'Diyanet ve YÖK, FETÖ ile mücadelede topa girmedi'

"17-25 Aralık sonrası ilk dizaynı FETÖ ile zihniyet olarak pek de farkı olmayan başka cemaatler, özellikle Said Nursi kaynaklı olduklarını söyleyenler yaptı. Bugünkü hataların birçoğu da ilk başta yapılan yanlışlardan kaynaklanıyor. "

'Diyanet ve YÖK, FETÖ ile mücadelede topa girmedi'

Eski Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz, ‘FETÖ’ ile devletin mücadelesi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Eryılmaz’a göre, “Devlet FETÖ’nün kuyruğu ile uğraşırken gövdesi yaşamaya devam ediyor”.

’15 Temmuz darbe girişimi’ sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde tanktan açılan ateş sonucu yaralanan Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz, görevden alınan ‘FETÖ’cülerin yerine yine aynı düşünceden insanların getirildiğini söyledi. ‘FETÖ’yü kertenkeleye benzeten Fatih Eryılmaz, “FETÖ kuyruğunu bırakıp kendisi yok olan bir kertenkele gibi davranıyor. Devlet kuyruğu ile uğraşırken gövdesi yaşamaya devam ediyor. Bu nedenle verilen mücadeleyi yeterli bulmuyorum” diye konuştu.

Cumhuriyet’ten Leyla Eryılmaz’ın haberine göre, FETÖ’nün kumpas davalarında hedef aldığı kişilerin sicil ya da asker fark etmeksizin Anti-Amerikancı olduğunu söyleyen Eryılmaz şunları söyledi:

“17-25 Aralık sonrası ilk dizaynı FETÖ ile zihniyet olarak pek de farkı olmayan başka cemaatler, özellikle Said Nursi kaynaklı olduklarını söyleyenler yaptı. Bugünkü hataların birçoğu da ilk başta yapılan yanlışlardan kaynaklanıyor. FETÖ aldığı darbe ile sendelemişken çözümlenecekken doğru kişiler doğru makamlarda değildi. Yani ilk düğme yanlış iliklenmişti.”

“17-25 Aralık operasyonunu gerçekleştiren İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün görevden alınıp yerine Ömer Köse’nin getirilmesi. Çünkü Köse, Atayün’den daha azıllı FETÖ’cüdür. Yine İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın yerine atanan Saim Uslu’da ileri derecede FETÖ’cüydü. Sanırım FETÖ’ye benzeyen diğer cemaatler, iktidara isim tavsiye etti. İktidar da FETÖ ile mücadeleyi tavsiye edilen bu isimlere emanet etti. Bahsettiğimiz cemaatlerin de FETÖ ile bağı güçlü ve buna ‘FETÖ’nün renklendirme çalışması’ denilebilir. Çünkü onlar sadece cemaat olarak hareket etmez. Bu dindar yapılardan tutun da laik görünen çevrelere dahi renklendirmesini yapmıştır yıllar önce. FETÖ örgütü öngörülerini iktidardan maalesef ki daha iyi değerlendirip buna tedbir geliştirebilen bir örgüttür.”

MAKAMLARI BOŞALTIP SIZDILAR

“FETÖ’nün Gürcistan imamlarından biri vardı: Hayati Küçük. 17-25 Aralık’tan sonra bu şahıs bir televizyon programında aslında kilit cümleyi söyledi ve Kürt kökenlileri Türkiye’ye çağırdı. “Siz artık cemaattesiniz ama değilsiniz” diyerek başka yerlerde görevlendirildiler. Yani bu kişi 2004-2005 yıllarında yurt dışında Kürtçe bilenleri topladı. O yıllar FETÖ’nün renklendirme çalışmasını hem dini hem laik çevrelerde yaptığı yıllar. Bunu siyasi ve bürokratik yetkililere de söyledim. Cemaat bu kişileri ne yaptı? Nerede görevlendirildi? Bu araştırıldı mı? Hala bu konuda bir çalışma yapılmadı. Bu olayın Türkiye’de çok iyi irdelenmesi gerekirken hiç incelenmedi.”

“15 Temmuz’da da İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirmeye çalışan FETÖ davalarının firari sanığı Recep Güven, 2001 yılında eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un masasına Ergenekon şemasını koydu. 2005 yılında sözde Avrupa Birliği sivilleşme adı altında Türk Ceza Kanunu değiştirildi. Peki operasyon ne zaman başladı? 2006’da Danıştay saldırısı, 2007’de Malatya’da 3 Hristiyan’ın öldürülmesi… Bu saldırılarla sanki Türkiye’de ulusalcı, milliyetçi, Kemalist bir gizli yapı vardı da ortaya çıkarılan bu yapı Hristiyanları öldürüyor algısı yaratıldı. Bu yapı da Hristiyanları öldürüyor algısı yaratıldı. Hrant Dink’in öldürülmesi bu sebeptendir. Dünya kamuoyuna ulusalcı, milliyetçi, Kemalist, ırkçı bir örgüt var gibi göstermeye çalıştılar. FETÖ’nün kumpas davalarında hedef aldığı kişilere bakarsanız asker, sivil fark etmez Anti Amerikancı olmaları en önemli etkendir. Bir diğer önemli etken de tabii bu kumpasa maruz kalanların makamlarıydı. O makamları boşaltarak kendileri sızdılar. ”

DİYANET VE YÖK MÜCADELEYE GİRMEDİ

“Bunun yanı sıra ByLock çok önemli bir konu. ByLock kullanımı konusunda şüpheye düşürüldüğümüz de bir gerçek. Bazı üst düzey bürokratların ByLock kullanmasına rağmen bir işleme tabii tutulmadığını biliyoruz. FETÖ ile iktidar 15 yıllık bir ilişkiye sahip. Bu süreçte ortaklıklar olmuş, kız alınıp verilmiş, torun doğmuş, beraber ticaret yapılmış… Burada şahsi kefaretler oluyor. Ama hukuk şahsi kefaretlere bakmaz, bakmamalı. Kriptolar hala görevlerini sürdürüyor.Bir de Diyanet ve YÖK, FETÖ ile mücadelede topa girmedi ama bunlar sayesinde makam sahibi olanlar yerlerinde. Mücadele baştan revize edilmeli ve baştan yapılan hatalar düzeltilmeli. Bugün pişmanlıklarını dile getirenler var ama hesaplaşmadan helalleşmek yok.”