken ağza alınmayacak ifadeler kullandı.

Tuncer, “Boğa boynuzu” başlıklı yazısında ‘kurban’la ilgili tartışmalar vesilesiyle diğer tartışma başlıklarını da gündeme getirdi ve geleneksel inanca eleştiriler getirenleri hedef alırken “Biz kimseye neden namaz kılmıyorsun, oruç tutmuyorsun, kurban kesmiyorsun diye sormuyoruz. Ama hiç kimse de kalkıp yaşamaya büzüğü yemedi diye bu dini kendine uydurmaya kalkmasın! Kurun kendinize bir büzük dini, yazın bir kitap, belirleyin ibadeti yasağı kafanıza göre, oh mis, karışan mı var!” ifadelerini kullandı.

Tuncer tavsiye ettiği “büzük” dinini kuracaklara yönelik hakaretamiz sözlerine yazısının sonunda da ‘kurban’ tartışmasına atıf yapıp şöyle devam etti: “Karışmayız ama bunca yıllık din kardeşliğimizin hatırına küçük bir ricamız olsun, kitabınızın başına yazıverin: Bundan böyle kebapçının kapısından girene boğa boynuzu!”

Tuncer’in yazısında ilgili bölüm şöyle:

“İnanmak bedel ister ve bu bedeli ödemek ancak kendisini dine uydurma gayretinde olan hakiki inananların harcıdır, İslam’la irtibatı; “Biz de Müslümanız ayol” kıvamındaki tatlı su balıkları, bu bedeli ne kalplerine kabul ettirebilirler ne akılları izah etmeye yeter. Çünkü onlar kendilerini dine uydurmanın bedel gerektirdiğini görerek, dini kendilerine uydurma kolaycılığına kaçmış zavallılardır. ‘Benim Allah’ım hayvanların böyle katledilmesini(!) emretmiş olamaz’ diyen de, ‘benim inandığım Allah dört eşle evlenmeye müsaade etmez’ diyen de, ‘Allah katında din İslam’dır dediğimiz zaman diğer inanç sahiplerine ayıp etmiş oluyoruz’ diyen de dini kendi aklına uydurmaya çalışmaktadır ve halt etmektedir. İnsan bir kez halt etmeye başladı mı; ‘masadan oturduğu gibi kalkabilene içki helal olur, zina nesil bozulmasın diye yasaklanmıştır zaten, korunana sıkıntı yoktur, rasyonel olarak bakınca faiz bu şartlarda olabilir, vergi zekâta sayılabilir aslında’ derken bir de bakarsınız ki ortada din kalmamış.

Kimse bu dine inanmak zorunda değil. Kimse hayatını inandığını iddia ettiği bu dinin gereklerine göre biçimlendirmeye mecbur değil. Biz kimseye neden namaz kılmıyorsun, oruç tutmuyorsun, kurban kesmiyorsun diye sormuyoruz. Ama hiç kimse de kalkıp yaşamaya büzüğü yemedi diye bu dini kendine uydurmaya kalkmasın! Kurun kendinize bir büzük dini, yazın bir kitap, belirleyin ibadeti yasağı kafanıza göre, oh mis, karışan mı var!

Karışmayız ama bunca yıllık din kardeşliğimizin hatırına küçük bir ricamız olsun, kitabınızın başına yazıverin: Bundan böyle kebapçının kapısından girene boğa boynuzu!”