Diyanet Cuma hutbesinde sordu: Din istismarından büyük suç olabilir mi?

Diyanet'in bu haftaki Cuma hutbesinde 15 Temmuz'un üçüncü yıldönümü olduğu hatırlatıldı, 'din istismarının en büyük suç' olduğu belirtilip 'uyarı'larda bulunuldu.

Diyanet Cuma hutbesinde sordu: Din istismarından büyük suç olabilir mi?

Diyanet İşleri Başkanlığını 81 ildeki camilerde okuttuğu 14 Temmuz tarihli Cuma hutbesinde, 15 Temmuz darbe girişimine yer verilirken, ‘FETÖ’yle ilgili de açıklamalar yer aldı.

“15 Temmuz gecesi milletin meclisini yıkmaya, gençlerimizi ve geleceğimizi esarete sürüklemeye çalışanlar, bunu din kisvesine bürünerek yaptılar. İslam’ı anlatıyor, dine davet ediyor, ümmete hizmet ediyor gibi görünürken aslında fesada çalıştılar.” denilen hutbede “Peygamber Efendimiz “Bizi aldatan bizden değildir.” buyurmuştur. Öyleyse din adına aldatmaktan, işgal ve istismardan daha büyük suç olabilir mi? Unutmayalım ki, kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlülük, yalan, tehdit ve şantaj gibi yöntemlerle ayakta kalan FETÖ, asla İslami bir yapı değildir. Rüyalarla, gizemlerle, sinsi planlarla sözde ılımlı bir İslam kurgulamaya çalışan FETÖ, bir terör şebekesidir.” ifadeleri kullanıldı.

“NİFAK HAREKETLERİNE ENGEL OLALIM”

Yeni bir 15 Temmuz’un yaşanmaması için tavsiyelerde bulunulan hutbede “Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde, Sevgili Peygamberimizin sünnetini model alarak yaşayalım. Dini kendi menfaatleri için kullanmaya çalışanlara fırsat vermeyelim. Yüzyıllardır topraklarımızda oluşan ve dini hayatımızı ayakta tutan Anadolu irfanına sahip çıkalım. 15 Temmuz’da yaşadığımız acı tecrübeyi bir daha yaşamamak için dinimizi, dilimizi, ırkımızı, yaratılıştan gelen zenginliklerimizi istismar etmek isteyenlere karşı uyanık olalım. Ülkemizi fitne ve fesada sürüklemek isteyen nifak hareketlerine hep birlikte engel olalım. Birbirimizin varlığını kendi varlığımız, hukukunu kendi hukukumuz, iffetini kendi iffet ve izzetimiz sayalım. Huzur, güven ve kardeşliğimizi zedeleyebilecek davranışlardan uzak duralım. Birlik ve beraberliğimizden ödün vermeyelim. Devletimizin ve milletimizin bekası, ümmet-i Muhammed’in selameti için çocuklarımızın sahih dini bilgiyi, doğru yöntem ve metotlarla, ehil kişilerden almasına özen gösterelim. Onları kime emanet ettiğimize, kimlerle arkadaşlık ettiklerine, vakitlerini nerede harcadıklarına, din adına ne öğrendiklerine dikkat edelim.” uyarıları yapıldı.

‘DİN İSTİSMARI’NIN KAYNAĞI DİYANET…

15 Temmuz’in yıldönümüne dair hutbesinde ‘din istismarı en büyük suç’ diyen Diyanet İşleri Başkanlığının bizzat kendisi AKP ile birlikte Türkiye’nin gerici dönüşümünde başrolü oynayan kurum olarak akıllara geliyor.

Verdiği fetva ve hutbelerle adeta iktidarın politikalarının din aracılığıyla propaganda edilmesi ve uygulanmasından sorumlu kurum haline gelen Diyanet, bu anlamda son büyük “icraat”ını 23 Haziran seçimleri öncesi Yenikapı’da gerçekleştirmişti. Meydanda Osmanlı’nın son döneminden kalma bir saray geleneği olan ‘Enderun usulü teravih namazı’ seçim öncesi yeniden hayata geçirilmişti. Bu namazın ardından Erdoğan da miting konuşması yaparak oy istemişti.