Erdoğan: Rejimle karşı karşıya gelmek istemeyiz, o topraklar Suriye'nin...

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye'nin Kamışlı kentinin "rejimle karşı karşıya gelmek istemedikleri bir yer olduğunu" söyledi. Erdoğan, Kobani sorusuna ise "Buraların gerçek sahibi Suriye. Biz bir işgal ordusu değiliz" diyerek yanıt verdi.

Erdoğan: Rejimle karşı karşıya gelmek istemeyiz, o topraklar Suriye'nin...

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin Suriye’deki son duruma ilişkin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, “Rusya ile varılan mutabakatta Kamışlı’nın dahil edilmemesi gibi bir ifade oldu. Bu tam olarak ne anlama geliyor? Ortak devriyenin dışında ama YPG’nin olmayacağı 30 kilometre alanın içinde mi Kamışlı?” sorusuna yanıt verirken “Kamışlı’nın özelliği şu; Kamışlı şu an itibarıyla Rus askerleri ile rejim güçlerinin bulunduğu bir yer. Dolayısıyla orada bizimle karşı karşıya gelmek gibi bir şeyi arzu etmiyorlar. Biz de zaten böyle bir şeyi arzu etmedik ve başından itibaren Kamışlı tarafında böyle bir şeye girmedik.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “Ayn el-Arap gündeme geldi mi?” sorusuna ise “Şu anda biliyorsunuz özellikle Tel Abyad-Resulayn arasında yeni bir durum var. Bu bizim için şu anda adeta kazanılmış hak gibidir. Bu demek değil ki orada kalıcıyız. Böyle bir şey yok. Buraların gerçek sahibi Suriye. Biz bir işgal ordusu değiliz.” diye yanıt verdi.

Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

“PUTİN, BUNLARI BURALARDAN ATARIZ DEDİ”

ABD ile anlaşmamızda bir süre vardı. Burada da bir süre var, 150 saat. Türkiye, PKK/YPG güçleri çıkmayı reddederse kalan yerlere askeri harekat seçeneğini masada tutuyor mu? Bir de Türkiye-Rusya arasında kurulacak mekanizmanın bir yerinde bir şekilde rejim de yer alacak mı?

Gerek ABD gerekse Rusya ile olan bu anlaşmalarımızda eğer verilen sözler yerine gelmezse bizim için atılması gereken adımlarda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. ABD ile yapılan anlaşma kısmında yine aynı operasyonumuzu kararlılıkla devam ettiririz. Rusya ile ilgili olarak da Sayın Putin çok kararlı konuştu, “Biz bunları buralardan kesinlikle atarız” dedi. Şimdi tabii bu sözü verdiğine göre atılmayınca bizim görev başlar. O da aynen diğerleri ile ne ise bunlarla da o olacaktır. Değişen bir şey olmaz. Süreci göreceğiz.

Bu 30 kilometre alandan PKK-PYD nereye çekilecek?

Güneye.

“YPG’NİN REJİM ELBİSESİ İÇİNDE KALMASINA MÜSAADE EDİLMEYECEK”

Peki isim değiştirerek Suriye’de rejim ordusunun içine girer mi? Tekrar Türkiye için tehdit olmaya devam eder mi?

Bu konu ile ilgili olarak zaten biz Sayın Putin’e bir hatırlatma yaptık; sizin dediğinizin değişik bir versiyonuydu. Dedik ki “Bunlar icabında rejimin elbiselerini giymek suretiyle arazide kalırsa ne olur?” “Müsaade etmeyiz” dedi. Takipte olacağız.

“ADANA MUTABAKATI’NA YÖNELİK DEĞİŞİKLİK YOK”

Mutabakatta dikkatimizi çeken bir ifade oldu. Adana Mutabakatı bu süreçte çok sık gündeme getirildi Rusya tarafından. Hatta en son Lavrov, değişebileceğine atıfta bulundu. Mutabakatta da “Rusya Federasyonu Adana Mutabakatı’nın uygulamasını kolaylaştırır” deniliyor. Bu ne anlama geliyor?

Bizim geçmişte yaptığımız Adana Mutabakatına yönelik herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Rejimin Adana Mutabakatı ile ilgili zaman zaman değiştirme yaklaşımları oldu. Lavrov’un söylediği de yumuşatmaya, kolaylaştırmaya yöneliktir aslında. Adana Mutabakatı’nı ilk defa gündeme getiren de Rusya tarafı olmuştur. O günden bugüne kadar zaten Adana Mutabakatı özellikle bizim Suriye’ye girişimizin en önemli dayanağıdır.

Bu mutabakatta biz Suriye rejimine ilişkin bir ifade okumadık ancak bundan sonra Türkiye ve Suriye rejimi arasında farklı bir ilişki modeli geliştirilmesi söz olabilir mi?

Bundan sonraki süreçle ilgili olarak biz başta Rusya-Suriye münasebetlerinden hareketle kendimiz için bunu çok daha isabetli bir yol olarak görüyoruz ve bugünkü görüşmelerde de bunun bu süreci çok daha kolay kılacağını gördük ve buna inandık.

Temennim odur ki bundan sonraki süreçte de biz bu münasebetleri kolaylaştıracak adımları Dışişleri Bakanlığı olsun, Milli Savunma Bakanlığı olsun, istihbarat olsun, bunları devreye sokarak Rusya tarafından bu işi sürekli gündeme aldık ve gündemde de… Bunlar zaman zaman bize olumlu neticeler de verdi. Bundan sonraki süreçte de biz bunları tabi yine kullanacağız, bundan istifade de edeceğiz.

“RUSYA GİRMEMİZİ İSTEMEDİ”

PKK’nın sözde kanton ilan ettiği Ayn el-Arab ele alındı mı? PKK/YPG’den nasıl temizlenecek? Bununla birlikte Sayın Putin’in çok uluslu Suriye tanımı içinde Kürtler vurgusu vardı. Suriye Milli Ordusu’nun temsil ettiği kitleye bir vurgu yapılmadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslında Rusya’nın bizim Ayn el-Arab’a girmemiz konusunda her zaman bazı davetleri olmuştur. Fakat ABD’nin de tam tersine oraya girmememiz istikametinde yaklaşımı olmuştur. Bu yaklaşım aslında Obama döneminde de böyleydi. Ki biliyorsunuz Obama uçaklarla Kobani’ye silah, mühimmat, her türlü şeyi indirdi ve oradan adeta bizim ülkemize onlar bir huruç harekatı başlattılar. Bugün eğer 350 bin Kobanili ülkemizdeyse bunun müsebbibi birinci derecede Obama’dır ve şu anda bunlar bizde.

“Türkiye’de Suriye’nin kuzeyinden hiç Kürt yok” diyenler yalan söylüyor. Bunun dışında tabi sayıları 3 milyon 600 bine ulaşan Suriyelilere baktığımız zaman ağırlıklı Arap. Onun dışında Ezidi vesaire de var. Biz burada gerek Ruslara gerekse Amerikalılara hepsini anlattık. Bunlardan sonra zaten bu neticeye vardık.

“SURİYELİLER KOBANİ’YE YERLEŞSİN”

Ayn el-Arap gündeme geldi mi?

Tabi Ayn el-Arab konusunu da konuştuk. Şu anda biliyorsunuz özellikle Tel Abyad-Resulayn arasında yeni bir durum var. Bu bizim için şu anda adeta kazanılmış hak gibidir. Bu demek değil ki orada kalıcıyız. Böyle bir şey yok. Buraların gerçek sahibi Suriye. Biz bir işgal ordusu değiliz. Böyle bir özelliğimiz yok. Buranın gerçek sahipleri şu anda bizdeki 3 milyon 650 bin mülteci ve onlar gönüllülük esasına göre eğer buralara dönecek olurlarsa orada kendi topraklarında hayatlarını sürdürebilirler.

Bunun dışında bir durum daha var, o da şu, biliyorsunuz bizim hazırlamış olduğumuz bir plan, proje var. Uluslararası donörler toplantısı yapmak kaydıyla belli imkanlar sağlanırsa istiyoruz ki buralarda yapacağımız yerleşim alanlarındaki konutlar, sağlık tesisleri, okullar vesaire ile gelsin Suriyeliler, buraların sahipleri buralara yerleşsin. Hedefimiz bu. Kobani de aynı şekilde bunların içerisinde ve Kobani ile ilgili süreci de Ruslarla beraber yine aynı şekilde yürüteceğiz.”