DİSK: "1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'ndayız"

3 Nisan’da toplanan DİSK Başkanlar Kurulu, 1 Mayıs’a ilişkin yol haritasını çıkardı. DİSK tarafından açıklanan Başkanlar Kurulu kararında bu yıl 1 Mayıs’ın "İş, Adalet, Özgürlük ve Demokrasi" sloganı çerçevesinde örgütleneceği ifade edilirken, İstanbul 1 Mayıs’ı için adres olarak Taksim gösterildi.

DİSK:

3 Nisan’da toplanan DİSK Başkanlar Kurulu, 1 Mayıs’a ilişkin yol haritasını çıkardı. DİSK tarafından açıklanan Başkanlar Kurulu kararında bu yıl 1 Mayıs’ın “İş, Adalet, Özgürlük ve Demokrasi” sloganı çerçevesinde örgütleneceği ifade edilirken, İstanbul 1 Mayıs’ı için adres olarak Taksim gösterildi.

DİSK, iktidarı da “halkın iradesine kayıtsız, şartsız saygı göstermeye, YSK’yi da “partiye göre hukuk” yaklaşımlarına, çifte standartlı uygulamalara son vermeye” çağırdı.

VARLIK-YOKLUK SORUNU

Emekçilerin işsizlik giderek yıkıcı etkiler açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
İşçi sınıfı açısından Mart Şubat’tan, Şubat Ocak’tan daha kötü hale gelmektedir. Dar tanımlı işsizlik yüzde 13,5’e ulaşmış, geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyonu aşmış, işsizlik her hanede etkisini hissettiren en yakıcı ve üstü örtülemez toplumsal mesele halini almıştır. Yüzde 30’lara dayanan gıda enflasyonu, işçilerin ekmeğinin her ay daha da küçülmesine yol açmaktadır. Seçim yatırımı olmaktan öteye gidemeyen önlemlerle gıda enflasyonu bastırılamamıştır. Yıllardır ısrarla sürdürülen neoliberal yıkım politikalarıyla yok edilen tarımın, özelleştirmelerin, güvencesiz çalıştırma biçimlerinin, beton ekonomisinin, sıcak para ve borçlanma ile tüketime dayalı ekonominin sonuçları bugün işçi sınıfı açısından varlık-yokluk sorunu halini almıştır.

“HALKIN TALEPLERİNİ AŞAĞILAYANLARIN ALDIĞI SONUÇ ŞAŞIRTICI DEĞİL”

Ülkeyi yönetenlerin, halkın iş ve aş taleplerini küçümseyerek, emeklilik hakkı talep edenleri aşağılayarak, geçim sorununun dile getirilmesini “suçlu” göstererek girdikleri yerel seçimlerde aldıkları sonuçların şaşırtıcı olmadığı vurgulanan açıklamada şunlara dikkat çekildi:

İşçi sınıfının, emekçilerin, ücret gelirleriyle yaşayanların çoğunluğunu oluşturduğu birçok büyükşehirde iktidarın yenilgiye uğraması ve kazandıklarında dahi ciddi anlamda oy kaybetmesi tesadüf değildir. İktidar blokunun oyları, Türkiye genelinde belediye başkanlığı için verilen oylarda 2 puan, belediye meclisi oylarında 5 puan civarındaki gerilemiştir. İktidar oylarındaki bu gerileme, ekonomik krize dair tepkilerin yanı sıra halkın demokrasiye, özgürlüğe, adalete, barışa ve kardeşliğe olan hasretinin de bir yansımasıdır. İşçilerin, emekçilerin, halkın bu uyarısını dikkate almadan atılacak her adımın daha ciddi politik sonuçları olacaktır. Türkiye oldukça adaletsiz bir seçim süreci yaşamış, devletin tüm olanakları iktidar için seferber edilmiş, medyadan meydanlara neredeyse ‘tek ittifak’ seçime giriyor görüntüsü yaratılmış, iktidar bloku dışındaki partilere oy vermek ‘beka sorunu’ olarak kodlanmış ancak yine de bu öncü siyasi sonuçların ortaya çıkışı önlenememiştir.

Ekonomik krizi reddedenlerin yerel seçim sonuçlarını da kabul etmekte zorlandığının altı çizilen açıklamada “Bu süreçte bir kez daha görülmüştür ki bu düzene itirazı olan, ülkenin geleceğine dair endişe duyan, işe, adalete, demokrasiye, özgürlüğe, barışa ve kardeşliği hasret milyonların en önemli ihtiyacı birliği, dayanışma ve mücadeleyi daha da yükseltmektir” denildi.

‘PARTİYE GÖRE HUKUK OLMAZ’

DİSK Başkanlar Kurulu’nun karar metninde, yerel seçimin ardından yaşananlar bağlamında şu çağrılar yer aldı:

DİSK Başkanlar Kurulu, ülkeyi yönetenleri başından itibaren adaletsiz bir biçimde ilerleyen bir sürece rağmen açığa çıkan halkın iradesine kayıtsız, şartsız saygı göstermeye, YSK’yi da “partiye göre hukuk” yaklaşımlarına, çifte standartlı uygulamalara son vermeye çağırır.

DİSK Başkanlar Kurulu, ülkenin ve işçi sınıfının en acil ihtiyacının demokrasi olduğunun altını çizerek, muhaliflerle, akademisyenlerle, gazetecilerle, siyasetçilerle dolu olan hapishanelerin olduğu bir ülkenin demokratik bir ülke olarak değerlendirilemeyeceğini; bu hapishanelerde devletin kendi hukukuna, kurallarına bile uymamasının ise “hukuk devleti” ile bağdaşmadığını hatırlatarak, siyasi gerekçeli her türlü cezalandırmanın son bulmasını talep eder; devleti içeride ve dışarıda kendi kurallarına ve hukukuna uymaya davet eder.

Alınan kararlar ise şu şekilde sıralandı:

1 Mayıs 2019 Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nün “İş, Adalet, Özgürlük ve Demokrasi” talebinin büyütüleceği bir süreç olarak örgütlenmesine,

Bu süreçte bölgelerde temsilciler kurullarının toplanmasına,

1 Mayıs 2019 Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nün, başta İstanbul Taksim Meydanı olmak üzere, ülkenin dört bir yanında yaygın ve kitlesel biçimde kutlanması için çalışmaların ve girişimlerin başlatılmasına,

Bu sürecin en geniş emek ve demokrasi güçleriyle beraber yürütülmesine,

1 Mayıs’tan 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin yıldönümüne kadar olan sürecin işçi sınıfının krize karşı iş ve adalet, baskılara karşı özgürlük ve demokrasi mücadelesinin yükseltileceği bir seferberlik olarak örgütlenmesine karar vermiştir.