Diyanet İşleri Başkanı: Din istismarı ümmetin birliğini tehdit eder hale geldi

“Dini İstismar Eden Terör Örgütleriyle Mücadele” konusunda komiser yardımcısı adaylarına konferans veren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Din istismarı, İslâm ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine dönüşmüştür” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı: Din istismarı ümmetin birliğini tehdit eder hale geldi

Ankara Gölbaşı’nda bulunan Polis Akademisi Başkanlığı’nda komiser yardımcısı adaylarına “Dini İstismar Eden Terör Örgütleriyle Mücadele” başlıklı bir konferans verildi. Konferansın konuşmacısı ise “din istismarı” deyince ülkede akla gelen ilk kurumlardan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tepesindeki isim olan Ali Erbaş’tı.

Yerel seçimler öncesi başta AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm iktidar temsilcileri oy avcılığı adına bir kez daha dini siyasete alet etmenin sayısız örneğini verirken, konuşmasında siyasilere en azından bir gönderme yapıp yapmayacağı merak konusu olan Ali Erbaş, beklenildiği üzere bu ihtimalin yanına dahi yaklaşmadı.

Erbaş konuşmasında “insanı kötülüklerden uzaklaştırmak için vicdanın, kanunun ve ahiret inancının önemli olduğunu” belirtirken, Ahiret inancı da olmazsa insanı kötülük yapmaktan ne durduracak? Millet olarak çocuklarımızın, gençlerimizin ahiret inancını güçlendirmemiz lazım” dedi.

Daha sonra “istismar’ kelimesini tanımlayan Erbaş, bunun bir kimse ya da grubun iyi niyetini kötüye kullanmak, sömürmek anlamlarına geldiğini kaydedip şunları söyledi: “İstismar, dini ve dinin yüce değerlerini suiistimal etmenin adıdır. Din istismarı, din sömürüsü yapmak, dine dair kavramlar ve değerler yoluyla insanları aldatmak, maddî-manevî çıkar elde etmek, kısaca menfaat için dini kullanmak demektir.”

Erbaş, din istismarının “İslâm ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesi”ne dönüştüğünü dile getirdi.

“ÇOK SIKI TAKİP EDİYORUZ”

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ‘Din İstismarı ile Mücadele Seferberliği’ başlattıklarını söyleyen Başkan Erbaş, “televizyon kanalları, radyolar kurarak insanları din ve tıp alanlarında istismar edip buralardan menfaat sağlayanların olduğunu” belirtip “Anlattığı din ne Kur’an’da var, ne sünnette var. Bazen öyle istismar ediyor ki, Kur’an-ı sünnetin karşısına koyuyor, sünneti hurafelerle karıştırıyor. Biz bunu çok sıkı bir şekilde takip ediyoruz. İlahiyat fakülteleriyle işbirliği halinde, din istismarı ile mücadelede nasıl işbirliği yapabiliriz, doğru dini bilgi ile gençlerimizi çocuklarımızı nasıl besleyebiliriz, doğru dini bilgiyi onlara nasıl verebiliriz? Bunun hem teorik alanda çalışmalarını yapıyoruz, teorik çalışmalarımızı alanda pratiğe yansıtmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘FİTNE’ UYARISI

Din istismarının yeni bir durum olmadığını belirten Başkan Erbaş, bunun “İslâm ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesi”ne de dönüştüğünü ifade edip, “Biz milletimizi fitneden ve tefrikadan korumak zorundayız” dedi.

“Kişi ya da grupların, gayri meşru hedef ve yöntemlerini meşru göstermek için dinin gücünden yararlanma amacı din istismarının temel nedenidir” diyen Erbaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yüzyıllarca hüküm sürdüğü coğrafyaya adalet, sevgi, merhamet taşıyan bir medeniyetin evlatlarının yaşadığı ülkemizde FETÖ, sevgi, merhamet tellallığı yaparak insanımızı aldatmaya çalışmıştır. Bir daha 15 Temmuzlar yaşamamak için bunu milletimize anlatmamız, öğretmemiz gerekiyor. Nerede bir mazlum ve muhtaç varsa ona yardıma koşmayı kendisine şiar edinmiş insanlarımızın yardımlarını himmet adı altında, hoşgörüsünü ise ‘ılımlı İslam’, ‘hoşgörü’, ‘diyalog’ gibi isimlerle sömürmüştür.”

İSTİSMAR TÜRLÜ TÜRLÜ: CİHAD, HİLAFET, ŞİRK, TEKFİR…

Başkan Erbaş, dini istismar eden yapıların insanların samimi duygularını pek çok yoldan istismar ettiklerini dile getirerek bu yapıları şu şekilde örneklendirdi:

“Allah Teâlâ’nın ismini, sıfatlarını istismar edenler, Kur’an-ı Kerim’in ayet ve hükümlerini istismar edenler, Peygamberimizin hadislerini ve manevî şahsiyetini istismar edenler, gayb alemini ve gaybi bilgiyi istismar edenler, rüyaları istismar edenler, İslam büyüklerini, Selef-i Sâlihin’i istismar edenler, tekfir, hilafet, şirk, istişhad, cihad gibi kavramları istismar edenler; ibadetleri tahrif ve istismar edenler, duayı ve bedduayı istismar edenler, gençlerin enerjisini ve İslâm’a adanma heyecanını istismar edenler, milli değerleri istismar edenler.”

AKIL VERDİ: SORGULAYIN, MANKURT OLMAYIN

Erbaş, eleştiri ve sorgulamanın, “Allah’ın insana irade vermesinin doğal sonucu” olduğunu ileri sürerek “Sorgulama, itiraz etme, eleştirme, ne deniyorsa ona uy, bu olmaz. Allah bize irade vermiş, o irademizle her zaman sorgulayacağız. ‘Mankurt’ olmayacağız” ifadelerini kullandı.