'Bağımsız yargı bitti, ülkenin sonu felaket'

AKP'de üç dönem üst üste Manisa Milletvekilliği yapan Selçuk Özdağ, partisi sert eleştirilerle hedef aldı.

'Bağımsız yargı bitti, ülkenin sonu felaket'

AKP iktidarında üç dönem vekillik yapan Selçuk Özdağ, hükümet politikalarını sert sözlerle hedef aldığı bir açıklamada bulundu.

Özdağ, “iktidarların vazifesinin mazeret üretmek olmadığını” belirterek “Sorumlu siyaset bir problem ortaya çıktığında nerede hata yaptık diye düşünür. Batı’da böyledir. Bizde siyasetçi kendini la yüsel görür, kendine hata, kusur yakıştırmaz” diyen Özdağ, “Nerede hata yaptım yerine ‘Bize komplo kurdular’ diyerek sorumluluğu görünmez odaklara yükler. Bu zihniyet biçimi aslında sorun çözmekten kaçma biçimidir. Problem çözücü değil, problem biriktiricidir. Geldiğimiz noktanın birinci, belki de biricik sebebi budur” ifadesini kullandı.

“28 ŞUBAT TERSİNDEN TEKRAR EDİLDİ”

Özdağ eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:

“Ne yazık ki parti sistemimiz doğruları konuşmaya el vermez, özgür düşünmeye kapalıdır. Biraz şahsiyet belirtisi gösteren kendini kapı önünde bulur. Partiler kışla gibi, mensupları asker gibi görülür. En azından liderlerin beklediği parti ve partili tipi budur. Bu da siyasetçinin her geçen gün profilinin düşmesine neden olur. Ortada kalite olmayınca da siyasetçi çözüme değil dalkavukluğa yönelir.

Türkiye son otuz yılda büyük tecrübeler yaşadı. 28 Şubat’ta toplumun bir kesimi ezildi. Vatandaşın kararlılığı 28 Şubat’ı püskürttü. Ardından o günün mağdurları iktidar oldu. Bu defa toplumun başka kesimleri mağdur edilmeye başlandı. Halbuki ders alınmalı değil miydi? 28 Şubat bize baskı siyasetinin ne kadar kötü olduğunu göstermişti, o tecrübe bize en demokrat, en özgür, en insan haklarına saygılı düzeni kurdurmayı sağlamalıydı. Ama 28 Şubat tersinden tekrar edildi.”

Bizi kabileleştiren, bizi bizle dövüştüren hiç bir siyaset meşru değildir. Kavga eden bir toplum problemlerini çözemez. Hele orada hakemlik yapabilecek bir hukuk ve yargı düzeni yoksa o ülkenin sonu felakettir. Şu yaşadıklarımızdan siyasetten bağımsız bir yargı, din haline getirilmemiş bir parti anlayışı ve liderlere insanüstü vasıflar isnat etmeyen bir siyaset biçiminin gerekliliğini çıkaramamışsak yaşadıklarımızdan hiç ders almamışız demektir. İşte asıl felaket budur!”