Albayrak'ın Erdoğan pişmanlığı: Soru sormak yerine dakikalarca iltifat ettim

Davutoğlu’nun destekçisi Hakan Albayrak, bir pişmanlığını dile getirerek, kendince 'özeleştiri' yaptı.

Albayrak'ın Erdoğan pişmanlığı: Soru sormak yerine dakikalarca iltifat ettim

Karar gazetesi yazarı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun destekçisi Hakan Albayrak, bir pişmanlığını dile getirerek, kendince ‘özeleştiri’ yaptı.

17-25 Aralık operasyonları sürecinde AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a verdiği desteği hatırlatan Albayrak, bu konuda haklı olduğunu, ancak 2014 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan’la katıldığı bir TV programındaki tavırlarının yanlış olduğunu anlattı.

Albayrak, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, söz konusu programla ilgili olarak, “Soru sormak yerine Erdoğan’a dakikalarca iltifat ettim. Bunu Erdoğan’ın yüzüne karşı ve hele öyle bir programda yapmamalıydım” diye günah çıkardı.

Albayrak ayrıca, “Erdoğan ve arkadaşlarına duyduğum minneti o programda o şekilde ifade ettiğime pişmanım ve bundan mahcubiyet duyuyorum, ama o halet-i ruhiyemde kötü bir şey görmüyorum, iyi şeyler görüyorum” diye de ifade etti.

HAK ETTİĞİ İLTİFATLARDI

Hakan Albayrak’ın söz konusu paylaşımları şu şekilde:

“Bazı haklı sorular, imalar,, espriler üzerine açıklama: 17/25 Aralık sürecinde Erdoğan’ın yanında militanca durmakla çok iyi ettim, ama bu militanca yandaşlığı Erdoğan’a gazeteci sıfatıyla soru sormam için çıkarıldığım bir TV programına taşımam tabii ki yanlış ve sevimsizdi.

Soru sormak yerine Erdoğan’a dakikalarca iltifat ettim. Bunu Erdoğan’ın yüzüne karşı ve hele öyle bir programda yapmamalıydım. Şunu da söylemeliyim ama: Yeri ve şekli uygun düşmediyse de, o iltifatlar Erdoğan’ın ziyadesiyle hak ettiği iltifatlardı.”

OLAĞANÜSTÜ GELİŞME: BAŞÖRTÜSÜ ‘ÖZGÜRLÜĞÜ’

“Evet, üniversitelerdeki kız öğrenciler için istediğimiz başörtüsü takma özgürlüğünün bütün kamusal alan için getirilmesi gibi olağanüstü gelişmeler gerçekten de ‘Ben daha hayal bile etmeden…’ dedirtiyordu bana.

Kürt açılımı çerçevesinde atılan bazı radikal -müsbet manada radikal- adımlar, yerli silah sanayiinin inkişafındaki olağanüstü hız, ekonomide kriz gündeminden atılım gündemine geçiş (o zaman öyleydi) vs, vs, vs için Erdoğan ve arkadaşlarına duyduğum minneti o programda o şekilde ifade ettiğime pişmanım ve bundan mahcubiyet duyuyorum, ama o halet-i ruhiyemde kötü bir şey görmüyorum, iyi şeyler görüyorum.

Erdoğan’ı eleştirmeme mani değildi o halet-i ruhiye. 17 Aralık 2013’ten 30 Mart 2014 seçimlerine kadar -FETÖ ile yana yakıla mücadele atmosferinde- bundan uzak durdumsa da, o sürecin öncesi ve sonrasında Erdoğan’ı çokça eleştirdim ve bugün de -her zamankinden daha çokeleştiriyorum; fakat Erdoğan’ın geçmişte -arkadaşlarıyla beraber-yaptığı güzel işleri hayırla anmaya devam ediyorum ve bugün yaptığı işlerden güzel bulduklarımı da öpüp başımın üstüne koyuyorum. Hal böyle olunca, Erdoğan’a ‘kategorik olarak’ karşı çıkanlar ve herkesin de öyleyapmasını isteyenler bana -o TV programını filan öne sürerek- her halükarda ‘Hadi len’ diyorlar.”

SU-İ MİSAL EMSAL OLUR MU?

“Ben de 27 Nisan ve 17/25 Aralık süreçlerinde, hatta 15 Temmuz’da darbecilerin yanında yer aldıkları halde demokrasi havarisi pozlarına girenlere ‘Hadi len’ diyorum vesselam.

(Bunların haricindeki kimselerin sözkonusu TV programıyla ilgili iyi niyetli eleştirileri tabii ki başım gözüm üstüne. Öyle olmasaydı bu açıklamaya gerek duymazdım.)”