Erdoğan'ın boğaz taktiği Özal'dan miras

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı ve ANAP iktidarını en çok üzen ise İstanbul gibi rantın en yüksek olduğu bir ili kaybetmekti. Zira İstanbul’da başta Taksim’deki Park Otel, Dolmabahçe’deki Süzer’in Gökkafes’i, Zincirlkuyu’dan başlayarak Hacıosman’a kadar uzanan Büyükdere Caddesi’nin iki yakasındaki gökdelenler, Sarıyer’deki Uyum Villaları, Beykoz’daki Acarkent ve Beykoz konakları ile Sevda Tepesi, Akaretler’deki vakıf binaları, Maçka sırtlarındaki otel projeleri, Taşkışla’daki Hyatt Regency, Ataşehir’deki Anatepe Projesi, Taksim Talimhane’deki oteller bölgesi, Tarabya sırtları, Baltalimanı, Sultanahmet Meydanı, Gayrettepe, Çamlıca Tepesi, Sarayburnu’ndan havalimanına kadar olan sahil şeridi, Ataköy gibi alanlarda ANAP’a yakın iş insanları, müteahhitler ve Arap şeyhlerine, komisyonu peşin alınmış inşaatlar için sözler verilmişti.

Erdoğan'ın boğaz taktiği Özal'dan miras

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul’daki yetkilerini Cumhurbaşkanlığı’na bağlama girişimi, Turgut Özal’ın 30 yıl önceki ‘Turizm Bölgesi’ kararnamesini anımsattı.

1989’da İstanbul’u SHP’ye kaptıran Özal da seçimlerden iki ay sonra İstanbul’un Boğaziçi dahil neredeyse tüm turistik ve sahile bakan kıyı şeridini turizm bölgesi ilan ederek imar yetkisini belediyelerden alıp Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na bağlamıştı.

Boğaziçi’nde tüm imar yetkilerini Boğaz’a bakan dört ilçe belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bırakmak istemeyen AKP hükümetinin, bu yetkileri, üyelerini cumhurbaşkanının atayacağı Boğaziçi Başkanlığı ile iki yeni kurula bağlayacak bir kanun tasarısı hazırlaması, tarihin bir kez daha tekerrür ettiğini gösteren bir hamle oldu.

MUCİDİ ÖZAL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendi partilerinde iken imar konusunda belediyenin yetkilerine dokunmayan hükümet, belediyeyi CHP’ye kaptırınca harekete geçti.

Cumhuriyet’ten Miyase İlknur’un haberine göre, Şehrin turistik bölgelerinde imar hareketleri ile bir gecede milyon dolarların kazanıldığı ve buna paralel olarak ödenen komisyonların da aynı ölçüde arttığı bu alanlardaki rant transferinden mahrum kalacak olmak AKP’yi, daha önce 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın deneyip yargı duvarına tosladığı hamlenin benzerini yapma girişimine itti.

1989 yılında İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Muğla, Aydın gibi illerde şehrin en gözde bölgelerinin imar planlarını yapma ve inşaat izni verme yetkilerini belediyelerden alarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na bağlayan bir kararname çıkarılmıştı. Hem de yerel seçimlerden sadece iki ay sonra. Yerel seçimler 26 Mart 1989’da yapılmış SHP, neredeyse bütün büyükşehir belediyelerini almıştı.

İSTANBUL’DA RANT KAVGASI

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı ve ANAP iktidarını en çok üzen ise İstanbul gibi rantın en yüksek olduğu bir ili kaybetmekti. Zira İstanbul’da başta Taksim’deki Park Otel, Dolmabahçe’deki Süzer’in Gökkafes’i, Zincirlkuyu’dan başlayarak Hacıosman’a kadar uzanan Büyükdere Caddesi’nin iki yakasındaki gökdelenler, Sarıyer’deki Uyum Villaları, Beykoz’daki Acarkent ve Beykoz konakları ile Sevda Tepesi, Akaretler’deki vakıf binaları, Maçka sırtlarındaki otel projeleri, Taşkışla’daki Hyatt Regency, Ataşehir’deki Anatepe Projesi, Taksim Talimhane’deki oteller bölgesi, Tarabya sırtları, Baltalimanı, Sultanahmet Meydanı, Gayrettepe, Çamlıca Tepesi, Sarayburnu’ndan havalimanına kadar olan sahil şeridi, Ataköy gibi alanlarda ANAP’a yakın iş insanları, müteahhitler ve Arap şeyhlerine, komisyonu peşin alınmış inşaatlar için sözler verilmişti.

YETKİ GASPI DANIŞTAY’TAN DÖNDÜ

Cumhurbaşkanı Turgut Özal hem SHP’li belediyeyi cezalandırmak hem de ANAP’a destek olan iş insanlarının projelerini ve Arap şeyhlerine satılması planlanan yerlerin imar izinlerini riske atmamak adına bir kararname çıkararak bu bölgelerin imar planlarını yapma iznini belediyelerden aldı.

Bu alenen bir yetki gaspıydı. Aslında kararname ile yetki gaspı yapılan tek il İstanbul da değildi. Ankara’da Kızılay ve Atakule bölgesi, İzmir’de Alsancak, İnciraltı, Antalya’da Alanya, Belek, Lara, Gazipaşa, Kalkan, Kaş ve Güney Antalya bölgesi, Muğla’da Milas, Akbük ve Marmaris kıyı şeridi, Aydın’da Kuşadası ve Davutlar bölgesi, Ayvalık’ta Dolap Adası, Aksaray ve Nevşehir’de Kapadokya bölgesinin tümü, Tekirdağ’da Şarköy, Trabzon’a Uzungöl, Tonya – Erikbeli, Akçaabat – Karadağ, Mersin’de Erdemli, Sakarya’da Karasu bölgesi de söz konusu kararname ile Turizm alanı ilan edilerek plan yapma, değiştirme ve onama yetkisini anakent belediyelerinden alarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na bağlamıştı.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın 3194 sayılı İmar Yasası’nın 9. maddesini değiştirerek yaptığı bu uygulama, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in açtığı dava sonucunda Danıştay’dan döndü.

Danıştay 6. Dairesi, iki yıl sonra görüştüğü dosyayı 2 Mayıs 1990’da karara bağladı ve Özal’ın bu girişimine “dur” dedi. Danıştay’ın İstanbul’un imar planları yetkisini bakanlıktan belediyeye iade etmesi üzerine diğer illerin belediye başkanları da dava açtılar.