Cumartesi Anneleri 766. Haftasında: Nihat Aydoğan ve Tahir Elçi'nin failleri açığa çıkarılsın

Cumartesi Anneleri 766. Haftasında gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan'ın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri 766. Haftasında: Nihat Aydoğan ve Tahir Elçi'nin failleri açığa çıkarılsın

Kayıpların akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 766’ncı haftasında Galatasaray Meydanı’nda buluşmak isteyen Cumartesi Anneleri, bir kez daha engellendi. Cumartesi Anneleri, engelleme üzerine polis ablukasına alınan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta eylemlerini gerçekleştirdi.

Mezopotamya Ajansı‘nın haberine göre, bu hafta 30 Kasım 1994 tarihinde Midyat’ta kaldığı evde basılarak gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu. Bu haftaki açıklamayı 19 Ekim 1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun yaptı.

NİHAT AYDOĞAN 25 YIL ÖNCE GÖZALTINDA KAYBEDİLDİ

Çeyrek asırdır Nihat Aydoğan’ın akıbetini sorduklarını söyleyen Tosun, insan haklarına dayalı siyasetin, hukukun üstünlüğüne dayalı yargının olmayışı; Türkiye’nin en temel sorunlarını çözümsüz bıraktığını söyledi. Hukukun üstünlüğüne dayalı yargı sistemi taleplerini yineleyen Tosun, “Bizler 766 haftadır devleti yönetenlere sesleniyoruz. Bizim hakikate ve adalete ulaşma hakkımız, siz yokmuş gibi davrandığınız için yok olmaz. Haklarımızı tanımak ve hayata geçirmekle mükellefsiniz. Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerinin açığa çıkarılması ve adaletin sağlanması için yürüttüğümüz mücadele meşrudur. İddia ve taleplerimiz siyasal ahlak çağrısıdır. İnsan olma ve yurttaş olma sorumluluğunuzla hakikatten, hukuktan adaletten yana taraf olmalısınız” dedi.

39 yaşındaki Aydoğan’ın Midyat’ın Doğançay köyünde yaşadığını hatırlatan Tosun, “30 Kasım 1994 tarihinde sabah 05.00 civarı Aydoğan ailesinin evi çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından basıldı. Aydoğan dövülerek yataktan kaldırıldı. Elleri ve gözleri bağlı, kanlar İçinde önce Midyat Jandarma Karakolu’na, daha sonra da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürüldü. Resmi makamlar Aydoğan’ın gözaltına alındıktan 20 gün kadar sonra nöbetçi savcılığa sevk edildiğini ve ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakıldığını iddia etti. Ancak bu iddia hiçbir zaman güvenilir kanıtlarla desteklenmedi. Aydoğan’dan bir daha haber alınamadı. Uzun yıllar sonra Nihat Aydoğan için nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşüldüğü açığa çıktı. Nüfus İdaresi’ne ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, jandarma komutanının baskısı sonucunda gerçek olmayan bu bildirimi düzenlemek zorunda kaldığını itiraf etti” diye anlattı.

‘CEZASIZLIK SON BULSUN’

25 yıldır Aydoğan ailesinin resmi kurumlara yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını dile getiren Tosun, etkin bir soruşturma başlatılması çağrılarının ise karşılık bulmadığını ifade etti. Tosun, “Gözaltında kaybedilişinin 25’inci yılında iktidarı, adli ve idari makamları göreve çağırıyoruz. Aydoğan dosyasındaki cezasızlık son bulsun. Aydoğan’ın akıbeti açıklansın. Nihat Aydoğan’ın kaybedilmesine neden olanlar adil bir biçimde yargılansın” diye seslendi.

Eylemde, 4 yıl önce katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve 26 yıl önce katledilen avukat Şevket Epözdemir anıldı.

‘BABAMIN VE TAHİR ELÇİ’NİN FAİLLERİ AÇIĞA ÇIKARILSIN’

Ardından söz alan Nihat Aydoğan’ın kızı Necbir Aydoğan, babasını hiç görmediğini ve bir mezarının olmasını istedi. Aydoğan, “4 yıl önce babamın katledilişini Galatasaray Meydanı’nda kınarken, aynı saat içinde Tarih Elçi’nin katledildiği haberi geldi. Buradan da Tahir Elçiyi sevgiyle anıyorum. Babamın ve Tahir Elçi’nin faillerinin açığa çıkarılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.

‘GALATASARAY MEYDANI 67 HAFTADIR YASAK’

Galatasaray Meydanı’nın kayıp yakınlarına 67 haftadır yasaklandığını hatırlatan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın aldığı yasaklama kararının hukuki olmadığının altını çizdi. Yasaklamaya karşı İstanbul İdare Mahkemesi’ne itiraz başvurusunda bulunduklarını ancak henüz karar verilmediğini aktaran Türkdoğan, “Bu davanın bir an önce sonuçlanmasını istiyoruz. Aynı zamanda gösteri hakkımızı etkili bir şekilde kullanmak için yürüttüğümüz hukuk mücadelesi devam edecek” şeklinde konuştu.

“Ne zaman annelerimizin silahsız ve saldırısız gösteri hakkının yasaklanması meşru görülmüştür” diyerek tepki gösteren Türkdoğan, “Bu tamamen gayri meşru bir durumdur. Annelerimizle birlikte Galatasaray Meydanı’ndaki oturma eylemlerimiz bizim için artık bir hafıza mekanı özelliğinde bir olaydır. Kayıplar mücadelesinin ayrılmaz bir meydanı olarak tüm dünya tarafından bilinen ve anılan bir yerdir. Dolayısıyla siyasi iktidarı ve İçişleri Bakanlığı’nı bir kez daha uyarmak istiyoruz. Bu yasaklama tutumunuzdan vazgeçin. Biz vazgeçmeyeceğiz, ısrar edeceğiz. Mutlaka ama mutlaka Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemlerimizi gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.