İbrahim Kalın, kabine toplantısının ardından konuştu

"Cumhurbaşkanımızın 21 Eylül’de başlayacak olan New York’taki temaslarında önemli bir konu olacaktır."

İbrahim Kalın, kabine toplantısının ardından konuştu

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Beştepe’de yapılan kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Kalın’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Bizim güvenlik konseptimizin temelinde insanı korumak vardır. Çalışmalar tamamlandığında Cumhurbaşkanımız genel olarak ile paylaşacak. Vatandandaşların, STK’ların da görüşlerini alıp kararlarını vereceklerdir.

“(Diyarbakır’daki anneler) Feryatları dalga dalga yayıldı. Toplumun verdiği destek son derece kuvvetli teröre karşı mücadeleye karşı çok önemli. Tolumun farklı kesimlerinin bu tarz eylemlere ne tepki verdiğini biliyoruz. Yaklaşık 13 14 gündür devam eden bu hadisenin ilgisiz kalması son derece önemlidir. Bu bizim kararlılığımız etkilemeyecektir.”

ABD’DE GÜVENLİ BÖLGE GÜNDEMİ ELE ALINACAK

“Güvenli bölge konusunda detaylar ele alındı. Adımlar hızlı bir şekilde atılıyor. Hedef Fırat’ın doğusunda Irak’a kadar. Mültecilerin dönebileceği bir yer olmalı.Türkiye dinine ırkına bakmadan mazlum olan herkese kapılarını açtı. Bu politikada bir değişim yok. Mülteci meselesi sadece Türkiye’nin sorunu değildir. Adım atma zamanı geldi. Mülteci krizine çözümler bulmak için son derece önemlidir. Bu insanlara sahip çıkmak bizim en önemli hedefimizdir. Suriye’de siyasi çözüm de önemli. Astana ve Cenevre sürecinde Türkiye merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın 21 Eylül’de başlayacak olan New York’taki temaslarında önemli bir konu olacaktır.”

“Sayın Cumhurbaşkanımız ABD iş heyetini kabul etti. İki başkanın 100 milyar dolar olarak koyduğu hedeflere nasıl ulaşabileceği belirtildi. Bu konuda açıklanabilecek somut, önü sonu belli planları nasıl gerçekleştirebiliriz diye mutabık kalındı.ABD gibi dünyanın en büyük ekonomisi ile Türkiye ekonomisi arasındaki ticari potansiyel 100 milyar dolar hedefine ulaşmak için savunma sanayi, gıda, tekstil alanında çalışmalar devam ediyor.”

“Türkiye’de bugüne kadar doğru yatırım yapan herkes kazanmıştır. Baktığınız zaman sadece burada bulunan 1200 Amerikan şirketleri yıllarca faaliyet gösteriyor. Binlerce insana istihdam sağlıyorlar. Bütün bu olanlarda Türkiye yatırım ortamını iyileştirici adımlarını atmaya devam edecek.”

OYALAMA TAKTİĞİNE DÖNERSE…

“Sayın Cumhurbaşkanımız güvenli bölge meselesini Obama döneminde gündeme getirmiş ve Avrupalı liderlerle paylaşmıştı. O zaman herkes ‘iyi fikir’ dedi ama kimse adım atmadı. Sonra terör örgütleri buraya gitti, DEAŞ’tan PYD/YPG’ye kadar. Binlerce insan hayatını kaybetti. Güvenli bölge hayata geçirilseydi muhtemelen on binlerce insanın hayatı kurtulacaktı. Açık kapı politikası sayesinde Türkiye ülkemizde bugün 4 milyona yakın Suriyeli var. Bu insanlar keyfi olarak ülkelerinden buraya piknik yapmak için gelmedi. Ölümden, varil bombalarından, toplu infazlardan kaçtı geldi. Bu politika sayesinde Türkiye onbinlerce insanın hayatını kurtarmıştır. Hama, Halep, İdlib ve başka yerlerde o bombalara maruz kalsalardı muhtemelen bu insanlar da hayatını kaybedecekti.”

“Biz Amerikalıların verdiği bilgilerle sahanın tamamen güvenli hale geldiğini bilemeyiz. Kendi kaynaklarımız üzerinden teyit etmeliyiz. Burada bir gecikme olursa bu bir oyalama taktiğine dönerse, güvenli bölge, terör örgütüne sınırın 10,20,30 kilometre aşağısında yeni bir güvenli bölge oluşturma haline dönüşürse bu konuda en ufak bir tereddüdümüz olursa tabi ki Türkiye güvenli bölgeyi fiilen oluşturma imkan ve kabiliyetine sahiptir. Hava ve kara değerleri doğru, güzel ama yeterli değil. Sahadaki gelişmeleri teyit edebilmek için askerimizin ve uzmanlarımızın mutlaka sahada olup oralardaki gelişmeleri teyit etmesi gerekiyor. Her bağımsız ülkenin doğal hakkıdır bu. Bizim askerimizin kara anlamında oraya girmesi, devriyeleri tamamlayıp, güvenliği sağlayacağı tedbir alması konuşulan konular arasında. Bu bir oyalama taktiğine dönerse, güvenli bölge terör örgütüne yeni bir güvenli bölge haline dönüşürse, 30-40 km. ötesinde oluşturursa Türkiye Cumhuriyeti hareket kabiliyetine sahiptir.”

F-35’LER BİR ŞEKİLDE GELECEK

“Türkiye’ye bu konuda ulaşan resmi yazı, mektup yok. Kısmi adımlar atıldı. Pilotlarımızın eğitimine son verilmesi gibi. Tamamen resmi olarak F-35 programından çıkarıldığına dair resmi bir tebligat söz konusu değil. Muhtemelen BM’de yapılan görüşmelerde bu konu gündeme gelecek. Türkiye F-35’in müşterisi değil ortağıdır. Bu konuda tek taraflı olarak atılan adımların kongreyle ilişkilendirilerek ‘yapacak bir şey yok’ demek çok inandırıcı değil. Daha yaratıcı formüller üretebiliriz. Sayın Trump’ın bu konuda bir iradesi olduğunu biliyoruz. Bizim teklifimiz hala geçerlidir. Bütün meseleyi teknik konuya indirgemek çok inandırıcı gelmiyor. Arkasında siyasi ve ekonomik değerlendirmelerin olduğu akla geliyor. Biz F-35 programından vazgeçmiş değiliz. Türkiye’yi çıkarmak o kadar kolay da değildir. Ülkemize geleceği konusunda bir endişemiz yok. Bu tümsekleri ortadan kaldıracak adımları atmak için ortak çalışma yapmamız gerekiyor.”

ARINÇ’IN AÇIKLAMALARI ŞAHSINI BAĞLAR

“Bülent Arınç Bey tecrübeli siyasetçimiz, büyüğümüzdür. Açıklamaları şahsını bağlamaktadır. Kayyum kararı somut delillere binaen alınmış karardır. Terörle bağlantısı olan idarecilerin seçimle işbaşına gelmiş olsa bile tabi olduğu kanun ve kurallar vardır. Kaynaklar terör örgütüne kullanılmak üzere maniple ediliyorsa devletin elini kolunu bağlayarak seyretmesi düşünülemez. Bundan sonra da bu tür olaylar olduğunda devletin kanunları bellidir. Bunu hangi parti yaparsa yapsın. Kayyum atama sadece terörle ilgili değil herhangi bir suç işlendiğinde hayata geçirilebilir. Seçilmiş olmak kimseyi mazur kılmaz”

“Son yerel seçimlerden sonra birçok belediye başkanı sayın Cumhurbaşkanımızdan randevu istemişti. Kendisi de hepsini biraraya getirerek toplantı yapalım dedi. Burada sayın Cumhurbaşkanımızın kucaklayıcı, ayırım yapmadan bir karardır. Vatandaşa hizmet nasıl götürür, birlikte nasıl çalışırız bütün bu konuları sayın Cumhurbaşkanımız belediye başkanları ile görüşecek. Hangi tablodan olursa olsun sayın Cumhurbaşkanımızın temas kurması son derece normaldir. Yarınki toplantının verimli geçeceğine inanıyoruz.”