AKP’de kavga: Gülerce’nin Reis sevdası ne zaman başladı bilmem

"Gülerce’nin Reis sevdası ne zaman başladı bilmem. Bildiğim kadarıyla geçmişte de aynı davadan gelmiyorlar."

AKP’de kavga: Gülerce’nin Reis sevdası ne zaman başladı bilmem

AKP eski milletvekili Mehmet Metiner, AKP’li Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce’nin “AK Parti’yi içten yıkıcı eleştiri sağanağı” başlıklı yazısı nedeniyle tepki gösterdi. Metiner, “Gülerce’nin Reis sevdası ne zaman başladı bilmem. Bildiğim kadarıyla geçmişte de aynı davadan gelmiyorlar. Yani aynı dava için ortak bir geçmişe sahip değiller. İkisinin de dava geleneği farklı. Ama bilmiyorsa kendisine hatırlatayım: ben Reis’i 80 öncesinden tanırım.” diye konuştu.

Gülerce yazısında, “Muhalefet bloğunun, yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul’u kazanması AK Parti’de yeni bir muhasebe zaruretini ortaya çıkardı.” demiş; AKP içindeki muhalefeti 4 gruba ayırmıştı. İlk grup için, “Yıllarca bizim cenahın içinde olmuş ama Erdoğan nefretiyle nevri dönmüş olanlar… Kurulacak partilerin hesabına kalem oynatanlar.” diyerek Gül, Babacan ve Davutoğlu’nu AKP ruhunun gerçek temsilcileri gibi parlatmakla suçlamıştı.

TABANIN MORALİNİ BOZUYORLAR

“Hâlbuki bu isimler, 2103 Haziran-Temmuz Gezi kalkışmasından beri AK Parti’li gibi davranmadılar. Seçimlerde ve referandumlarda çalışmadılar. Erdoğan’ın yenilgiye uğraması için her türlü hesabın, projenin içinde oldular.” diyen Gülerce, ikinci grubu “Bizim cenahta, her şeyin en doğrusunu bilen, kendilerini çok önemseyen, hiç yumurta küfesi taşımamış şahsiyetler var. Bunlar Erdoğan’ın daha en baştan beri kendilerini “takmayan” duruşundan hep rahatsız oldular. Kendilerinin pek parlak, en isabetli fikirlerinden ve görüşlerinden istifade edilmemesine çok bozuluyorlar.” şeklinde tanımlamıştı.

Gülerce bu kesimi de AKP tabanında moral bozucu olarak tanımlamıştı.

Gülerce, üçüncü olarak “AK Parti iktidarında makam, mevki, rant sahibi olmuş, daha sonra bu imkanları kalmamış umutsuz vaka’lar… Erdoğan’ın, ölünceye kadar kendilerinden vazgeçmemesini istiyorlar. Kenara konulmayı, trenden aşağı indirilmeyi bir türlü hazmedemiyorlar. Kendilerini AK Parti için vazgeçilmez görüyorlar. Beklentileri hiç bitmiyor…” diye bir güruhu tanımlamış, “Bu yüzden vıdı vıdı ediyorlar.” demişti.

‘BENİ Mİ KASTEDİYOR?’

Gülerce son olarak, “Hala AK Parti’li olanların samimi eleştirileri… Siyasetin tabiatında var olan yanlışları, hataları, haksızlıkları içlerine sindiremiyorlar. Haksızlık karşısında susmak istemiyorlar.” demiş; “Buraya kadar tamam. Ama eleştirilerini CHP’nin, belli medyanın hoşuna gidecek şekilde malum bir koronun parçasıymış gibi seslendirmeleri, çok önemsedikleri “dava”ya zarar vermiyor mu?” ifadelerini kullanmıştı.

Mehmet Metiner ise konuya ilişkin AKP’li Akit‘e konuştu. Metiner, Gülerce’nin yazısında kendisini kastedip etmediğini açıklamasını istedi.

Metiner, “Gülerce’nin yazısında kimi kastettiğini çıkıp kendisinin mertçe açıklaması lazım. Beni kastedip etmediğini bilemem. Ama açıklarsa sevinirim. Şayet beni kastediyorsa haddini aşıyor derim.” diye konuştu.

‘GÜLERCE’NİN REİS SEVDASI NE ZAMAN BAŞLADI?’

Metiner, “Benim söylediklerim AK Parti’imizi daha bir güçlendirmeye yönelik önerilerden ibarettir. AK Parti içindeki AKP’lilere ve kripto unsurlara yönelik eleştirilerimden rahatsızlık duyuyorsa bilmek isterim. Bileyim ki ona göre kendisine gerekli cevabı vereyim. Benim söylediklerimin Reis’e veya davaya zarar verdiğini iddia ediyorsa hangi Reis ve hangi dava diye sorarım.” derken Gülerce’nin eski defterlerini de açtı:

“Gülerce’nin Reis sevdası ne zaman başladı bilmem. Bildiğim kadarıyla geçmişte de aynı davadan gelmiyorlar. Yani aynı dava için ortak bir geçmişe sahip değiller. İkisinin de dava geleneği farklı. Ama bilmiyorsa kendisine hatırlatayım: ben Reis’i 80 öncesinden tanırım. Aynı mücadele geleneğinden geliyoruz. Birlikte aynı sokakları arşınladık, aynı sloganları haykırdık, aynı askeri kışlalarda sabahladık. 90’lı yılların başında RP il başkanı ve sonrasında büyükşehir belediye başkanlığı döneminde danışmanlığını yaptım. Benim Reis’e ihanet etmeyeceğimi, tersine Reis için gerektiğinde ölümü göze alabileceğimi herkesten önce Reis bilir. Benim sözlerimden Reis rahatsızlık duymuyor da şayet birileri Reisçilik kisvesi altında rahatsızlık duyuyorsa burada başka bir oyun sözkonusu demektir.”

KRALDAN ÇOK KRALCI

“Biz bu oyuna gelmeyiz. Tersine o tezgahı bozarız.” diyen Mehmet Metiner, şunları söyledi:

“Bizi birbirimize düşürmek isteyen fitnecilerin tezgahlarını başlarına geçirmesini biliriz. Öyle sureti haktan görünüp başka ayak oyunlarına girişenler bilsinler ki biz bu numaraları yutmayız. Benim duruşum bellidir. Bugüne kadar sözlerimle davama zarar vermedim. Zarar verenlerin de karşısında oldum. Reis’imizi ve Ak Parti’mizi bize karşı savunmak Gülerce gibilere düşmez. Gülerce şayet beni kastediyorsa ona söyleyecek başka sözlerim de olur elbette. AKP’liler bizim samimiyetimizin onay mercii değildirler. Samimiyetimizi test etmek veya Reisçilik kisvesi altında sanki biz Reis’e zarar veriyormuşuz da onlar Reis’i savunuyormuş gibi bir algı oluşturmak asıl içerde fitne oluşturmaya yöneliktir. Biz kripto unsurların içerdeki ihanetlerine ve eleştirilerine karşı mertçe mücadele verirken o birilerinin bizi olduğumuzdan farklı göstermesi manidardır.”

Metiner, “Reis ‘Bambaşka bir AK Parti!’ vaadinde bulunduğunda alkış tutacaksınız ama ben aynı muhteva ve anlayış çerçevesinde ‘Yeni bir AK Parti’ dediğimde ‘yıkıcı eleştiri’ diyerek yaftalayacaksınız! Olacak şey değil! Buna kraldan çok kralcılık demek bile hafif kalır.” diyerek kendisini savundu.

‘ESKİ AK PARTİ ANLAYIŞI ÖMRÜNÜ TAMAMLADI’

Metiner’in görüşleri şöyle:

“Emin olunuz ki Reis ‘Eski AK Parti anlayışı ömrünü tamamladı. Bambaşka yeni bir AK Parti’yle kutlu yürüyüşümüze devam edeceğiz!’ deseydi Gülerce gibiler ayakta alkışlar, günlerce bunu yazarlardı. Benim kızdığım şey bu. Bir insanın önce kendisine saygısı olur. Sadakat ile dalkavukluk farklıdır. Biz Reis’e sadakatle bağlıyız. Gerektiğinde uğrunda ölecek kadar Reis’i severiz sayarız. Çünkü o bizim liderimizdir. Lakin dalkavuk değiliz. Yaltakçı değiliz. Kraldan çok kralcı hiç değiliz. Hesabi değiliz. Siyasetten bir beklentimiz yok. Makam mevkii peşinde değiliz. Eğer öyle olsaydık partinin yeniden şekillendirileceği bu süreçte sesimizi çıkarmaz beklerdik. Mesele bizim şahsımız değil, davamızla ve partimizle ilgili bir meseledir. Davamızın ve partimizin geleceği için hasbi ve harbi önerilerde bulunuyoruz. Eleştirdiğimiz Reis’in kendisi değil ki o birileri Reis savunuculuğu yaparak bize hadsiz sataşmalarda bulunsun! Partimizi bırakıp başka yerlere gitmiyoruz ki suçlanalım! Hiç kimsenin haddini aşarak şahsımıza yönelik bu tür mülahazalarımızı paylaştığımız için densizlikte bulunmasına izin vermeyiz.”
“ ‘Yıkıcı-fitneci’ suçlaması boca etmek de neyin nesi?”

“Şunu anlamıyorum. Gülerce gibiler her oturdukları yerde camide herkesin içinde Hz. Ömer’i hesaba çekip eleştiriden kadından övgüyle bahsederler. Halife Ömer’in bu kadına herkesin huzurunda hesap vermesini de öve öve bitiremezler. Peki bu yaptıklarına ne demeli? Her samimi öneri ve eleştiri getirenlerin üstüne ‘yıkıcı-fitneci’ suçlaması boca etmek de neyin nesi? Başkasını bilmem ama ben herkesin huzurunda Reis’i yıkıcı bir dille eleştirmemişim. Partim için Reis’in “Bambaşka” sözcüğüyle tanımladığı gerekli değişimin adını ben “Yeni bir AK Parti” diye koyup bambaşka bir teşkilat modeli önermişim. Bundan rahatsızlık duymak niye? Demek ki dert başka. Bunda zerre kadar samimiyet görmüyorum. Tersine yeni tür fitneciliktir bu. Gülerce’nin beni kastedip etmediğini bilmediğim için bu tür genel cevaplarla yetiniyorum. Şayet kastettiği kişilerden biri bensem şimdilik bu dediklerimi aynen üstüne almasında bir sakınca görmem.”