HTŞ gözaltıları İslamcıları kızdırdı: Mücahidleri destekleme suçu!

Bugün Türkiye'nin birçok ilinde HTŞ'ye yönelik olarak yapılan gözaltıların ardından Suriye'deki cihatçılara desteği ile bilinen Haksöz grubu, "mazlum halkı 'terörist' diye yaftalamak nasıl bir çelişkidir?" diyerek tepki gösterdi.

HTŞ gözaltıları İslamcıları kızdırdı: Mücahidleri destekleme suçu!

Bu sabah ajansların abonelerine geçtiği haberde, HTŞ’ye yönelik bir soruşturma kapsamında büyük bir gözaltı dalgasına başlandığı duyurulmuştu.

Bingöl merkezli 13 ayrı ilde 41 kişiye yönelik “şafak vakti” başlatılan operasyonlarda, HTŞ’ye para topladığı iddia edilen kişilerin gözaltına alındığı bildirilmişti.

Türkiye’nin 2018 yılında “terör örgütü” listesine aldığı HTŞ’ye yönelik operasyonları, İdlib’de hakim olan cihatçı örgütle ilgili özellikle son dönemde Rusya’ya karşı “görüntü” vermek açısından hız kazanırken bir yandan da ülke içindeki kimi islamcı çevrelerin tepkisini çekiyor.

Bu çevrelerden biri olan ve Suriye’nin meşru yönetimine karşı savaşan selefi akımlara yakınlığını gizlememesiyle bilinen Haksöz grubunun yayın organı Haksöz Haber, bugünkü operasyonları “Mücahidleri Destekleme Suçu!” şeklinde tepkisel bir başlıkla haberleştirdi.

Haberde operasyona ve gözaltılara ilişkin bilgiler verilmesinin ardından “Operasyondan geriye ise şu sorular kalıyor:” denilerek şu ifadeler kullanıldı:

“Bir yandan Esed katiline karşı Suriye halkından yana tutum belirlemenin haklı onurunu yaşamak, diğer yandan ise mazlum halkı müdafaa eden savaşçıları “terörist” diye tanılamak nasıl bir çelişkidir? HTŞ denilen yapının Türkiye’de toplumsal ve siyasal yapıyı tehdit eden tek bir eylemi olmuş mu? HTŞ’nin yönetsel inisiyatifinin ön planda olduğu İdlib’deki mazlumlara ulaştırılmak üzere yardım toplamayı “terör örgütüne yardım yataklık” kapsamında göstermek nasıl bir mantık ürünüdür? Bu yaklaşım ve tutum kimi memnun edecek, ne kazandıracak?” 

Cihatçı militanları “mazlum” diye anan sözkonusu çevrenin AKP’ye “sitem”ini ifade ettiği bu sözlerle ortaya çıkan tablo, iktidarın ABD emperyalizminin desteği ve ‘Yeni Osmanlıcılık’ hayaliyle “Şam’a gideceğiz, Emevi Camii’nde namaz kılacağız” diyerek çıktığı yolda düştüğü noktayı yeniden göstermesi açısından da ibretlik bir görüntü oluşturdu.