AKP eski vekili Metiner: Abdullah Gül çok bilmiş birisi, Erdoğan'la yolunu ayırdıktan sonra savruldu

"Sayın Abdullah Gül'ün kanunun bize tanımış olduğu itiraz hakkımızı kullandık diye demokrasi dışı davrandığımızı iddia ediyor olması Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la yolunu ayırdıktan sonra savrulduğu yeri gösterir sadece"

AKP eski vekili Metiner: Abdullah Gül çok bilmiş birisi, Erdoğan'la yolunu ayırdıktan sonra savruldu

AKP eski milletvekili Mehmet Metiner, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yaşanan tartışmalara ilişkin bir dizi açıklamada bulundu. Metiner, Rudaw’a YSK’nın KHK kararından HDP’ye kadar bir dizi açıklama yaparken; 11’nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü DE sert sözlerle eleştirdi.

Rûdaw TV’de yayınlanan ve Hiwa Cemal’in sunduğu Rûdaw’i Amro programına katılan AKP’li eski vekil Mehmet Metiner, seçim sonuçlarını şöyle değerlendirdi:

“Ortada bir yenilgi yok. Cumhur İttifakı bu seçimden yüzde 52 oyla birinci çıkmıştır, AK Parti de bu seçimlerden güçlü çıkmıştır”

AKP’nin sonuçlara itirazını ise reddeden Metiner, “Seçim sonuçlarını kabul etmediğimiz kara bir propagandadan ibarettir. İstanbul seçimleri konusunda ise anayasadan kaynaklı itiraz hakkımızı kullanıyoruz. YSK’nin açıklayacağı sonuçları kabul ederiz. Nitekim Ankara’da YSK açıkladı ve Cumhurbaşkanımız da CHP adayını kutladı” ifadelerini kullandı.

‘Abdullah Gül çok bilmiş birisi’

Abdullah Gül’ün seçimden sonraki açıklamalarını sert bir dille eleştiren Metiner, “Sayın Abdullah Gül haddini aşıyor, yalan beyanda bulunuyor. Türkiye’de itiraz etmek de demokratik bir haktır. İtirazın demokrasiye gölge düşürdüğünü iddia etmek de sayın Gül kendisine yakıştırabilir ama, bize göre çarpıtma ve yalandan ibarettir. Her seçim sonuçları ile ilgili partiler itiraz haklarını kullanırlar. Eski Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri doğru değildir. CHP’liler itiraz ettiklerinde nasıl ki demokrasiye gölge düşmüyorsa AK Parti de itiraz ettiğinde demokrasiye gölge düşmez. Biz YSK’nin kararlarını bekliyoruz.

Sayın Abdullah Gül çok bilmiş birisi. O zaman siz kendisine şunu sorun; henüz mazbatasını almış bir aday İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Anıtkabir’e gidip nasıl bu ünvanla imza atabiliyor? Mazbatası verilmemiş hiç kimse seçilmiş başkan sayılmaz, kanun böyle diyor. Toplumu geren kutuplaştıran bu belediye başkanı adayına, demokrasiye gölge düşüren bu davranışlara tek ses etmeyen Sayın Abdullah Gül’ün kanunun bize tanımış olduğu itiraz hakkımızı kullandık diye demokrasi dışı davrandığımızı iddia ediyor olması Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la yolunu ayırdıktan sonra savrulduğu yeri gösterir sadece.”

YSK’nın haklarında KHK ile işlem yapılmış olup yerel seçimlerde belediye başkanı seçilenlere mazbata vermeme kararına ilişkin soruya ise “Orada eleştirilecek bir durum var. Ama kanunda bir eksiklik varsa bunun ivedilikle düzeltilmesi gerekiyor. Ben de o kanaatteyim. Seçime giren adaylar seçildikten sonra adaylıklarının düşürülmesi kabul edilebilir bir durum değil. Ama ne yazık ki kanunlarımız böyle diyor. Bu yasa değiştirilmediği müddetçe YSK’nin yapabileceği birşey yok” yanıtını veren Metiner, şöyle devam etti:

“Doğru olan şudur; bu adaylar seçime giremeyeceklerse bunun kendilerine bildirilmesidir. Seçime giriyor ve kazanıyorlar. Sonra HKK ile ihraç edildikleri söylenerek seçildikleri belediye başkanlıkları ellerinden alınıyorsa bu haklı olarak bir tartışmayı beraberinde getirir. HDP’nin kaybettiği belediyeyi ikinci sıradaki bir partiye vermek kanunun öngördüğü birşey.

Benim kişisel fikrim bunun demokratik olmadığı yönündedir. Kişisel fikrimi söylüyorum; bir partinin kazandığı belediyeyi başka bir partiye vermek doğru ve vicdani değildir. Bu durumda siz seçimleri yenilersiniz ve tekrar partiler yarışır. Hangi aday kazanırsa ona mazbata verirsiniz. Bu yüzden bu kanuni açıkların, yanlışlıkların bir an önce düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum.

Keşke seçimlerin yeniden yapılmasına imkan sağlansaydı. Ama kanunlarımız böyle emrediyor. Bunun dışında arkasında bir siyasi neden aramak veya AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanımızın müdahil olduğu bir süreç olarak değerlendirmek bir bühtandır, yalandır.”

‘HDP’nin PKK ile bağlantısı bilindiği halde siyasal bir parti olarak parlamentoda bulunuyor’

Konuşmasına HDP eleştirisi ile devam eden eski vekil, “Siz Ebil’de DAEŞ ile bağlantısı olan birini seçime girmesini ve siyaset yapmasını kabul edebilir misiniz? Türkiye’de de terör örgütü PKK ile bağlantısı olanlar seçime giremez. HDP zaten PKK’nın siyasi kanadı olduğunu ve sırtını dayadığını gizlemiyor. HDP’nin belirlediği adayların seçime girip giremeyeceklerini seçimden önce belirlemek daha doğru, yoksa bu şekilde spekülasyonlara neden olur” dedi.

Türkiye’nin seçimlerden kaynaklı bir krizle karşı karşıya olmadığını da ifade eden Mehmet Metiner,”Kanuni bir süreç işliyor, kanunlara göre hareket ediliyor. Seçimi kazananlar mazbatalarını almış işlerine devam ediyor. Bir tek  İstanbul’da seçim sonuçlarına dair bir itiraz sözkonusudur, bu da bizim kanuni hakkımızdır ve bu sürecin YSK tarafından sonuçlandırılmasını bekliyoruz” dedi.

Metiner, “Türkiye’nin demokratik bir ülke olmadığını söyleyenler, HDP’nin meclisteki varlığına bile bakarak bunun doğru olmadığı sonucuna varabilirler. HDP’nin PKK ile bağlantısı bilindiği halde siyasal bir parti olarak parlamentoda bulunuyor. Teröre yardım ve yataklık etmediği müddetçe de üzerinde herhangi bir baskı olmuyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘Bakın Kürdistan diyorum’

Erdoğan’ın seçimlerden önce “Türkiye’de Kürdistan diye bir yer yok. Kürdistan Kuzey Irak’tadır” sözlerini değerlendiren Metiner, “Ben Kürt asıllı değil Kürt’üm. Bakın Kürdistan diyorum. Kürdistan hükümeti var, selamlıyoruz. Barzani bizim kardeşimiz selamlıyoruz. Onunla dostuz, selamlıyoruz. Sıkıntı ne? Suriye’de Kürdistan bölgesi yok mu? Suriye’deki Kürtlerin nüfus kağıtları bile yoktu. Ama ben sizin istediğiniz soruya cevap veremem” ifadelerini kullandı. veremem” ifadelerini kullandı.