Gençlik Evrim panelinde buluşuyor

8 Aralık Pazar günü Aksaray Su Gösteri Merkezi'nde yapılacak Evrim Paneli öncesi, etkinliği ve SDT'leri üniversite öğrencileri ile konuştuk.

Gençlik Evrim panelinde buluşuyor

Sosyalist Düşünce Toplulukları bir dizi ilde bir dizi etkinlikle üniversiteli gençliği bir araya getiriyor. O etkinliklerden bir tanesi de İstanbul’da düzenlenecek ‘Evrim Paneli’.

8 Aralık Pazar günü Aksaray Su Gösteri Merkezi’nde yapılacak Evrim Paneli öncesi, etkinliği ve SDT’leri üniversite öğrencileri ile konuştuk.

İşte o söyleşi:
Sosyalist Düşünce Toplulukları ilk oturumunu geçtiğimiz ay gerçekleştirmişti. İlk olarak ondan başlayalım, üniversite öğrencilerinin yan yana gelerek yaptığı bu etkinlikler neden önemli?
F.A. : Geçtiğimiz aylarda bu senenin ilk oturumunu üniversitelerden yüzlerce arkadaşımızın katılımı ile gerçekleştirmiştik. Katılımın bu derece yüksek olması özellikle bugün üniversitelerde yaprak kımıldamazken açıkça söylemek gerekirse umut verdi. Etkinliklerin önemine gelince ifade etmem gereken birkaç nokta var. Öncelikle bir şeyin önemini belirtmenin verili nesnelliği tasvir etmeden olabileceğini düşünmüyorum. Bugün kafımızı kaldırdığımızda üniversitelerde sermaye düzeni koşullarında olabilecek “bilimselliğin” bile kırıntılarının tükeltildiği; ilerici, yurtsever ve komünist hocaların KHK torbasına doldurularak ihraç edildiği, en önemlisi memleket sathında öncekine kıyasla gerici ve yeni bir rejim kurulduğu ortadayken pek iç açıcı bir tablo görmüyoruz. Çünkü on yıllardır süren sermaye düzeninin çürümesi topluma da yansımış durumda. Doğal olan da budur, tıpkı kökten değiştirme iradesi ve koşullarının çürümeyle olağanlaştığı gibi.

B.H. : Bu soruyu cevaplamadan önce üniversite gençliğinin şuan ki durumuna biraz bakmamız gerek. Ticarethane haline getirilen üniversiteler ve yüzde 27’yi bulan genç işsizlik oranlarına bakıldığı zaman gençleri büyük bir geleceksizliğin beklediği açıkça ortada. İleride işsiz kalmamak ve insanca bir yaşam kurabilmek için çabaladığımız bu yıllarda, teorik derslerden başımızı kaldırıp insanlığa ve memlekete dair konuşabildiğimiz, bize sunulandan fazlasını öğrenebileceğimiz etkinlikler bulmak haylice zor. Bu sebeple Sosyalist Düşünce Toplulukları’nın düzenli olarak çeşitli üniversitelerden katılım sağlayan öğrencilerle, gericilerin her geçen gün saldırdığı bilimsel eğitime dair yaptığı paneller oldukça önemli bir yer kaplıyor.

Şimdi ise İstanbul’da ikinci oturumunuza hazırlanıyorsunuz? Etkinlik hakkında bilgi verebilir misiniz? 

F.A. : Evet, İstanbul’da düzenliyoruz ama birçok ilde ve üniversite de SDT’ler devam ediyor. İkinci oturum için Çağatay Tarhan hocamızla bir araya gelmemiz gerektiğini düşündük. Evrim kuramını, bilim için neden savunmamız gerektiğini ve gericilikle mücadelede nereye oturduğunu konuşmak istedik.

B.H. : Bu dönem “İnsanlık tarihi” ile başladığımız SDT’lere şimdi de “Evrim Nedir” oturumu ile devam ediyoruz. Alaeddin Şenel hocamızın katılımı ile yaptığımız “İnsanlık Tarihi” oturumunda devletin kökeni ve ilkel komünal toplumlar hakkında oldukça fazla bilgiye sahip olmuştuk. Önümüzdeki oturumumuzda da günümüzde özellikle İktidarın dinci politikaları tarafından hedefe konulan ve hakkında yalan yanlış bir çok şeyin söylendiği evrim hakkında konuşmanın üniversite gençliği açısından oldukça verimli olacağını düşünüyoruz.

Bu dönem Evrim Paneli yapmak istemenizin özel bir nedeni var mı?

F.A. : Az önce ifade ettiğim gibi gerici bir rejim kuruldu. Bu rejimin gerici karakteri sadece kapitalizmden kaynaklanmıyor, dinsel referanslar ile şekillenen politikalardan kaynaklanıyor. Bu ise açıkça AKP’nin seçim döneminde “kanka” söylemini kullanarak ara verdiği dindar ve kindar gençlik projesinde vucüt buluyor. Somutlarsak bu oturumun konusu olan evrime üniversiteler dahil olmak üzere liselerde yasaklama ve çapıtmalar ile müdahale ediliyor. Tüm bunlar olurken biz, gençliğin örgütlü mücadeleye yüzünü dönmesinin zorunlu olduğu kadar aydınlanma ve bilime de yüzlerini dönmelerinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz.

B.H. : Mevcut iktidar siyasal islam politikaları ile 17 yıldır eğitimde gericileşmeyi son hızda devam ettirmeye çalışıyor. İmam hatip liselerinin sayısının giderek arttırılması, 4+4+4 sistemi, proje okullar derken hepimiz eğitim sisteminin çökmesine tanık oluyoruz. Haliyle tüm bu gericilik saldırıları üniversitelere de yönelmiş durumda. Her an KHK ile işine son verilme korkusu altındaki akademisyenlerin durumu göze alındığında, üniversitelerde evrimden bahsetmek neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. İşte bu yüzden bu dönemde evrim gibi bir olguyu tartışmak ve konuşmak da gericilikle mücadele bakımından çok önemli bir hal alıyor.

Üniversitelerde kulüp ve toplulukların işlevsiz hale gelmesiyle birlikte, gençliğin bir dizi konuyla da bağı kopmuş durumda. Bu tabloya karşı gençlik ne yapmalı? 

F.A. : Bugün üniversitelerde aynı memlekette olduğu gibi baskı ortamı hakim. Gerek kulüpler olsun gerekse politik mahiyeti olan bir etkinlik olsun siyasal iktidara ters ise engelleniyor. Ayrıca gençlik her geçen gün daha az kitap okuyan bunun yerine sosyal medyada okuduğu tivit zincirlerinden bilgi edinen , YouTube’de izlediği videolardan bir şeyler kapmaya çalışan bir halde. Bu insanlığın yazı ile arttırdığı soyut düşünme kapasitesini tersine döndüren bir etki yaratıyor. Bugün sermaye düzeni için ise daha az sorgulayan, daha az okuyan, evrak yerleştirebilecek kadar yetenekli ve yaratıcı olacak gençlik gerekiyor. Bu yüzden bu durum arızi bir yan taşımıyor. Biz de SDT’lerde ve fakülte veya üniversite bazında çıkardığımız fanzinlerle bu gidişata dur demenin yollarını arıyoruz. Bunların daha çok artması kitleselleşmesi gerektiğini düşünüyoruz.

B.H. : Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki bir önceki SDT oturumuna katılımdaki yoğunluktan da görüldüğü üzere artık üniversiteli gençlik belirli sınırlar altında eğitim görmekten ve üretememekten oldukça sıkılmış durumda. Mevcut düzende aklın ve bilimin yuvası olması gereken üniversitelerimiz gericiliğin ve piyasacılığın pençesinde iken bizden susmamız bekleniyor. Ama üniversitelerin sahibi ne patronlar ne de mevcut gerici politikaları ile iktidarın kendisidir. Üniversiteler öğrencilerindir. Bu yüzden okumuş gençlik asla susmamalı, fanzinler çıkartmalı, SDT gibi örnekleri çoğaltmalı, dolayısı ile bulunduğu üniversitelerde aklın ve bilimin bayrağını elden düşürmemeli ve daima savunmalıdır.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

F.A. : Tabiki var. Buradan tekrardan SDT’lere katılmaya ve daha önemlisi ve ötesi örgütlü mücadeleye çağrıda bulunmam gerekir. Umutsuzluk ve karamsarlık çıkış yolunu göremeyenler içindir denilmiştir çok doğrudur. Bugün çıkış vardır ama yolumuz uzundur bunun net olarak ortaya konması gerekir. Çünkü emek vermeden hiçbir şey olmazken karanlıkların aydınlığa çıkması daha büyük bir emek ve irade gerektirmektedir. Bu ise gençlikte ve onun parçası olduğu emekçi sınıflarda hep var oldu.

B.H. : İnsanlık tarihine baktığımız zaman insanlığı bir adım ileri atan tüm hareketlerde gençlik hep en önde olmuştur. Her geçen gün giderek artan geleceksizlik ve işsizlik; üniversitelerin ve memleketin durumu ancak; üreten, mücadele eden üniversiteli gençliğin örgütlü mücadelesi ile ortadan kalkacaktır. Bu yüzden bilimi savunan, aydınlık bir geleceğin mümkün olduğuna inanan tüm üniversitelileri 8 Aralık Pazar günü yapacağımız evrim paneline bekliyoruz. Unutmayalım ki gelecek ellerimizdedir.