Diyanet de 'ateşkes' ilan etti: Cuma hutbesi değiştirildi...

ABD ile yapılan 'ateşkes' anlaşması sonrası Diyanet İşleri de Cuma hutbesinde değişikliğe gitti.

Diyanet de 'ateşkes' ilan etti: Cuma hutbesi değiştirildi...

Türkiye’nin 9 Ekim günü Suriye topraklarında başlattığı askeri harekata müteakiben Diyanet İşlerinin aldığı karar gereği tüm camilerde sabah namazı öncesi Fetih Suresi okunmuş ve ordu için dua edilmişti.

Diyanet’in bugün (18 Ekim) 81 ilde okunacak Cuma hutbesinde de “Dualarımız Mehmetçiğimiz için” başlığıyla, askeri harekatın başarısı için dua edilmesi çağrısı yapılıyordu.

“Peygamberimiz buyuruyor ki, “Allah, sadece kendi yolunda cihad etmek ve kelime-i tevhidi doğrulamak üzere sefere çıkan kimseyi cennete sokmaya veya çıktığı evine sevap ve ganimet ile döndürmeye kefil olmuştur. Mehmetçiğimiz bu muştuyla yine yürüdü” gibi “cihat” vurgusu ve “şehitlik” övgüsü yapılan ifadelerin yer aldığı hutbede “Mehmetçik siperleri tuttukça, bütün düşmanlarımızın da, onların içimize saldıkları zavallıların da hayalleri hakikatlerimize; tuzakları imanımıza çarpacak, kışkırttıkları terör selinin içinde kendileri boğulacaktır.” deniliyordu.

Ancak dün Ankara’ya gelen ABD heyetiyle varılan ‘120 saatlik ateşkes’ kararı sonrası Diyanet’in hutbesinde Cuma namazına 24 saatten az bir süre kala değişikliğe gidildi ve “Kul ve Kamu Hakkı” konulu yeni bir hutbenin okutulmasına karar verildi.

“KİM BİR CAN ÖLDÜRÜRSE…”

Sözkonusu hutbede yer alan ifadelerden bazıları şöyle:

“İnsanoğlu anne karnında canlandığı andan itibaren can güvenliği ve hayat hakkına sahiptir. Rabbimiz, “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.”[2] buyurarak bu ilkeye işaret eder.”

“Her insanın malını ve meşru kazancını koruma hakkı vardır. Haksız yollarla mal elde eden, ticarete hile karıştırarak müşterisini aldatan ve işçisinin hakkını tam olarak ödemeyip gasp eden kişi, harama el uzatmış demektir.”

“Özel hayatımızda her türlü kul hakkını ihlal etmekten sakınalım. Saçı bitmedik yetimin hakkını düşünerek, kamu görevini ağır bir emanet olarak kabul edelim. Zira ihlal edilen kamu hakkı, zayi edilen vakıf malı, aynı zamanda binlerce kul hakkı demektir. Her hayırlı işin sevabı olduğu gibi, her ihmal ve hatanın da kul ve kamu hakkı doğuracağını bilerek yaşayalım.”