AKP'li Başkan adayı: Suriyeliler İstanbul'a hiç gelmemeliydi

AKP Eyüpsultan Belediye Başkan Adayı Deniz Köken, İstanbul Eyüp’ün göçten kentleşmeye pek çok sorununa eğileceklerini söyledi.

AKP'li Başkan adayı: Suriyeliler İstanbul'a hiç gelmemeliydi

AKP Eyüpsultan Belediye Başkan Adayı Deniz Köken, göçten kentleşme ve kültüre pek çok sorununa eğileceklerine işaret ederek “Suriyeliler İstanbul’a hiç getirilmemeliydi, İstanbul’un nüfusu kendine yetiyor. Fakat Anadolu’ya dağıtılabilirdi” dedi.

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde gazetecilerle bir araya gelen Köken “Yaşanabilir şehrin maddeleri aslında bellidir. Bizim sürdürülebilir çevre, eğitim, ulaşım için yol gösteriyor olmamız lazım. Bunun için de önce şehrin röntgenini çekerek bu şehir ne ile kalkınır, nüfusu azalır mı artar mı ya da artmalı mı azalmalı mı, ona karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şehirler, insan vücudu gibidir. Nasıl ki insan hasta olduğunda doktora gider, şehir hasta olduğunda ise belediyeye gelir. O yüzden bizim ‘şehir doktorluğunu’ iyi yapmamız gerek. Yoksa teşhis konulamadığında durumu kötüye giden hastalar gibi şehir de yaşanmaz hale gelir” dedi.

‘SURİYELİLERİN İSTANBUL’A GELMESİ ENGELLENMELİYDİ’

2014 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak görev yapmış olan Köken, Eyüpsultan ilçesine Suriyeli mültecilerin gelmesiyle ilgili soruya, “Halk tarafından çok şikayet var. Gaziantep’te bu denli bir şikayet yok. Bu sorunu, Gaziantep’te okulları karma yaparak ve ciddi bir altyapı oluşturarak çözdük. Suriyelilerin suç oranı Gaziantep’te yüzde 0.1 civarında. Biz müthiş bir müdahalede bulunduk. Hem okulları karma yaptık hem de Suriyelileri 70 küsur mahalleye dağıttık. Böylece komşuluk ilişkileri gelişti. Türkçe öğrenmeleri için de yaygın kampanya gerçekleştirdik. İstihdam sağlandıkça da sorunlar azaldı. Başka ülkeden Almanya’ya giden herkese uyum dersi veriliyor. Bu uyumu, entegrasyonu sağlamak önemli. Bence (Suriyelileri) İstanbul’a hiç getirmemiz lazımdı. Suriyelilerin en son İstanbul’a gelmesi lazımdı. Buna izin verilmemeliydi. Gaziantep’te 500 binin üzerindeki nüfusa yasak getirdik. Onların bütün sağlık tesislerinden yararlanmalarını yasakladık. ‘Adıyaman’da doktora gideceksin” dedik. Aslında formülleri var ama bizim refleksimiz gecikti” dedi.

Köken “Her halükarda Suriyeliler İstanbul’a hiç getirilmemeliydi, ket vurulmalıydı. İstanbul’un nüfusu kendine yetiyor. Fakat Anadolu’ya dağıtılabilirdi. Bazı ülkelerin sınırları riskli. Avrupa’daki ülkeler sınırları bile kaldırıyor. Bizim sınırlarımızda sıkıntı var. Bu coğrafyanın böyle bir zorluğu var. Biz de gardımızı bu zorluğa göre almalıyız” diye ekledi.

‘SURİYELİ VE TÜRK ÇOCUKLARI AYNI ETKİNLİKTE BULUŞTURDUK’

Gaziantep’te Suriyeli ve Türk çocukların toplandığı etkinliğin yapıldığına işaret eden Köken “Bir gün bir spor etkinliği için resmi bir grup Gaziantep’e geldi. Suriyeli çocuklar için spor etkinliği yapacaklarmış. ‘İzin vermiyorum’ dedim. ‘Neden sadece Suriyeli çocuklara yapacaksınız?’ diye sordum. Eğer bu etkinliği yapacaksanız karma bir şekilde hem Suriyeli hem de Türk çocuklarına yapacaksınız. Şimdi ben bu etkinliğin sadece Suriyeli çocuklara yapılmasını kabul etsem diğer çocuklar da bana bir sürü şey söyleyecekler. Daha sonra bu etkinlik, binlerce Suriyeli ve Türk çocukların toplandığı müthiş bir etkinlik oldu” diye konuştu.

‘YAPAY ZEKAYA GEÇİLEN BU DÖNEMDE ÇOCUKLARA DAHA ÇOK YATIRIM YAPMALIYIZ’

Köken “İnsanlar evinin penceresinden nasıl görüyorsa şehri öyle algılıyor. Çocuklar ne görürse o şekilde büyüyorlar. Çocuklarımızı okula ‘yok yazılmasın’ diye değil, her gün dağarcığına bir şey katmak için göndermemiz lazım. Endüstri 4.0 nasıl yakalayacağız? Şu anda dünya dijital çağa, yapay zekaya geçti. Yapay zeka yeni kuşakla elde edilebilecek bir şey. Genç kuşağa yatırım yapmamız lazım. Güney Koreli çocuklar her gün yeni bir şeyler geliştiriyor. Bizde çocuklara ‘icat çıkarma’ diye fırça atılırdı. Çocuklara, daha ileri gitmek için, yatırım yapmalıyız. Ben de bu amaç için, Eyüp’te çocukların bilimsel deneyler yapacağı merkezler oluşturacağım. Türkiye’de futbolun ötesinde spora eğilmek şart. Türkiye, futboldan kurtulmadan diğer branşlarda gelişmez. Ülkede sporun gelişmesi için spor salonlarına eğilmek lazım” diye konuştu.

‘İDEOLOJİYE KURBAN EDİLMEMİŞ KÜLTÜR SANAT ŞEHİRLERE RENK GETİRECEK’

Köken “Kültür ve sanat meselesine ideolojik bakmaktan vazgeçmediğimiz sürece bizim büyük bir sıkıntımız olmaya devam edecektir. Ben müzikten anlamayabilirim fakat anlayanlarla uğraşmak istiyorum. Ben ‘şehir plancısı’ mıyım ki şehirleri doğru planlayalım diyorum? Biz bazı şeyleri ideolojiye kurban ediyoruz. Matematikçilerle çocuklara matematiği sevdirmek için uğraşıyoruz. Tüm bilimlerin ve sanatın alt yapısı matematik. Ama matematiği sevmeyen bir toplumuz, sevdirmedikleri için. Matematiği ve sanatı çocuklara korkutmadan sevdirmeyi başarabilirsek bana göre gelecekte daha iyi başarılar elde edebiliriz. Betonlaşma yerine yeşilliği daha çok seven bir adamım ama mücadelemizin ne kadar başarılı olmadığını zaman gösterecek. Bu yüzden bu konu benim için önemli. İdeolojiye kurban edilmemiş bir kültür sanatın şehirlere renk vereceğine inanıyorum” dedi.