1 Ağustos 1969: Demirdöküm İşgali

31 Temmuz gecesi fabrikayı işgal eden işçilerin en önemli talebi, seçtikleri temsilcilere baskı yapılmaması ve ödenmeyen ücret artışıydı. Bölge halkının da desteklediği grev, 6 gün sonra taleplerin kabul edilmesiyle sonlandırıldı.

1 Ağustos 1969: Demirdöküm İşgali

31 Temmuz gecesi fabrikayı işgal eden işçilerin en önemli talebi, seçtikleri temsilcilere baskı yapılmaması ve ödenmeyen ücret artışıydı. Bölge halkının da desteklediği grev, 6 gün sonra taleplerin kabul edilmesiyle sonlandırıldı.

Vehbi Koç’un sahibi olduğu Silahtarağa’daki bu fabrika radyatör, şofben ve demirdöküm sobası üretiyordu.

1969 Mayıs’ında Maden-İş’e bağlı işçilerin uzun zamandır uygulanmayan asgari ücret farkını fabrika yönetiminden talep etmesi, bu talebi ileten işçilerin dövülmesi ve işten atılmasıyla grevin kıvılcımı çakılır. Fabrikadaki patron sendikasının işçileri tehdit etmesi, zorla üye yapması ve işten atması üzerine işçilerin çoğu işi bırakır. Bunun üzerine fabrika yönetimi, Maden-İş’le görüşmeyi kabul eder. Atılan işçilerin de geri alınması dahil tüm talepler için protokol imzalanır. Ancak anlaşma gereğinin yerine getirilmemesi ve baskıların devam etmesi üzerine 31 Temmuz gecesi grev başlar.

5 Ağustos’a kadar olaysız geçen grev, fabrikanın suyunun, elektriğinin kesilmesiyle devam eder. 6 Ağustos günü asker-polis kuşatması başlar. Fabrikadaki 2300 işçinin direnişi, çevredeki Rabak, Elektrometal, Şakir, Zümre, Otoyay, Çelikyay ve Estaş fabrikalarındaki işçiler tarafından desteklenir. Bu fabrikadaki Maden-İş üyeleri kuşatılmış Demirdöküm işçilerine su ve yemek yollar. Bunun üzerine işçi aileleri başta olmak üzere bölge halkının direnişe destek vermesiyle de polis geri çekilmek durumunda kalır. Ancak askerler, zırhlı birlikler ve tanklar kuşatmaya devam eder.

Direnişi altıncı gününde Hasdal’da işçi temsilcileriyle dönemin İstanbul Valisi Vefa Poyraz arasında bir toplantı yapılır; ancak sonuç çıkmaz. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler ile Merkez Komutanı Şevket Tosun arasında şöyle bir diyalog geçmiştir:

Tosun: Ortada bir suç vardır, önce bu suç ortadan kaldırılmalıdır.
Türkler: Ortada bir suç olup olmadığına siz karar veremezsiniz.
Tosun: Suç olduğunu savcı tespit etmiştir.
Türkler: Savcı, hükümetin memurudur. Suç olduğuna ancak mahkeme karar verebilir. Suç iddiasını kabul etmiyorum.
Tosun: Bunları uzun uzun tartışmayı bırakın, işçileri bırakacak mısınız, yoksa adam ölmesine razı olacak mısınız?
Türkler: Öldürecekseniz, gelin öldürün. Siz mülkiyet hakkını, sosyal hakların önünde tutuyorsunuz.
Tosun: Siz zaten mülkiyet hakkını inkar ediyorsunuz…

İşçiler, akşama doğru yapılan ikinci bir görüşme sonucunda aldıkları teminatla direnişi bitirme kararı alır. Maaşa zam, greve katılan işçilere zarar verilmeyeceğine dair güvence ve fabrikadaki yetkili sendikanın Maden-İş olarak kabul edilmesiyle üretim 3 hafta sonra başlar.