Diyarbakır'da avukat Müzeyyen Boylu, boşanma sürecinde olduğu eşi tarafından vurularak öldürüldü

Diyarbakır Barosu'na kayıtlı 43 yaşındaki avukat Müzeyyen Boylu İssi, Pazar günü akşam saatlerinde eşi tarafından sokak ortasında öldürüldü.

Diyarbakır'da avukat Müzeyyen Boylu, boşanma sürecinde olduğu eşi tarafından vurularak öldürüldü

Diyarbakır’da kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadın avukat Müzeyyen Boylu, boşanma davası açtığı eşi tarafından öldürüldü.

Olay Diyarbakır’ın Kayapınar İlçesinde meydana geldi. Boşanma davaları süren Dr. Mesut Issı, çocuklarını görmek için ayrı yaşadığı eşi Av. Müzeyyen Boylu ile bir araya geldi. Çocuklarıyla birlikte gezen ikili araç içinde tartışmaya başladı. Daha sonra araçtan inen ikili dışarda tartışmayı sürdürdü.

Tartışma sürerken, Dr. Mesut Issı, silahını çekerek eşine ateş etmeye başladı. Eşine 14 el ateş eden Issı, olay yerinden kaçtı. Av. Boylu olay yerinde yaşamını yitirdi. Katil zanlısı Issı, bir süre sonra polise teslim oldu.

Avukat Boylu Diyarbakır’da kadın hakları ve kadına yönelik şiddete karşı çalışmalarıyla tanınıyordu. Daha önce Mazlum-Der’in Kadın Komisyonunda üç dönem görev yapan Boylu hakkında, mahkeme tarafından verilen koruma kararı bulunuyordu.

BARODAN AÇIKLAMA: ÖNLEM ALINMADI

Olayın ardından bir açıklama yapan Diyarbakır Barosu, Issı’nın daha önce iki kez Boylu’yu öldürmeye teşebbüs ettiğini açıkladı. Kadına yönelik şiddetin engellenememesine tepki gösteren Baro Yönetiminin açıklaması şöyle, ”Baromuz avukatlarından Av.Müzeyyen Boylu, yaklaşık 1,5 yıldır boşanma davası devam ederken, iki defa Dr.Mesut Issı tarafından öldürülmeye teşebbüs edildiği halde, yargı tarafından korunamayıp çocuklarının gözü önünde Dr.Mesut Issı tarafından 14 kurşun sıkılmak suretiyle katledilmiştir. Kadına yönelik şiddetin giderek arttığı, kadın cinayetlerinin durdurulamadığı günlerden geçiyoruz. Ve bir kez daha bu acı olayla, şiddet uygulayanın eğitimli olup-olmamasının kadına bakış açısını değiştirmediğini, toplumsal statü ve eğitim düzeyi değişmeksizin kadın üzerinde tahakküm kuran erkek egemen bir bakış açısının devam ettiğini gördük. Kadın cinayetlerinde koruyucu ve önleyici tedbirlerin arttırılmadığı, yargılamaların adil-etkin yürütülmediği müddetçe de bu cinayetlerin önüne geçmek mümkün olmayacaktır. Kadına yönelen erkek şiddetini bir kez daha kınıyoruz.”