Burjuvazinin malı ne ara “milli ve yerli” oldu?

Madem milli, o zaman sahibi de millet olsun! Eğer sahibi milletse, millidir! Bir avuç para babasının mülkiyetini milli diye yutturmayın bizlere!

AKP, “milli ve yerli” otomobil şovu yaptı. 27 Mayıs İhtilali’nin Devrim Arabası’nı da bu şovda kullanmaktan geri durmadılar.

Ülkemizde ilk ulusal otomotiv örneği sayılan Devrim Arabası ile ilk uçak fabrikalarının kapatılmasının nedeni Amerikancılık ve komprador burjuvaziden başkası değildi. Yurtdışından alıp satan, ülkemizde üretmek yerine montaj sanayiye girişen sanki başkaları. Patron, sermaye sınıfı, burjuvazi, kapitalist demekten niye imtina ediyorlar ki?

Amerikan emperyalizminin yardımlarını almak için üretime ve sanayiye hayır diyenler bizim “milli burjuvazimiz” idi.

Amerikalılar Türkiye’nin üretmesini değil, kendi pazarı olmasını istemişlerdi. Bu da “bizim stratejik müttefikimiz” idi.

Bizim milli burjuvazimiz kar en kısa nereden gelecekse oraya yönelmiş, emperyalistler de Türkiye pazarını kendilerine bağlamışlardı. Bu politika, özünde özel girişimcilik ve serbest piyasa ekonomi politikasından başka ne olabilir ki? Ülkemiz kapitalizmi, emperyalizme o zamanlar bağlandı, elini verdi bugün kolunu kaptırmış durumdadır.

AKP, sabah akşam CHP zihniyeti diyerek vurup duruyor. Ancak bugün de aynısı geçerli değil mi? Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği anlaşması da ülkemizde aynısını yapmıyor mu? Fındık üretmek yerine fındık üreticilerine para verip, fındık üretiminden vazgeçiren tarım politikasını kim uyguluyor? Şeker üretmek yerine şeker fabrikalarını kapatıp, Cargill denen emperyalist gıda tekeline ülkemize kurduran AKP değil midir?

AKP iktidarı “yerli ve milli” söyleminin gereğini yapacaksa önce Gümrük Birliği anlaşmasını iptal etmelidir. AKP, CHP’ye vurup duracağına dönüp aynada kendisine bakmalıdır. Dün CHP, milli burjuvazi yaratacağız diyerek sermaye sınıfının önünü açmış, ülkemiz adım adım tam da burjuva sınıfının çıkarları nedeniyle emperyalizme teslim olmuştu. Bugün de AKP, “özel teşebbüsün yapamadığı yerde devletin devreye girip kurduğu KİT’leri” satarak CHP’nin yaptığının daniskasını 17 yıldır yapmıyor mu?

AKP’de hamaset, manipülasyon, yalan, algı operasyonu, uzatmadan söylersek Pelikancılık, diz boyu!

Şimdi de yerli ve milli otomobil yaptık diye büyük bir propaganda yürütüyorlar. Eleştirenleri ise “istemezükçülükle” suçlamazlar mı?

Neymiş efendim, bu solcu kafa zamanında Boğaz köprüsüne de karşı çıkmış! Evet çıktık, çünkü zamanında İstanbul trafiğini çözecek olan karayolu değil demiryolu, toplu ulaşım, metro hatlarıydı. Bunları yapmadınız her yeri karayoluna boğdunuz, bu yolların etrafı betonla doldu, şimdi bir de sıkılmadan sağın kabahatini maharetmiş gibi sunup, sola laf etmek yok mu?

Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış derler… Tam bu hesap.

Arabanın teknolojisi yanında en basit özelliği sayılabilecek tasarımının bile İtalyanlara yaptırıldığı bir ürünün yerli olmasını savunmak nasıl bir kafadır? Buna yerli değil; dense dense küresel denir!

1 yılda fabrika kuracağız diyorlar. Bütün parçaları üretecek üretim bandının kurulacağı büyük bir fabrika binasının inşaatını bir yılda bitireceğiz diye iddia ediyorlar. Almanın Volkswagen firması bile Manisa’da fabrika kurmak için tam 26 aylık bir inşa takvimi çıkartırken, AKP 1 yılda seri üretime geçeceğiz demez mi? Basit bir ev inşaatı bile 1 yıl sürerken…

“Yerli ve milli otomobil”in zamanla yüzde 68’i yerli olacakmış diye buyuruyorlar. Eğer mesele otomobilin parçalarının Türkiye’de üretilmesi ise zaten bugün Bursa’da, Kocaeli’de üretilen yabancı otomobillerin yüzde 68’i bugün yerli ki!

Peki, fordu, renosu Türkiye’de üretilirken bunlar niye ecnebi? Sahipleri mi? Hani küresel dünyada idik? “Bunun neresi yerli?” diyenlere “küresel dünyada parçalar farklı ülkelerden alınır zaten, oyunu kuralı bu” deyip bir de laf yetiştirip tez geliştirdiklerini sanmazlar mı?

Bu yerlilik meselesini uzatmayalım. Ancak yerli olmasından daha da önemli olanı ise millilik iddiası! Demek ki mesele sahipleri imiş?

AKP tarafından şovu yapılan TOGG markalı otomobilin sahibi kim peki? Millet mi?

Tabi ki hayır: Anadolu Grubu, BMC, Kök Grubu, Turkcell, Zorlu Holding ve TOBB. Yani burjuvazi!

Ne zamandan beri burjuvazinin malı milli oldu. Eğer milliyse, Koçtan, Sabancıdan, BMC’den, Anadolu Grubundan, Kök Grubundan, Zorlu’dan yurttaşlık “hakkımı” istiyorum!

Madem milli, o zaman sahibi de millet olsun!

Eğer sahibi milletse, millidir!

Bir avuç para babasının mülkiyetini milli diye yutturmayın bizlere!

Patronun ecnebisi kadar yerlisi ve millisi de sömürmüyor mu? Yerlisi ve millisi çok mu insaflı? Yerli ve milli patron olunca, ülkemizin yoksulları, işçileri ve emekçileri mi kazanıyor? Geçiniz!

Ülkenin suyuyla Coca-Cola fabrikası kurduracaksın, madenlerini emperyalist tekellere vereceksin, arsalarını yabancı otomotiv tekellerine tahsis edeceksin, bunları ‘yatırım gelsin’ diyerek güzelleyeceksin! ‘Ülkemizde yatırım olmasın mı, istihdam olmasın mı’ diyerek emperyalist şirketlerin ülkemizi yağmalamasına onay verip, yabancı sermayeyi ülkemize çağırıp duracaksın!

Sonra da milli ve yerli bir masal tutturacaksın! Yerli ve milli dediğin patronların tamamı emperyalistlerle içli dışlı olacak, yapacağın arabanın parçalarını yine uluslararası şirketlerden sağlayacaksın, bu patronlardan vergi almayacaksın, bunu da milliyetçi propagandayla yapacaksın!

Valla bravo!

Siz şeytana pabucu ters giydirirsiniz!