Çanakkale geçiliyor, Kaz Dağları katlediliyor

'Bu memleketin gerçek sahipleri olarak bizlerin, bir kıyıma dönüşen bu yıkıma karşı durmak gibi bir borcumuz var.'

Çanakkale geçiliyor, Kaz Dağları katlediliyor

Birleşik Metal İşçileri Sendikası  Kaz Dağları’ndaki katliama karşı bir açıklama yayınladı.

‘Vatandaşlarına işsizliği, açlık sınırında asgari ücreti, emekli olmadan ölmeyi reva görenlerin, bu memleketin ağacına, suyuna, toprağına ve taşına sahip çıkmasını beklemek belki de fazla iyimserlik olabilir’ denilen açıklamanın tamamı şu şekilde;

‘ÇANAKKALE GEÇİLİYOR, KAZDAĞLARI KATLEDİLİYOR’

”İçtiğimiz suya, soluduğumuz havaya, ektiğimiz toprağa, gölgelendiğimiz ağaca saldırıyorlar. Geleceğimizi çalıyorlar…

Çanakkale’mizin dünyaca ünlü ve sayılı oksijen merkezlerinden biri olan Kazdağları Kirazlı Köyü bölgesinde Kanadalı bir şirkete verilen altın arama yetkisi ile 195 bin ağaç kesilirken binlerce hektar arazi çöle dönüştürülecektir.

Alamos Gold adlı şirkete tanınan bu yetkiyle birlikte çıkarılacak altının sadece yüzde ikisi Türkiye’ye bırakılacak, ama topraklarımız kelimenin tam anlamıyla talan edilecektir. Katledilen on binlerce ağaç bir yana altın çıkarmak için kullanılan siyanürün toprağa saldığı zehrin yaratacağı etki ise çok daha vahim olacaktır. Siyanürün toprağa karışmasıyla birlikte çevreye yayılacak zehir tüm bitkileri, suyu, havayı zehre boğarak tüm doğayı mahvedecektir.

Bu şirketin CEO’su basına yaptığı açıklamalarda maliyetin düşük, karlılığın yüksek olduğunu belirtirken, Türk işçilerin taş taşıma konusundaki maharetlerini dile getirdi ve 15 sene burada kalacaklarını dile getirdi.

Söz konusu şirketin kendi geldiği ülkede tek bir ağacın tek bir dalına dahi kesmek ciddi cezalara neden olurken, Türkiye’ye de böylesine büyük zararlara yol açan doğa katliamına sebebiyet vermeleri ne yazık ki ülkemizdeki AKP iktidarının insana ve doğaya bakış açısındaki çarpıklığı çok net olarak göstermektedir.

Bir ülkeye sahip çıkmak insanına saygı duymayı gerektirir. Ağacına, akarsuyuna, toprağına ve sahip olduğu tüm canlılara değer vermeyi gerektirir.

Vatandaşlarına işsizliği, açlık sınırında asgari ücreti, emekli olmadan ölmeyi reva görenlerin, bu memleketin ağacına, suyuna, toprağına ve taşına sahip çıkmasını beklemek belki de fazla iyimserlik olabilir ama bu memleketin gerçek sahipleri olarak bizlerin, bir kıyıma dönüşen bu yıkıma karşı durmak gibi bir borcumuz var.

Tarihte geçilmez olarak bilinen ve onbinlerce insanın hayatlarını ortaya koyarak savundukları bu topraklar şimdilerde ne yazık ki AKP eliyle yabancı şirketlere peşkeş çekilirken doğamızın tarumar edilmesi tehlikesiyle karşı karşıyayız.

Millet Bahçesi adı altında yağmalanma adayı olan emsalsiz Salda Gölü de, yakın zamanda yakılan Dalaman – Köyceğiz ve Bingöl’deki orman arazileri de bu talanın birer parçası oldular ne yazık ki.

Eğer çek defterleri, kasalardaki paralar ve yurtdışı banklardaki döviz hesapları değil se vatan, uğruna can verilen, ekip biçilen, suyundan içilen, havasını soluduğumuz yani yaşayıp öldüğümüz toprağıyla, ağacıyla, suyuyla üzerinde yaşadığımız diyarsa vatan işte biz de buna sahip çıkıyoruz ve çıkacağız.

Kazdağları gibi bir milli serveti görmezden gelerek küçük bir gelir uğruna feda edenlerin karşısında duran başta yöre halkı olmak üzere bu değerlere sahip çıkan tüm kesimlerin yanında yer alacağımızın bilinmesini isteriz.

Biz DİSK/ Birleşik Metal-İş Sendikası olarak böylesi bir katliamın durdurulması için her türlü çabayı, mücadeleyi ve eylemliliği destekleyeceğimizin tüm kamuoyu nezdinde bilinmesini istiyoruz.  
BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu”