Erdoğan dalga geçiyor: Bu kapitalizm nelere muktedir; Orman morman ne varsa kesip atıyor...

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Saray'da düzenlenen "Yerel Yönetimler Sempozyumu"nda konuştu.

Erdoğan dalga geçiyor: Bu kapitalizm nelere muktedir; Orman morman ne varsa kesip atıyor...

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen “Yerel Yönetimler Sempozyumu”nda konuştu.

Erdoğan konuşmasında, partisinin iktidarı döneminde kentlerin beton armeye boğulup yeşil alanların sermayeye teslim edilmesini unutup “çevrecilik” nutuğu attı, “kapitalizm eleştirisi” yaptı: “Bu kapitalizm nelere muktedir; Orman morman ne varsa kesip atıyor, doğa ne olmuş umrunda değil!”.

Erdoğan’ın konuşmasından bazı satırbaşları şöyle:

Yerel yönetim toplantısının 31 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerden önce yapılmasını isabetli bulduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye son 5 yıllık dönemde pek çok tarihi hadise yaşadı. Cumhurbaşkanlığına geçiş sürecimiz bunların en önemlilerinden biridir. Türkiye’nin yönetim sistemi tartışmaları yeni değildir. Çok partili hayata geçişin ardından da bu arayış sürdü. Cuntalar, istikrarsızlıklarla akıllarda kalan dönemler her türlü fikir adamı yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini söylemişlerdir. Biz de özellikle 2011 yılından bu yana yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini dile getirdik.” dedi.

“O KADAR ERTELEYEBİLDİM”

Dün itibariyle kendi imzasıyla yasaklanan İZBAN grevine de değinen Erdoğan, konuyu İBB’de Nurettin Sözen döneminde yapılan greve getirip şöyle dedi:

“Yalan üzerine yerel yönetim olduğu zaman orada çöp, çukur, çamurdan kurtulamazsınız. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman CHP zihniyetinden teslim almıştım İstanbul’u. Oturanlar iyi bilirler, hava kirliliğinin, çöp dağlarının olduğu, bazı medya organlarının maske dağıttığı bir İstanbul. Çöp toplama yerlerinden büyükşehir belediyesi görevlidir. ‘Grev vardı ne yapayım’ diyor. E senin beceriksizliğinden gidildi greve, çözseydin. İZBAN’da da grev var. Baktık ki anlaşamıyorlar biz de 2 ay erteledik. Yetkim 2 ay olduğu için o kadar erteleyebildim. Niye? Bizim derdimiz var ya. Orada vatandaşımızı ser sefil yapmaya hakkımız var mı?”

“TOPRAĞA YAKIN YAŞAMALI”

Konuşmasında “çevrecilik dersi” vermeyi de ihmal etmeyen Erdoğan, “Yolda kimi bulursan milletvekili yapmayacaksın. İçinde hukukçusu, çevrecisi, mimarı olacak, işi bilenler olacak. Onlarla beraber imar komisyonlarını oluşturursak yatay mimariyle de sınırlı kalmayız. Oradaki yerel mimarini hep konuşuruz Safranbolu evlerini. Şimdi yeni yeni Safranbolu’lar oluşturabiliyor musunuz? Bunu yapmamız lazım. TOKİ olarak bu işin savaşını başından beri 16 yıldır veriyoruz. Peki başardın mı be kardeşim dersen, kısmen bazı yerlerde başarılı olduk, bazı yerlerde başarılı olamadık. İnsanoğlu toprağa yakın yaşamalı, topraktan uzak yaşamamalı. Eğer arazilerimizi değerlendirirsek yer çok. O zaman vatandaşın huzuru da farklı olur. İşte ben son bir yıldır özellikle bu millet bahçelerinin üzerinde duruyorum. Neden? Her şey insan için de ondan dolayı. belediyelerin bir numaralı sorun nedir insan için yatırımdır.” ifadelerini kullandı.

“KAPİTALİZM” ELEŞTİRİSİ

Erdoğan, dalga geçercesine sözlerine öyle devam etti:

“Şehir demek medeniyet demektir. Bazıları medeniyeti sadece fiziki yapı veya kültürel iklim olarak görür. Medeniyetin özünde inanç ve ahlak vardır. Denizlerimizin kenarlarında, orman alanlarında buraları betona çevirme gayreti içinde olanlar var. Bu kapitalizm nelere muktedir. Orman falan kesiyor, götürüyor. Dikey mimari yapayım, malı götüreyim. Biz medeni olmayı bileceği ki o beton yükselişlerde değil, toprağa yakın olma anlayışında bulunacağız. Kimsenin gözyaşına bakmayacağız, yıkılacaksa yıkacağız. Biz böylesine köklü bir değişimin, merkezi ve mahalli idarelerin işbirliği ile olacağına inanıyoruz. Amacımız 82 milyon vatandaşımızı kucaklayacak bir çalışma ile ülkemizin her köşesinde değişimi gerçekleştirmektir.”

“KENEVİR ÜRETİMİ BAŞLIYOR”

Erdoğan, kenevir üretiminin de yeniden başlatılacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Son zamanlar bu plastik poşetler vb. birçok ürünlerle ilgili olarak bir savaş başlattık. Bunun 500 yıl-750-1000 yıl bunu toprak eritemiyor. Savaşımızı kararlı bir şekilde başlattık. Anacağım evde file dokurdu. File ile alışveriş yapar gelirdik. Bunun toprakla bir dostluğu var. O zamanlar bunlar kenevirden yapılırdı. Ülkemizde keneviri yok ettik. Kenevirden atlet, fanila dokunurdu. Çünkü teri emmesi çok farklı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı. Biz keneviri ithal ediyoruz. Kenevire dayalı yapılması gereken şeyler varsa ithal ürünlerle yapılıyor. Gıda Tarım Bakanlığı bu konuda çalışmalara başlıyor. Birilerinin bu işi başlatması lazımdı. Şu anda biz de bunun çalışmasını yapıyoruz.”