AKP Sözcüsü Ömer Çelik: İnsani meselenin ötesinde petrol meselesi

AKP Sözcüsü Ömer Çelik: Prensip olarak hiç kimse hayat tarzından, giyim kuşamdan dolayı herhangi saldırı ve tacize uğramamalıdır

AKP Sözcüsü Ömer Çelik: İnsani meselenin ötesinde petrol meselesi

AKP Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulunuyor.

Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:

OTİZMLİ ÇOCUKLARA AYRIMCILIK

“Bir okulda otizmli çocukların dışlanması şeklinde bir durumla karşı karşıya kalmıştık. Bazı velilerin yanlış bilgilendirme ve olaya duyarsız yaklaşımları sebebiyle eylemler görmüştüm. Bu soruşturuldu. Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımız ve incinen ailelere hassasiyete yaklaşıldı. Buradaki incitici eylemlerin ortaya çıkmasında sorumlu olanların araştırılması için Milli Eğitim Bakanı’mız hassasiyet gösterdi. Netice itibarıyla okul müdürü ve yardımcısı görevden alındı.”

KARŞILIKLI ARŞİVELER AÇILMALI

“Türkiye açısından DEAŞ ve PKK’yla aynı ilkelerle mücadele edilmesi meselesi müttefiklerimize altını çizdiğimiz hususlardır. Burada sayın Cumhurbaşkanımızın doğrudan Rusya Devlet Başkanı ve ABD Başkanı ile doğrudan muhatap olmasıyla aşama aşama önemli basamakları geçmemizi sağlamıştır. Önemli kazanımlardan bir tanesi Ermeni tasarısının senatoda oylanmasının bloke edilmesidir. Parlamento tarih yazmamalıdır, bu meselede tarihçiler karar vermelidir. Türkiye’nin karşılıklı olarak arşivlerinin açılması gibi Cumhurbaşkanımız tarafından dile getirelen tezleri vardır.”

PETROL MESELESİ

“Yaptırım meselesi olarak gündeme gelen hususlar gündemden kalkmıştır. Konuşma dili müttefikler arasında yaptırım dili olmamalıdır. Son zamanlarda birtakım propoganda merkezleri tarafından Türkiye’nin terörle mücadelesinin bölgedeki demografiyi değiştirmek peşinde koşmak gibisinden damgalanmaya çalışıldığını görüyoruz. Net bir şekilde demografiyi değiştirenlerin terör örgütleri olduğu, insani meselenin ötesinde petrol meselesine odaklananlar olduğu en güçlü şekilde anlatılmaya devam edilmektedir.”

DOĞU AKDENİZ

“Avrupa Birliği ile Doğu Akdeniz meselesi ile tartışma devam etmektedir. Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız kendilerince cezalandırmaya yönelik bir yaklaşıma girdiler. Koskoca AB, Rum kesiminin marjinal tezlerinin peşine takılmış durumdadır. Rum kesiminin, Yunanistan’ın ne yapmak istediğini görüyoruz, Türk kesiminin haklarını gasp etmeye çalışan bir yaklaşım söz konusudur. Güney Kıbrıs’ın peşine AB’nin takılması, bölgede istikrara değil gerginliğe hizmet etmektedir.

52 YILLIK İŞGAL

“İsrail’in Gazze’ye yeni saldırıları gündeme geldi. Aldığımız haberler çerçevesinde 40 Filistinli şehit olurken, 120 kardeşimiz yaralandı. Yaklaşık 1000 masum Filistinli evsiz kaldı. İsrail bununla kalmadı, Gazze’nin bombalanmasını protesto edenlere asker açtı. Yaralılara yardım etmek isteyenleri de darp ettiler. Bu yapılanları bir kere daha şiddetle kınıyoruz. Uluslararası toplumu söz değil, eylem üretmeye çağırıyoruz. 52 yıldır süren işgal, modern zamanların en uzun işgaldir. Uluslararası toplum sessiz kaldıkça, bu zulmün şiddeti daha da artmaktadır.

“Bu sene buradaki işgal politikasına yeni bir aşama verilmiştir. İşgal altındaki yasa dışı yerlerde 2300 yeni konutun yapılmasına izin verdi İsrail yönetimi. Toplam ilave yerleşim birimi sayısı geçen seneye kıyasla yarı yarıya artmıştır. Filistinlilerin topraksızlaştırılmasına dönük politikanın en üst aşamasına ulaştığına şahitlik ediyoruz. Kudüs’ün başkent olması için haksız ve hukuksuz şekilde İsrail’i destekleyenler, ırkçı yasalar geçirilmesine sessiz kalanlar bunun karşısında İsrail’in işgalinin dozunu iki katına çıkardığını görmelidirler. Uluslararası hukukun hiçe sayılması, Filistinlilerin temel haklarının çiğnenmesi herkes tarafından lanetlenmelidir.

IRAK’TA PROTESTOLAR

“Dünyanın çeşitli yerlerinde eş zamanlı protestolar var. Irak’ta 1 aydır protesto gösterileri düzenleniyor. Maalasef bu gösterilerde çok sayıda Iraklı gösterici kardeşimiz hayatını kaybetmiştir veya yaralanmıştır. Bunların hepsi üzüntü vericidir. Türkiye olarak bu süren protestolarda yaşanan can kayıpları dolayısıyla kardeş Irak halkına bir kez daha taziye ve başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Irak’taki hükümetin halkın beklentilerin karşılanması için atması gereken adımların ve diyalog sürecinin sürdürülmesini talep ediyoruz. Irak Cumhurbaşkanı sayın Behram Salih, Başbakan ve Temsilciler Başkanı ile bir araya gelip barışçıl gösterilerin reform yolunu açmak yaklaşımını son derece önemsiyoruz. Masum insanları öldüren ve yaralayanların cezalandırılacağına dönük açıklamasını çok kıymetli buluyoruz.

“Ayetullah Sistani’nin de barışçıl gösterilerde düşüncelerin ifade etmenin meşru olduğunu ifade etmesi, Irak Cumhurbaşkanı gibi barışçıl gösterilerin reform yolunu açması gerektiğini ifade etmesi, gösterilerin daha fazla şiddete bulaşmama yolundaki ümitlerimizi arttırmıştır. Irak hükümeti de işsizlik, yolsuzluk, altyapı konularında ivedilikle çalışmaya başlayacağını söylüyor. Sivil göstericileri katleden, yaralayan sorumluların da kamuoyunu vicdanını tatmin edecek şekilde olması gerektiğini düşünüyoruz.

“Irak’ta pek çok devlet pek çok şekilde müdahil ve etki sahibi. Herkes Irak hükümetinin reform çizgisini devam ettirebilmesi için destek vermelidir. Irak’ın uydu ülke olması için bir politika izlendiğini takip ediyoruz. Biz bir kez daha kardeş Irak halkına taziyelerimizi iletiyoruz, kendileriyle bir arada olduğumuzu ifade ediyoruz.

TÜM HAYAT TARZLARI TOPLUMUMUZUN KORUMASI ALTINDA OLMALIDIR

“Prensip olarak hiç kimse hayat tarzından, giyim kuşamdan dolayı herhangi saldırı ve tacize uğramamalıdır. En temel prensip budur. Bu somut olaylara geldiğimizde başörtülü hanımlara dönük sistematik saldırının birkaç yerde üst üste gelmesi bizim de kaygılanmamızı, konuyu yakından takip etmemizi gerektirmektedir. Kim olursa olsun, hangi kimlikten olursa olsun bütün provokatörlere karşı ortak tutum geliştirmeliyiz. Geçmişte bu ülke başörtüsü takıyor diye kendi çocuklarını okuldan uzaklaştırdı. Büyük acılar çekildi. Onu yaşayan nesillerin hayatlarının nasıl kaybolduğunu, ideallerinin nasıl çalındığını anlatan pek çok hikaye vardır. Bu arkadaşlarımız aramızdadır. Hangi kesimden olursa olsun tüm hayat tarzlarının toplumumuzun tamamının korunması altında olmasıdır.”