Akşener, ‘muhafazakar dindarlara ulaşma’ işini Babacan’a bıraktı

Akşener, Ali Babacan'ın "muhafazakar dindar" diye tanımlanan kitleye ulaşabileceğini söyledi. Akşener'e göre 'muhakafazakar dindanlar' ile 'İyi Parti' arasında kalın duvarları da bizzat Erdoğan kurdu.

Akşener, ‘muhafazakar dindarlara ulaşma’ işini Babacan’a bıraktı

‘İyi Parti’ Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin CHP ile ilişkilerine ve ‘yeni kurulacak’ partilere ilişkin konuştu.

Akşener, tek eksiklerinin ‘muhafazakâr dindarlara ulaşmak’ olduğunu söylerken; kurucusu olduğu AKP’den ayrılarak yeni parti kurma çalışmalarını ilan eden Ali Babacan’ın “muhafazakar dindar” diye tanımlanan kitleye ulaşabileceğini söyledi. Akşener’e göre ‘muhakafazakar dindanlar’ ile ‘İyi Parti’ arasında kalın duvarları da bizzat Erdoğan kurdu.

Akşener, bu anlamda Davutoğlu ve Babacan’ın parti kurma girişimlerine olumlu baktığını kaydetti.

‘İyi Parti’den CHP’ye yanlış yapılmayacağını ifade eden Akşener bununla beraber, “CHP ile de ölümüne ittifak sisteminde değiliz” ifadesini kullandı. Akşener, birlikte yürüneceği mesajına ise devam etti.

DAVUTOĞLU VE BABACAN’IN PARTİ KURMA GİRİŞİMLERİ

HaberTürk’ten Muharrem Sarıkaya’ya konuşan Akşener’in ifadelerinden bazıları şöyle:

“Annemin bir atasözü vardı; ‘Kul kurar, kader gülermiş’ derdi. Biz CHP ile el sıkıştığımız hiçbir alanda şahsa bağlı kalmadık. İyi Parti’nin en uçtaki üyesinden, bana gelene kadar yaptığımız tüm ittifak görüşmelerinde ve seçim çalışmalarında partiyi değil Türkiye’yi önceledik. Bu inançla çalıştık. Üsküdar’da oturuyorum. CHP orada bir adayı olduğunu söyleyince hem ilçe, hem de Büyükşehir için çalıştım. Ama CHP’li ilçe başkanı çıkıp ‘İyi Partiliye oy vermem’ diyebildi. Şile’de adayımız güçlü bir isimdi. CHP adayı da henüz resmiyet kazanmamıştı, ama geri çektiremedi. İttifak olarak seçimi kaybettik. Ama esnekliği biz gösterdik ve İstanbul’u kazandık.

Bizden yanlış gelmez, ama CHP ile de ölümüne ittifak sisteminde değiliz. İkimiz farklı partileriz. İkimizin yoğurt yemesi farklı, ama iş yol yürüme konusuna gelince birlikte yürürüz.

Şimdi buna Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı partiler de eklenecek. Şöyle bir tabloda seçime gidildiğini düşünün. İçinden koptuklarıyla beraber olmayacaklarına göre bir tarafta Babacan, Davutoğlu, SP, İyi Parti ve CHP, karşılarında ise MHP ve AK Parti. Millet İttifakı daha çeşitli, daha kapsamlı bir yapı. Eğer rasyonalitesini kaybetmediyse, ben bu okumayı yapıyorsam, eminim ki Erdoğan da yapıyordur.

Bu seçimde CHP seçmeninin inanılmaz desteğini gördük. Çünkü yapılan araştırmalar da gösterdi ki bizim seçmenimiz kentli orta sınıf; kirasını, elektrik faturasını, suyunu ödeyebilen, banka borcu olmadan kendi yağıyla kavrulup yaşamını sürdüren seçmen. İstanbul’un yüzde 70’i bankalara borçlu, ama bizim seçmen geçimini kazancına göre ayarlayan, gösteriden kaçan, kendine yetirmek için uğraşan seçmen. İçinde en kallavi ülkücüsü de var, onun için bizi vatansever milliyetçiler diye tanımlamışlar. Cumhuriyet değerlerine bağlı, Atatürk ile derdi olmayan, mütedeyyin bir yapı da var.

Tek eksiğimiz muhafazakar dindarlara ulaşmakta yaşanıyor. Çünkü Erdoğan aramıza kalın bir duvar koydu. Babacan ve Davutoğlu’nun partisi bu açıdan muhafazakar dindar seçmene çabuk ulaşmayı kolaylaştıracak yapılar olacak, çünkü onlarla arasına bizim gibi duvar öremez. Babacan ötekine rahat ulaşılabilmeyi kolaylaştırır ki bu bizim için çok önemli.”