Gül: Hukuk sorunundan ziyade nitelikli hukukçu sorunu var

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili konuştu.

Gül: Hukuk sorunundan ziyade nitelikli hukukçu sorunu var

Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’ın sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Yargı Reformu Stratejik Belgesi’yle ilgili açıklamalarda bulundu.

Bakan Gül’ün açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

FETÖ’nün yargıya sızma girişimine hepimiz şahit olduk. FETÖ’nün zihniyetine sahip olmayana herkesi sıkıştıran, yargı sopasıyla korkutan bir zihniyet vardı. Bu yargıdan temizlendikçe Türkiye’nin vatandaşın yargıya güvenin artmasına, Türk Milleti’nin yargısı olmasına yönelik bu ihtiyaç daha da belirmişti. OHAL geçti, demokratikleşme, hukuki istikrar milletimizin temel ihtiyacı. Biz de AK Parti olarak reformcu bir partiyiz. Hukuki güven, istikrar yoksa yatırım yoktur. Hukuki güvenlik yoksa akşam yatağına yatan Diyarbakırlı anne, Tekirdağ’daki işçi, İzmir’li vatandaş rahat uyuyamaz. Uygulamada yaşanan aksaklıkların çözülmesi gerekiyordu. FETÖ’nün tahrip etmesi, hukukun ayaklar altına alınması. FETÖ nasıl istiyorsa o şekilde yargılamalar oluyordu. Herkesin suçlu görülmesi, delillerin ürütülmesi, usül hükümlerinin çiğnendiği yerde çok büyük tahribatlar oldu. Reformları yapmak hasıl oldu.

Reformlar bisikletin üzerinde gitmek gibidir. Süreklilik arz eder. Nerede eksiklikleriniz varsa kendinizi sigaya çekeceksiniz, eksikliklerinizi tamamlayacaksınız. Özellikle daha fazla demokratikleşme, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi anlamında nerelerde eksiklerin olduğu. Bazen mevzuat geride kalıyor. Bu son bir reform da olmayacaktır. Bir müddet sonra yine olacaktır. Düşünceye yönelik çok önemli kanunlar oldu daha önce. AK Parti düşünce özgürlüğü konusunda çok önemli adımlar attı. Ancak uygulamada, yaşadığımız hadiselerden, farklı gelişmelerden dolayı, özel çalışmaya ihtiyacımız vardı. Çok sesli toplumda sanat da, ekonomi de daha canlı olur. İnsanlar elbette eleştirecek, fikrini söyleyecekler. Her eleştiri bir suç konusu olmaması gerekir. Somut anlamda ifade, düşünce özgürlüğü ile konular istinaf mahkemesi dışında Yargıtay’a taşınmasıyla ilgili bir husus var. Düşünce özgürlüğü bağlamında internet, kişisel veriler anlamında daha özgürlük lehine yorum yapıcı düzenlemeler sözkonusu.

Hukuk fakültesi eğitimin kaliteli olması. Nitelikli hukukçu yetişirse çok adil kararlar çıkar. AİHM kararlarının, Anayasa Mahkemesi kriterlerin değerlendirilmeye tabi tutulması çok önemli. Genel itibarıyla eleştirinin, ifadenin suç olmadığı yönünde düzenlemelerimiz var. Düşünce özgürlüğünü özgürlük lehine yorumlama konusunda bir iradeyi ortaya koyuyoruz. İfade özgürlüğünden dolayı yapılan yargılama ve kararlarla ilgili farklı bir üsul ve gözle yapılması gerektiği bir düzenlemeyi taahhüt ediyoruz. Diyelim ki Yargıtay’da inceleme yapıldı, Yargıtay dosyayı bozdu. Suç yoktur dedi. Bu arada istinafta kesinleşen kişiler cezaevine girdi. Peki onların günahı ne? Burada bizim düşüncemiz, dosya Yargıtay’a gittiyse sonucu beklensin, o zaman infaz olsun dedik. Bu şekilde olan dosyaları elbette Meclis takdir edecektir diye düşünüyoruz.

Dosya itibarıyla istinafta kesinleşen, Yargıtay’a giden bir durum varsa bu konu Meclis’in gündeminde. Umarız çok geç olmadan kanunlaşır ve reformun önemli adımlarından biri gerçekleşmiş olur. İnfazın düzenlenmesiyle ilgili bir kanun söz konusu olabilir. Burada kimin cezaevinde ne kadar kalacağı mahkumiyet ve mahkeme kararlarıyla ilgili. Türkiye iç hukukun parçası olarak AİHM’le ilgili sözleşmeler yapmıştır. Yargıtay Başsavcılığı’nın verdiği bir tebliğname var. Bu husus Yargıtay’da görülecek bir konudur.

Tutukluluk gerçekten bir tedbir. Tutuklu olan kişi yargılama sonucunda beraat de edebilir. Ama yargı makamlarının kanundaki şartlar ortaya çıktığında bu karar veriliyor. Tutuklamayla alakalı bu tedbirin ölçülülük ve zorunluluk ilkesi içerisinde gerçekleşmesi söz konusu. Biz özellikle uygulamalarda haklı eleştirilerdeki gibi yıllar süren dosyalar savcılığın önünde. Dosyanın safahatı ve delil toplamasıyla ilgili uzuyor. Tutukluluk süresinin uzun olması, kişinin neyle suçlandığını bilmemesi, mahkeme önüne çıkmaması, tedbir olması gereken tutuklamanın adeta cezalandırma gibi olması vicdanların kabul edeceği bir şey değil. Bu makul süre olmalı. Hem AİHM hem de Anayasa Mahkemesi içtihatları var bu konuda. Savcılık makamı da daha etkin bir soruşturma yapacak. Şüpheli de neyle suçlandığını bilecek ve ona göre savunma hakkını yapacak.

Hakim ve savcıların kendisini güvende hissetmesi lazım. Ben bir karar verdiğimde başına neler gelir, tayinim çıkar mı diye bir endişeye kapılırsa dosyasına değil başka şeye aklı takılır, hakkaniyetten uzaklaşabilir. Özellikle FETÖ’de bu yaygın bir şeydi. Bazı iller sürgün şehriydi. Belli kıdeme ulaşmış hakim ve savcılarımızın kendi bulundukları yerden keyfi bir şekilde isteği olmaksızın bir teminat getiriliyor. Güçlü bur vurgu yaptık, bu düzenlemeyi yapacağız.

Anayasa’da verilmiş bir düzenleme var. Milletimiz bu şekilde uygun görmüş. Daha önceki diğer Adalet Bakanları başka partiden olunca yargı bağımsız oluyor da AK Partili Adalet Bakanı olunca mı olmuyor. Bu esasen siyasetin kötü gösterilmesi eski alışkanlıktır. Adalet Bakanı olarak benim yetkim hakimi gerekli görmem halinde görev yerini değiştirme hakkım var. Biz bu yetkiden vazgeçiyoruz. Bugün AK Parti tek başına HSK’yı seçemiyor, uzlaşmayı öngörüyor. Bu anlamda çoğulcu yaklaşım söz konusu. Dünya uygulamalarında kralların atadığı, Cumhurbaşkanlığın Başkanlık yaptığı uygulamalar var. Elbette bunlar bugün bu şekilde, yarın parlamento farklı düşünür. Bunlar kutsal metinler değil.

Çok kabul edilebilir bir şey değil. Tecrübeli bir hakim. Açığa alındı. Soruşturma kararı aldık. Yargıçlar elbette kişinin kılık kıyafeti, diliyle, davranışıyla uğraşmamalı. Hakimin huzuruna çıkan kişi ‘Ben doğum yerime, dilime, etnik aidiyetime göre davranış görmeyeceğim’ diyerek adliyeden çıkmasını istiyoruz. Milletimiz adliyeye gittiğinde o kapının adalet dağıtacağına inanmalı. Bu anlamdaki kötü örnekleri yaşamak istemiyoruz. Elbette gereğini yapacağız.

FETÖ terör örgütü tarz itibarıyla kriptoyu merkezine almış bir yapı. Büyük ölçüde mesafe kaydedildi. Önemli adımlar olmakla birlikte ‘hepsini temizledik’ demek iddialı olur. Kripto örgüt olduğu için bu konuda teyakkuzu ve ihtiyatı elden bırakmamak lazım. Darbe yargılamalarında açılmayan soruşturma kalmadı. Davalar büyük ölçüde tamamlandı. O gece anayasayı ortadan kaldırmaya çalışanlar bile anayasa ve hukuka göre yargılanıyorlar. Savunmalar, yargılama süreçleri usül çerçevesinde hakim ve savcılarımızın büyük özverileriyle devam ediyor. FETÖ elebaşının iadesinde hukuk varsa, sözleşme varsa elbette var gücümüzle talep etmeye devam edeceğiz.

Bu belgede savunma hakkını başlık olarak ele aldık. Yargılamanın hızlı tamamlanması için avukatlara da yetki veriyoruz. Aksi takdirde kuruma yazıyorsunuz, 6 ay sonra cevap geliyor. Şimdi avukat gidip o belgeyi alacak, ‘aslı gibidir’ yapıp mahkemeye sunacak. Bu konuda çok önemli gelişmeler dosyamızda var. Bu yargılamanın da niteliğini arttıracak.

İşkenceyle ilgili 2002’den itibaren ağır müeyyidelerle birlikte ‘insanlık suçu’ olarak adım atıldı. Eski fotoğraflar olarak geride bıraktık. Bu konuyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı. Kamu görevlisinin yapmış olduğu hukuk dışı uygulama varsa elbette cezasını çeker. Bunun verilebilmesi için soruşturmanın tamamlanması lazım. Soruşturmayı hep birlikte takip edeceğiz. Şu anda somut verilmiş herhangi bir kanaat yok.Dün Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi içerik ve erişimle ilgili düzenlemeler olacak. Uygulamalardaki bazı eksiklikler ortadan kaldırılacak.

Terörle Mücadele Kanunu’yla ilgili arkadaşlarımız sürekli görüşüyorlar. Hem TBMM’de hem de AB’de yaptığımız çalışmalar var. Biz birileri dedi diye değil vatandaşımız için buna çalışıyoruz. O konuda belli mesafe katettik. AB şu an seçimle meşgul, ilk fırsatta anlaşacağımız ortak metin ve yol haritasına ulaşabileceğimizi düşünüyorum.

Vasat bir düzenleme çok iyi uygulamacının elinde şahesere dönüşebilir. Adliyeye girdiğinizde mübaşirinden hakimine, avukatına kadar sahip çıkmak lazım. Deliller, kurumlar, tanıklar, olayla ilgili vatandaşlar. İşin doğası gereği bir taraf kaybedecek. Kaybeden taraf bile adil bir karar olduğuna inansın diyoruz. Hukuk sorunundan ziyade nitelikli hukukçu sorunu var.

Hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkması hemen olacak bir düzenleme değil. Bu 5 yıllık bir belge. Bunun olması için yeterli akademisyen, müfredatın ortaya konması lazım. Konuyla ilgili eylem planını birkaç ay içinde paylaşacağız. Sınav konusunda bu yıl üniversiteye yeni girecekler için olacak. Okuyan öğrencilerle ilgili söz konusu değil. YÖK daha başarılı öğrencilerin hukuk fakültelerine girmesi için düzenlemeler yapacak.

Sınav okuyan öğrencileri kapsamayacak. Bu sınav Meclis’te ilk pakette yer almasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Çok fazla hukuk fakültesi, daha da önemlisi kontenjan fazla. Gerçekten sayı ve nitelik itibarıyla olması gereken yerde şu an değil. Bu konuda önemli adımlar olacak.

Kamuoyunda afla, şartlı tahliye, denetimli serbestlik birbiriyle karıştırılıyor. MHP’nin teklifi de af değil. Çocuğunu öldürmüş, hırsızlık yapmış, istismarda bulunmuş vs. Belli bir düzeyde kamuoyunu, vatandaşları rahatsız etmeyecek şekilde infaz sistemiyle ilgili düzenlemeyi düşünüyoruz. Meclis değerlendirirse, daha çağdaş infaz sistemiyle ilgili önerilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dün söylediği gibi infaza ilişkin, hamile, çocuklu insanlarıyla ilgili, elbetet özgürlük lehine düzenlemeler yapma kararındayız. Yaşlı kadın, çocuğu var mesela. Evde infaz, hafta sonu infaz gibi meseleler var. Af suçun önlenmesi için önemli bir enstrüman değil. İnfaza yönelik çalışmamız var. Meclis takdir ederse af değil infaz sistemiyle ilgili belki düzenlemeler olabilir.

Burada hukuki bir engel söz konusuydu. İnfaz sistemimize ve kanunumuza göre birtakım kısıtlama imkanları getirilebiliyor. Mahkeme kısıtlamayı kaldırınca hukuken engel kalktı, biz de bakanlık olarak izin vermiş olduk.Reformların inandırıcılığı sahici olmasıdır. AK Parti’nin reformcu kimliğinden rahatsız olanların yaptığı eleştiriler için düşünüyoruz. Milletimiz için faydalı olan her şey konjonktürel değerlerin üstündedir. Bu AK Parti’nin reform belgesi değildir. Elbette muhalefetten objektif sesler de geldi. CHP içerisinden de oldu. Tüm partilerden arkadaşlarla bu çalışmayı müzakere ettik. 7 büyük şehirde vatandaşlarımıza sonduk. Bu sadece Adalet Bakanlığı’nda bürokratlara sorularak hazırlanmadı. Bu belgenin gücü reformcu kimliğinden ve katılımcı bir süreçle hazırlanmasından ortaya çıkmıştır. Bu 82 milyonun reform idaresidir. Adalet her şeyin temeli. Bunu siyasi düzleme çekmemek lazımdır.

Bir mahkemede farklı bir mahkemede farklı olması yargıyı zedeliyor. İlk pakette çıkması yönünde beklentimiz sözkonusu. Bir yerde beraat bir yerde mahkumiyet çıkıyor. Bir metin yazılmış, cümle söylenmiş. Bir mahkeme beraat bir mahkeme mahkumiyet veriyorsa nasıl güveneceksiniz. Bu konuda da çalışma yapılacaktır.

Burada çok önemli belge çıktı. Bu belgede kalırsa hiçbir anlamı olmaz. Önemli olan uygulanması. Uygulanması için de bakanlık dışında sivil toplum kuruluşları ve paydaşlardan bir kurul oluşturacağız. Belli periyodları eksiklikleri, kamuoyuyla paylaşacağız. Milletimiz buna layık, gecikmeksizin bu reformları gerçekleştirmek hepimizin görevi.