Boğaz tartışması sürerken... Kaymakamlık Cübbeli'nin dünürüne ait kaçak villa için harekete geçti

İBB ekipleri, 21 Ekim'de Boğaziçi sınırları içinde bulunan parsellerdeki kaçak inşaata tekrar yıkım için gitti. Ancak Üsküdar Kaymakamlığı yıkımı durdurma kararı aldı. İBB'nin yıkımı durdurma kararına karşı Üsküdar Kaymakamlığı'na dava açtığı öğrenildi.

Boğaz tartışması sürerken... Kaymakamlık Cübbeli'nin dünürüne ait kaçak villa için harekete geçti

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, İstanbul Boğazı’nda belediyelerin yetkisini sıfırlayacak ve Boğaziçi Başkanlığı kuracak kanun taslağı hazırladığı ortaya çıkmıştı.

İstanbul Boğazı ile ilgili planlama, izin ve denetim yetkilerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınarak AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından oluşturulacak kurullara devredileceği iddia edilmişti.

Boğazdaki yetki tartışması sürerken; yetkilerinin elinden alınması gündeme gelen İBB’ye bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün Cübbeli Ahmet Hoca’nın dünürü Palazoğlu Ailesi’ne ait Üsküdar Çengelköy’deki kaçak villa inşaatı için yıkım kararı aldığı ortaya çıktı. Üsküdar Kaymakamlığı yıkımı durdurma kararı aldı. İBB’nin yıkımı durdurma kararına karşı Üsküdar Kaymakamlığı’na dava açtığı öğrenildi.

AMAÇ KAÇAK VİLLALARI KURTARMAK MI?

Sözcü’den Özlem Güvemli‘nin haberine göre, Eylül ayında derin hafriyat nedeniyle kısmen yıkım yapabilen İBB ekipleri, 21 Ekim’de Boğaziçi sınırları içinde bulunan parsellerdeki kaçak inşaata tekrar yıkım için gitti. Ancak Üsküdar Kaymakamlığı yıkımı durdurma kararı aldı. İBB’nin yıkımı durdurma kararına karşı Üsküdar Kaymakamlığı’na dava açtığı öğrenildi. Cübbeli’nin dünürü Esat Palazoğlu ve ağabeyi Muhittin Palazoğlu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na oldukça yakın isimler.

“Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün bütçesi, personeli ve gelirleri de İBB’ye aktarılır” hükmünün yeni tasarısından çıkarılmasıyla İBB, Boğaz köprüleri geçiş ücretlerinden aldığı yüzde 10’luk payını da artık alamayacak.

“Fiili kayyım” eleştirilerine neden olan tasarıyı inceleyen hukukçular, tasarıda hukuka aykırılıklar tespit etti. Hukukçulara göre, bu yeni düzenleme ile tüm yetkiler merkezi idarede toplanarak anayasada güvence altına alınan yerinden yönetim ve demokrasi ilkeleri çiğneniyor. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına göre, bu yılın ilk 9 ayında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 302 milyon TL gelir elde edildi. Bu gelirin yüzde 10’u 30.2 milyon TL yapıyor.

‘OLMAYAN YETKİ’

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, dün katıldığı 2. Uluslararası Sıfır Atık Zirvesi’nde tartışma yaratan Boğaziçi Yasası’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Kurum, tartışma yaratan İstanbul Boğazı’na ilişkin kanun tasarısını değerlendirirken boğazı imara açmak gibi bir niyetleri olmadığını belirtti. Boğaziçi ile yetkinin Boğaziçi Yüksek Koordinasyon Kurulu’nda olduğu söyleyen Kurum şöyle konuştu:

“Boğaziçi Yüksek Koordinasyon Kurulu’nun başkanı Sayın Cumhurbaşkanımızdır ve üyeleri vardır… Burada birilerinden yetki almak gibi bir durum söz konusu değil. Aksine katılımcı bir anlayışla yine komisyonlarda büyükşehir belediye başkanlığımızın olduğu, yine beş binlik, binlik planların teklif edilebildiği, belediye meclislerinden onaylanarak yapılabildiği bir süreci işletmek istiyoruz. Dolayısıyla kimsenin elinden olmayan bir yetkisini alma durumu söz konusu değildir. ”

Kurum, belediyelerde üst düzey atamaları Cumhurbaşkanlığı’nın yapması iddiasıyla ilgili de “Böyle bir tasarı yok” dedi.

HUKUKİ ZEMİN ARAYIŞI

Boğazlara ilişkin siyasi bir düzenleme yapmak isteyen hükümetin, olmayan kurullara atıf yaparak oluşturduğu Boğaziçi Yüksek Koordinasyon Kurulu’nun yasal olmadığı belirtildi. Avukat Gökhan Candoğan’ın verdiği bilgi ve yaptığı değerlendirme özetle şöyle:

İstanbul Boğaziçi alanı 1974’te “doğal sit alanı” ilan edildi. Boğaziçi’ni korumak için hazırlanan özel yasa, 22 Kasım 1983’te yürürlüğe girdi.

Boğaziçi Yasası’nın 6. maddesi ile 11 Ocak 1984 tarihinde Boğaziçi İmar Müdürlüğü kuruldu. Bu kanun, amaçları doğrultusunda Boğaziçi alanında yerleşme ve yapılaşmanın planlanması, koordinasyonu, imar uygulamalarının yapılması ve denetlenmesi için Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu, Boğaziçi İmar İdare Heyeti ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü kuruldu.

1985’te İmar Kanunu 46 maddesi ile 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun 6. maddesine göre kurulan organlar kaldırıldı. Bu kuruluşların görev ve sorumlulukları İstanbul Büyükşehir ve ilgili ilçe belediye başkanlıklarına verildi. Yani bu tarihten itibaren öngörünümde tüm yetki İBB’de.

2018 Temmuz’da bir KHK hükmü ile 1985’te kaldırılan İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu’na yapılmış olan atıflar “Cumhurbaşkanınca belirlenen kurul veya merciye yapılmış sayılır” denilerek, kaldırılmış üç kuruldan biri canlandırılmak istendi.

Ardından da Şubat 2019 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu oluşturuldu. Hukuksal olarak bakıldığında yasa hükmü ile kaldırılan bir kurumun Cumhurbaşkanı kararı ile canlandırılması mümkün ve söz konusu olamaz. Bu nedenle kurul hukuken yok hükmünde ve yetki tamamıyla İBB’de.

Danıştay 6. Dairesi’nin 2014/1757 esas sayılı 18 Aralık 2014 tarihindeki kararı da yetkinin Çevre Bakanlığı’nda değil belediyede olduğunu teyit ediyor.

Bakanlığın iddia ettiği gibi yetki zaten İBB’de olmasaydı, düzenleme yasal ve sıkıntısız olsaydı, hükümet yeniden bir yasa değişikliğine de gitmeyecekti.