Baharı bekleme, örgütlen!

"Bugün AKP’nin karşısında yer alan düzen muhalefeti tarafından dile getirilen “baharın” geleceğini ya da daha politik kavramlarla ifade edecek olursak “demokrasi cephesinin” kazandığını kim ve nasıl söyleyebilir? İstanbul seçimlerine kilitlenmişken, bu sürecin er ya da geç sonuçlanacağını bilerek, İstanbul seçimlerinin sonucu ne olursa olsun, önümüzdeki sürecin bahar mı yoksa “yalancı bahar” mı getireceğini şimdiden söylemek erken mi?"

31 Mart yerel seçimleri geride kalırken AKP ve yandaşların hazımsızlık kelimesiyle ikame edilemeyecek yalan, demagoji ve manipülasyonla bezenmiş bir darbe “girişimi” ya da “planı” ile Türkiye karşı karşıya. Punduna getirir getirmez İstanbul seçimlerini kazandıklarını ilan edecek her türlü yolu denemeye çalışıyorlar.

Anadolu Ajansı’nın verileri kesmesi yetmezmiş gibi Yıldırım’ın 3 bin oyla kazandım açıklamasının ne manaya geldiğinin hesabı verilmeden bugün üste çıkan bir zihniyet var karşımızda. Son 17 yıldır bütün seçimlere demokratik diyenlerin bugünkü seçim sonuçlarını “şaibeli” ilan etmesinin tuhaflığı bir tarafa altı üstü bir yerel seçimde ortaya çıkan sonuca “darbe” diyecek kadar şuurunu yitirmiş bir saldırganlık ve ilkellik paçalarından sızıyor.

Bu fotoğraf AKP ve yandaşların gerçek yüzü: Ağızlarına pelesenk olmuş “vesayet rejimine” karşı “millet iradesi” lafzının arkasına sığınanların sahte demokrasi maskesinin çıktığı, suratlarına yapılan demokrasi makyajının döküldüğü yüzdür bu. ‘Müslüman Kardeşler’in Türkiye versiyonu olan yandaşlar, seçim sonuçlarına darbe yapmak üzere harekete geçmiş bulunuyor. Darbecilik dünkü ortakları FETÖ’den alışkanlık yapmışa benziyor.

31 Mart yerel seçimlerinde istediklerini alamayanların “çamura yattığı” bir süreçten geçiyoruz. İstanbul seçim sonuçlarını kabul etseler bile, yarın neler yapabileceklerinin işareti değil midir bunlar?
Bugün AKP’nin karşısında yer alan düzen muhalefeti tarafından dile getirilen “baharın” geleceğini ya da daha politik kavramlarla ifade edecek olursak “demokrasi cephesinin” kazandığını kim ve nasıl söyleyebilir? İstanbul seçimlerine kilitlenmişken, bu sürecin er ya da geç sonuçlanacağını bilerek, İstanbul seçimlerinin sonucu ne olursa olsun, önümüzdeki sürecin bahar mı yoksa “yalancı bahar” mı getireceğini şimdiden söylemek erken mi?

Bugün AKP ve yandaşların bütün üste çıkma uğraşlarının yanında CHP’nin “mağdur” çizgisine bakarak yarına dair bazı kestirimlerde bulunmanın zamanı değil diye düşünebiliriz. Ancak ortadaki tablo, bizlere “bahar” değil “yalancı bahar”ın kapımızda olduğunu gösteriyor gibi.

“AKP’nin geriletilmesi” üzerine kurulu seçim siyasetinin bugün “AKP’ye benzeyen” bir noktaya taşınmasına sessiz kalınamaz. AKP’nin hazımsızlığına ya da “planına” karşı neredeyse AKP’ye benzeyen ve sanki asıl AKP biziz diyen, sanki AKP gibi olunca meşru ve makbul sayılarak bu durumun bertaraf edileceğini düşünen bir zihniyet türedi.

Gladio ve NATO bağlantılarını saymıyoruz bile, ancak Türkiye faşizminin simgesel ismi Alpaslan Türkeş’i övmeyi nereye koyacağız? İmamoğlu’nun ve Yavaş’ın sosyal medyada Türkeş paylaşımlarını, bugün AKP karşısında bulunan konumlarıyla sineye çekmek devrimcilerin kitabında yazabilir mi?

Sabah akşam, tıpkı AKP gibi ve hatta AKP’nin bile dini siyasete alet etmesini aşan ölçüde soluğu Eyüp Sultan Camii’nde alıp sabah akşam dua eden bir İmamoğlu’nun AKP’nin gerici rejimini nasıl “gerileteceği” kimsenin aklına gelmiyor mu? Din bu kadar ucuz mu, siyaset bu kadar pragmatist mi, laiklik bu kadar değersiz mi?

CHP’nin Bolu Belediye Başkanı’nın Kuran-ı Kerim’le yemin töreni, işin ifrada kaçırılmasından başka bir şey değildir. Bugün AKP-MHP gerici-faşist Cumhur İttifakı’nın karşısına çıkanların geldiği nokta bu. Yerlerden sürünen bir düzen muhalefetinin, adlı adınca CHP’nin, başının dik gezmesi boğazına kadar sağcılığa battığının göstergesi değil midir?

31 Mart seçimlerine “yağmacıların yağmacılarla seçimi, sağın sağla yarışı” derken haksız mı çıktık? Düzen siyaseti sağa kaydıkça, CHP’nin de sağcılaştığının açık kanıtlarıdır bunlar. Bugün AKP karşısında CHP’nin başını çektiği “sahte solun ya da sahte muhalefetin” gerçek muhtevası ortaya konmadan ne kimse sevinsin ne de kimse bahardan bahsetsin!
Yalancı baharlara aldanma!

Bugün AKP gericiliğin seçim sürecine darbesini yaşadığımız bu kesitte, AKP’nin karşısında yer alanların içine düştüğü durumu görünce, emekçi kardeş sana tek sözümüz var:

Baharı bekleme, örgütlen! Bil ki, emekçilerin baharı kendi ellerindedir!