Erdoğan Meclis açılışında 'birlikte hareket' çağrısı yaptı

Erdoğan, TBMM konuşmasında "Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyan tüm kesimleri, milli meselelerde aynı ortak paydada buluşmaya davet ediyoruz." çağrısı yaptı.

Erdoğan Meclis açılışında 'birlikte hareket' çağrısı yaptı

TBMM’nin 27. Dönem 3. Yasama yılı başladı. Meclis Genel Kurulu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplandı.

Açılış için Genel Kurul Salonu’na gelen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, burada bir konuşma yaptı.

Konuşmasında “‘Önce milletim önce memleketim’ demeyen hiç kimsenin bu kutlu kurumun çatısı altında yer almaya hakkı olmadığını düşünüyorum.” diyen Erdoğan, “Bu hissiyatla hareket eden herkesle ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın tüm meselelerini konuşmaya, görüşmeye ve birlikte hareket etmeye hazırız.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasından bazı satırbaşlıkları şöyle:

‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile cumhuriyetimizin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında canları pahasına mücadele eden güvenlik güçlerimizin herbirini Rabbim muhafaza buyursun diyorum. Bu yıl İstiklal Harbimizin başlamasının 100. yıldönümü.

“TÜRKİYE’Yİ KARIŞTIRIYORLAR”

Dünyada böylesine derin yaygın ve kesintisiz devlet tecrübesine sahip bir başka millet yoktur. Türkiye’yi sınırları cetvelle çizilmiş bağımsızlığı bahşedilmiş hedefleri olmayan toplumlarla karıştıranlar oluyor. 15 Temmuz gecesi bu millete sıkılan her kurşun bizi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolundan vazgeçirmek bir yana kararlılığımızı daha da perçinlemiştir. 15 Temmuz’da TBMM ikinci defa gazilik unvanıyla şereflenmiştir. Milli iradenin üstünlüğü yerine küçük bir azınlığın çıkarlarını korumayı amaçlayan tüm darbelerin ilk hedefinde hep bu Meclis olmuştur. ‘Önce milletim önce memleketim’ demeyen hiç kimsenin bu kutlu kurumun çatısı altında yer almaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyan tüm kesimleri, milli meselelerde aynı ortak paydada buluşmaya davet ediyoruz. Bu hissiyatla hareket eden herkesle ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın tüm meselelerini konuşmaya, görüşmeye ve birlikte hareket etmeye hazırız. Milletimizin temsilcileri olan siz milletvekillerinin sesine hiçbir zaman kulağımızı kapatmadık.

“BİZİM ANLAYIŞIMIZ SADECE YARDIM ETMEK”

Bugün bölgemizde ve dünyada kalbiyle ve gözüyle bizi takip eden yüz milyonlarca insan bulunuyor. Sınırlarımız dışındaki hiçbir faaliyetimiz ilhak istismar amaçlı değildir. Kendi güvenliğimiz adına neyin peşindeysek yakındaki ve uzaktaki tüm dostlarımız için aynı mücadeleyi veriyoruz. Biz çevremize sadece yardım etmek anlayışıyla bakıyoruz. Türk milletini diğerlerinden ayıran bu insani duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz. Akdeniz’in Ege’nin Karadeniz’in her karışındaki gelişme bizi doğrudan ilgilendirir. Suriyeli kardeşlerimiz rejimin baskısı altında ezildiğinde yine gönlümüzün ve sınırlarımızın kapılarını açtık.

“SIĞINMACILARI İLANİHAYE MİSAFİR ETMEYECEĞİZ”

Suriye krizi uzadığı için, halen sınırlarımız içinde yaşayan 3 milyon 650 bin misafirimizin yol açtığı ekonomik, sosyal ve kültürel sınamaların tabii ki farkındayız. Türkiye’den başka böyle bir yükü omuzlayabilecek ve bu kadar uzun süre yönetebilecek bir başka ülke olmadığını da biliyoruz. Bununla birlikte, milyonlarca sığınmacıyı ilanihaye kendi topraklarımızda misafir etmeye devam etmek gibi bir düşüncemiz de yoktur. Yaklaşık 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz bu insanların evleri, yurtları, vatanları zaten vardır. Bize düşen, sığınmacıların bir an önce kendi ülkelerinde hayatlarını sürdürebilecekleri güvenli bir iklimi oluşturmaktır. Bu konuda uluslararası topluma şimdiye kadar pek çok çağrıda bulunduk.

“GÜVENLİ BÖLGEYE 360 BİN KİŞİ DÖNDÜ”

Bundan 4 yıl önce Antalya’daki G20 Zirvesi’nde Suriye güvenli bölge oluşturmayı teklif ettim. Söze gelince herkes memnuniyetle karşılarken hiçbir ülke elini taşın altına koymadı.

Şimdiye kadar, güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönen Suriyeli sığınmacı sayısı 360 bini buldu. Suriye’deki mevcudiyetimizin tek sebebi, sınırlarımıza yönelik terör tehditlerinin, aynı zamanda ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşlerini de engelleyen bir bariyer haline dönüşmüş olmasıdır.

“TÜRKİYE KÖKSÜZ BİR ÜLKE Mİ?”

Fırat’ın doğusu olarak ifade ettiğimiz bölge ile ilgili uzun ve zahmetli süreç yaşadık. Öncelikle şu hususu bir kez daha sizlerle milletimizle tüm dünya ile paylaşmak istiyorum Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanadır. Biz asla savaştan kan dökülmesinden ölümden yana değiliz. Hem kendimiz hem de tüm Suriye halkı için güvenli bir gelecek istiyoruz. Birileri bize diz çöktürmeye çalışıyor. Türkiye böyle alçakça oyunu kabul edecek kadar aciz bir ülke midir? Türkiye masa başında yazılan senaryoların figüranlığını yapacak kadar köksüz bir ülke midir?”